Modern Zindanlarımız

  • Ertuğrul İncekul
  • Ertuğrul İncekul
    04 Eyl 2024 01:34


     

    “Andolsun ki biz, insanı çok kerim (şerefli) yarattık." (İsra Suresi, 17/70)

     

    İnsanlık tarihi boyunca, ilkel çağlar veya peygamberler öncesi cahiliye dönemleri gibi geçmişin karanlık dönemleri, günümüzde farklı biçimlerde karşımıza çıkıyor. Mesnetsiz yargılar, peşin hükümler ve bidatlar, bugün milliyetçilik, mezhepçilik, konformizm, ruhsal ve entelektüel yetersizlik, bencillik, hemşehricilik gibi unsurlar aracılığıyla modern zindanlarımızı oluşturuyor. Zihinlerin durağanlaştığı ve sadece "kaydır, diğerine bak" hipnozu içinde insanların bir girdaba kapıldığını söylesek abartmış olmayız.

     

    Ayrıca eskiden cehalet, fakirlik, tefrika ve taassup gibi düşmanlarımız vardı. Bugün ise bunlara hilekarlık, zorbalık, sefahat, müstehcenlik, vurdumduymazlık ve kozmopolitlik de eklendi.

     

    Günümüz insanının karşılaştığı ve aşmakta zorlandığı modern zindanlara göz atalım;

     

    Konfor Alanı:

    İnsanlar genellikle alıştıkları ve rahat hissettikleri ortamda kalmayı tercih ederler. Bu da yeni deneyimler kazanmalarını ve gelişimlerini engelleyebilir.

     

    Kozmopolitlik ve Kültürel Kimlik:

    Küreselleşme ve kozmopolit yaşam tarzı, bireylerin kendi kültürel kimliklerini kaybetmelerine veya bu kimliği zayıflatmalarına yol açabilir.

     

    Tüketim Çılgınlığı:

    Sürekli tüketim baskısı, bireylerin maddi şeylere aşırı önem vermesine ve manevi değerleri ihmal etmesine neden olabilir.

     

    Teknoloji ve Yalnızlık:

    Teknolojinin aşırı kullanımı, yüz yüze iletişimi azaltarak bireylerin yalnızlaşmasına yol açabilir.

     

    Hayatın Anlamını Sorgulamak:

    Modern yaşamın hızlı temposu ve sürekli değişim, bireylerin hayatın anlamını sorgulamalarına ve tatminsizlik hissetmelerine neden olabilir.

     

    Rahata Düşkünlük:

    Modern insanın rahatlığa olan düşkünlüğü, gelişim ve ilerleme yolunda engel oluşturabilir. Rahata düşkünlük, kişinin zorluklarla yüzleşmek yerine kolay ve zahmetsiz çözümleri tercih etmesiyle karakterizedir. Bu da kişisel gelişimi ve başarının önündeki bir engel olabilir. Unutmayalım ki, rahmette zahmet, zahmette rahmet vardır.

     

    Sathi Bilgi:

    Bilginin derinlemesine anlaşılmaması, yüzeysel bilgiye dayalı kararlar alınmasına ve hatalara yol açabilir. Bilgi kirliliği, insanı gerçeklerden ve inandığı değerlerden uzaklaştırabilir.

     

    Durağanlık:

    Değişime ve yeniliğe kapalı kalmak, bireylerin ve toplumların gelişimini sınırlayabilir.

     

    Benmerkezcilik:

    Bireysel çıkarların ön planda tutulması, toplumsal dayanışmayı zayıflatabilir. Heva öne çıkınca Hüda geride kalır.

     

    Manevi Boşluk:

    Maddi değerlerin öncelikli hale gelmesi ile oluşan manevi boşluk, bir kişinin ruhsal veya duygusal tatmin eksikliği yaşaması durumudur. Bu durum, kişinin hayatında anlam, amaç veya derinlik bulamaması nedeniyle ortaya çıkar. Manevi boşluk, kişinin içsel huzurunu kaybetmesine ve varoluşsal bir kriz yaşamasına yol açabilir. Bu boşluk, kişinin hayatında maddi şeylerle tatmin olmaya çalışmasına rağmen, derin bir tatminsizlik hissetmesiyle karakterize edilir.

     

    29. Mektup'ta yer alan "Hücumât-ı Sitte" olarak bilinen altı desiseyi de hatırlayalım: makam sevgisi (hubb-u cah), korku, açgözlülük (tamah), ırkçılık, enaniyet ve rahata düşkünlük (tenperverlik).

     

    Ayrıca, beş afet olarak tanımlayabileceğimiz tehlikeler şunlardır: İstişareye önem vermemek, geçmişle yetinmek, büyüklere saygı duymamak, vesileleri amaç olarak görmek ve İslami heyecan ile şevkin sönmesi.

     

    Modern yaşam tarzları, geleneksel ahlaki değerleri zayıflatarak bireysel ve toplumsal krizlere yol açabilir. İnsanı Kamil olmak bir hedeftir. Ahlaki değerleri içselleştirmiş ve ilahi hakikatlere vakıf olmuş olmak gayedir. İnsanı Kamil ile Kur'an ikiz kabul edilmiştir, çünkü her ikisi de ilahi hakikatleri yansıtır?.

     

    Hususi Bir Açıdan İman yazısından kamil insanı şöyle de tarif edebiliriz; “Mü’min; sağduyusu, basiret ve firaseti, vahiy ile aydınlanmış dupduru ve tertemiz aklı, engin ve objektif anlayışı, sağlam ve kuşatıcı görüşü, sorumlulukları adına titizlik ve duyarlılığı, kötülüklere karşı azim ve kararlılığı, bütün bir ömür boyu yücelikler peşinde olması ve yüksekleri kollaması, her zaman dipdiri tutabildiği hissi, şuuru ve iradesi, her şeyin özüne nüfuz edebilme hususundaki tecessüsü ve hâdiseleri yorumlamadaki derin idraki, Allah’a itimat edip güvenmesi ve insanlar arasında bir güven insanı olarak tanınıp bilinmesi, Hakk’ı gönülden tasdik edip her zaman O’na karşı vefalı kalabilmesi, emanette emin olarak tanınması ve herkesin her zaman başvuracağı bir emniyet insanı şeklinde hatırlanması, hatırlanıp maşerî vicdanca kabul görmesi, duyulup görüldüğü her yerde Hakk’ın yâd edilmesine vesile olması ve semtine uğrayanları hâliyle, diliyle O’na yönlendirmesi açısından “Mutlak zikir kemâline masruftur.” esasına binaen tam bir tasdik, iz’an ve temsil kahramanıdır.”

     

    Sonuç olarak, modern zindanlarımızla yüzleşmek ve bu sorunları aşmak, bireylerin ve toplumların gelişimi için büyük bir önem taşımaktadır. Hür olmadan gerçek özgürlüğe nasıl kavuşabiliriz ki?
    04 Eyl 2024 01:34