Çarşamba akşamı Ramazan mukabelesinin bitiminde iftar icin ezanı beklediğimiz sırada Fethullah Gülen Hocaefendi, mescitte bulunan Naci Tosun Bey’e dönerek Almanya’da tedavisi süren Mehmet Ali Şengül Bey’in durumunu sordu.
Naci bey’in verdigi bilgilerden sonra Hocaefendi; Mehmet Ali Şengül Ağabey’i, Hizmet yolunda durmadan koşturması ve “mülayemet” timsali karakteri itibariyle yadetti.
6 Aralık 2019 tarihinde Hocaefendi’nin şu sözlerini not almışım:
“Hakkım olmadığı halde Allah çok güzel arkadaşlar lütfetti. Hamdolsun…”
Mevzu 1986’da Hac dönüşü Kilis uzerinden Türkiye’ye giriş yapmalarıydı. Kendisine refakat eden merhum Hayati Yavuz’dan bahsederken bu ifadeyi kullandı ve onun Hizmet için Kazakistan’a gidişini şöyle yadetti:
“Sadakati sadece bana refakat etmesi degil, hayatı oyle, hizmet icin Kazakistan’a gitti…”
Evet Hayati Yavuz bey Kazakistan’a gitti, orada Hizmet etti, ve orada vefat etti. Vefatından kısa süre önce Kazakistan’da görüştüğümde en büyük arzusu dünya gözüyle Hocaefendi’yi bir kere daha görmekti, bu görüşme ve buluşma ahirete kaldı.
Evet, Bediüzzaman Hazretleri’nin etrafındaki ilk halka gibi; Hocaefendi’ye başından beri refakat eden nadide insanlar onlar… Hocaefendi onlara “Arkadaşlarım” diyor; biz “Ağabeyler” diyoruz…
Bazıları aynı zamanda Hocaefendi’nin talebeleri konumunda olan; ömürleri dine, millete ve insanlığa hizmet yolunda geçen bu müstesna kametlere ben aynı zamanda “Hizmet Heyeti” diyorum. Hizmet’in meselelerini Hocaefendi ile müşavere eden “Heyet” olmaları hasebiyle… Kimilerinin biraz da değişik manalarla “Alî Heyet” (Heyet-i Alîye) dedikleri, ama hicbir zaman kendilerini “Alî” (Yüce) bir konumda gördüklerine sahit olmadığım tevazu ve mahviyet insanları…
Tam 33 yıl önce 17 yaşında bir üniversite ögrencisi iken ilk tanıdığım ağabeylerden biri İsmail Büyükçelebi Bey… Tıpkı Mehmet Ali Şengül ağabey gibi mülayemet, sadakat ve hizmet timsali… Hala kitap okuma programlarından gençlerin Kur’an öğrenmesine kadar her alanda koşturan, yeni nesle örnek olan İsmail Abimiz… “Allah Yolunda Bir Ömür” kitabını okuduktan sonraki heyecanını unutamıyorum. Onun nezaretinde peşpeşe beş-altı programla, Prof. Suat Yıldırm ve Mehmet Ali Şengül Beylerin de katılımı ile kitabın değerlendirmesi yapıldı.
Abdullah Aymaz ağabeyi Zaman gazetesi yıllarında tanıdım. Risale-i Nur sohbetleri, yazıları ve kitapları bizim kuşağımıza çok şey kazandırmıştır. Avrupa coğrafyasında yıllardır Mehmet Ali Şengül ağabey ile birlikte hizmet yolunda olmanın ve hizmet etmenin ne demek olduğunu yaşayarak gösteren iki müstesna karakter… Hala, tanıdığım ilk zamanlar gibi, ne zaman bir yerde görsem yanına koşar adımla giderek yüzüne bakınca farklı bir huzur hissine kapıldığım Muhterem Abdullah Aymaz hocamız…
Prof. Suat Yıldırım ağabeyi ilk olarak üniversite yıllarında kitapları ile tanıdım. Tercüme ettigi Maurice Bucaille’nin “Tevrat, İncil, Kur’an-ı Kerim ve Bilim” eseri universite yıllarında ilk okuduğum kitaplardan biriydi. Ömrü Kur’an ilimleri ve dine hizmet yolunda geçti. Edirne müftüsü olarak tanıdığı Hocaefendi’ye o tarihten beri refakat eden, kendilerine İslamcı diyen bir iktidarın gadri ile memleketten uzakta ama hizmetlerine devam eden, Kur’an meali hepimizin başucu eseri olan Suat hocamız… Hocaefendi’nin hayatını anlatan ve 2008’de yayınlanan ilk kitabımızı okuyup aldığı notları büyük bir incelikle bana aktardığı İstanbul’daki görüşmemiz hala hafızamda canlı…
Naci Tosun ağabeyi Zaman gazetesine girdiğim yıl tanıdım. Zaman’ın genel müdürüydü. İzmir’de gencecik bir üniversite ögrencisi iken tanıdığı Hocaefendi’nin bugüne kadar hep yanında durmuş, bu işin çilesini çekmiş, tanıdığımdan beri zihnimde hep derin tefekkür haliyle nakşolmuş bir ağabey… Ne zaman Hocaefendi’nin mekanına gitsem orada en sık gördüğüm, sohbet ettiğinizde hep yeni perspektifler yakaladığınız Naci Tosun ağabeyimiz… Daha doğrusu ağabeylerin çoğunun de kendisine hitap ettiği sekliyle “Naci Abi…”
Fethullah Gülen Hocaefendi’yi ziyaret edip de bir şekilde Doktor Kudret Ünal Bey’in odasına yolu düşmeyen herhalde az insan vardır. Hepsi, 73 yaşındaki Doktor Kudret Ünal ağabeyin adeta 15 yaşındaki bir genç talebe gibi misafirlere nasıl hizmet ettiğine şahit olmuştur. Yıllardan beri zannediyorum Hocaefendi, “Kim var?” deyince ilk ses veren, hem doktoru, hem dilini ve hassasiyetlerini çok iyi bilen, sadakat ve vefa abidesi Doktor Kudret Ünal ağabey… Her dönemde Hizmet’in gündemi ne ise ona kilitlendiğine bizzat şahit olduğum, bugünlerde kendisini “muavenet” gibi mühim gündemlere hasretmiş Doktor ağabeyimiz…
Prof. Şerif Ali Tekalan Beyi Fatih Üniversitesi rektörü iken tanıdım. Yeni Zelanda ve Fas gibi ülkelere beraber seyahatler yaptık. O da Naci Bey gibi, Hocefendi’yi İzmir’de tanımış, o günden beri hayatı hizmet etrafında örgülenmiş bir insan… Yıllar önce “İsviçre’den Moğolistan’a” kitabını okuduğumda, hizmet enerjisine ve yeni insanlara ulaşma kapasitesine imrenmiştim. Daha sonra Doğan Kitap tarafından yayınlanan “Nasıl Bir Diyalog” kitabına editörlük yapmak nasip oldu. Yakın zamandaki bir görüşmemizde, “Hocam keşke Hizmet yolunda yaşadıklarınızı, hatıralarınızı yazsanız” dediğimde, bu işin lüzumuna inandığını ifade etti. İnşallah bu proje tahakkuk ettiğinde, bazılarını bildiğim hadisleri anlattığında gelecek nesiller bugün yaşananları çok daha iyi anlayacaklar…
Mehmet Ali Şengül ağabey, “Hizmet Heyeti” içinde, yaşadıklarını ve hatıratını ilk yazıyla dökenlerden… Zannediyorum geçtiğimiz yıl yaptığımız bir görüşmede okumam için bana da tevdi etti. Abdullah Aymaz beyin ajandaya aklında kalan 25-30 maddeyi tespit edip, “Allah Rızası için lütfen şu hatıratları yaz” demesiyle anlattığı hatıralar aynı zamanda Hizmet hareketinin bir hikayesi…
“Gelecek nesillerimize bir Yad-ı Cemil olur düşüncesiyle, mesuliyet ve sorumluluktan kurtulmak, en önemlisi dar-ı bekaya intikal neticesi, hayır dualara mazhar olabilmek için kayda almaya çalıştım…” diyor hatıratları için…
İnşallah bu eser yayınlandığında yeni nesiller Hizmet’in bugünlere nasıl bir çile ve meşakkatle geldiğini daha iyi görecekler… Zannediyorum, Mehmet Ali Şengül ağabey, bugün binlerce Hizmet mensubunun yaşadığı işkencelere, 1980 ihtilalinden sonra ilk maruz kalanlardan…
Ama Hizmet o zaman da yoluna devam etmiş, şimdi devam ediyor ve devam edecek inşallah.
İnşallah Mahmet Ali Şengül Ağabey en kısa zamanda tekrar sıhhatine kavuşacak ve yeni kuşaklara örnek şahsiyetiyle “Hizmete devam…” diyecek. Çünkü 76 yıllık hayatı hizmetten ibaret…
Evet, onlar “Hizmet Heyeti...” Ben onların yaşadığı hayatın şahitlerinden biriyim.
Allah hepsine uzun ömürler versin, onlardaki Hizmet düşüncesini ve mefkureyi bize de nasip etsin.
En büyük temennim, isimlerini zikrettiğim bu şahsiyetlerin hepsinin yaşadıklarını, hatıratlarını yazıya dökmeleri ve bu kayıtların görüntülü olarak gelecek nesillere emanet edilmesi… Çünkü Hizmet hareketini ve bugünleri anlatacak en iyi isimler onlar…
Faruk Mercan