Dar Görüşlülük ve Yobazlık

  • Cuma Karaman
  • Cuma Karaman
    20 Eyl 2024 00:52



    Çağımızın en önemli sorunlarından biri maalesef dar görüşlülük ve yobazlıktır. Bu tutumlar, toplumsal ilişkilerde ve bireyler arası etkileşimlerde ciddi sorunlara yol açar. Dar görüşlülük, insanların kendi düşünce ve inançlarını mutlak doğrular olarak kabul etmelerine ve alternatif bakış açılarına kapalı olmalarına neden olur. Bu, toplumsal uyumu bozar ve farklılıkların kabul edilmesini zorlaştırır.


    Yobazlık ise, sadece bireysel bir tutum değil, aynı zamanda toplumsal bir problem olarak kendini gösterir. Din, ideoloji veya kültürel farklılıklar üzerinden insanları dışlamak ve küçümsemek, toplumsal bölünmelere yol açar. Bu tür yaklaşımlar, hem bireysel hem de kolektif düzeyde hoşgörüsüzlük ve çatışmalara neden olabilir.


    Günümüz dünyasında, birçok kişi ahlak, adalet ve bilgi konusunda yüksek sesle konuşmasına rağmen, uygulamada sıkça eksiklikler göze çarpmaktadır. Bu çağın çoğu insanının yobaz olarak nitelendirilmesi, yalnızca belirli bir inanç grubuna veya ideolojiye özgü bir sorun olarak algılanmamalıdır. Yobazlık, aslında çok daha geniş bir olgudur ve yalnızca bir ırka, inanca veya ideolojiye mahsus değildir.


    Yobazlık, temelinde dar görüşlülük ve önyargı yatmaktadır. İnsanlar, genellikle kendi düşünce ve inançlarını mutlak doğrular olarak kabul ederler ve bu doğruların dışında kalan her şeyi reddederler. 


    Bu dar görüşlülük, farklılıkları kabul etmemek ve alternatif bakış açılarına kapalı olmak şeklinde kendini gösterir. Ancak, yobazlık yalnızca bireysel bir özellik değil, aynı zamanda toplumsal bir fenomen olarak da ortaya çıkar.



    Toplumlar arasındaki önyargılar, bireylerin kendi grup kimliklerini koruma eğiliminden kaynaklanabilir. Kendi ideolojilerini veya inançlarını yüceltirken, diğer grupları dışlamak ve küçümsemek, geniş bir toplumsal dinamik içinde yer alır. Bu durum, hem bireysel hem de kolektif düzeyde çeşitli biçimlerde tezahür eder. 


    Yobazlık, sadece dini veya ideolojik farklılıklarla sınırlı kalmayıp, ırk, cinsiyet, etnik köken ve diğer sosyal kimlikler üzerinden de kendini gösterebilir.


    Günümüzde, toplumların çeşitlenmesi ve küreselleşmenin getirdiği etkileşimlerle birlikte, yobazlık daha belirgin bir hale gelmiştir. Bilgiye erişim kolaylaştıkça, farklı düşünce ve kültürlerle karşılaşma fırsatı artsa da, bu durumun birçok insan için kabul edilemez olduğunu ve önyargılarını derinleştirdiğini görmekteyiz. 


    Bu, toplumsal yapının, karşılıklı anlayış ve hoşgörüye olan ihtiyacını daha da vurgular.


    Sonuç olarak, yobazlık sorunu, yalnızca belirli bir gruba ait değil, tüm insanlık için geçerli olan evrensel bir sorundur. Bu sorunun üstesinden gelmek için, bireylerin ve toplumların, çeşitli düşünce ve inançlara açık olmaları ve farklılıklara saygı göstermeleri gerekmektedir. Aksi takdirde, toplumsal barış ve uyum sağlamak zorlaşacak ve bireyler arasında derin bölünmelere yol açacaktır. Yobazlıkla mücadele, hem bireysel hem de toplumsal düzeyde sürekli bir çaba ve sorumluluk gerektirir.


    20 Eyl 2024 00:52