Domino Etkisi

  • Hüseyin Odabaşı
  • Hüseyin Odabaşı
    23 Tem 2023 10:40

    2018’in Mart ayında Kosova'dan 6 Gülenist Türkiye'ye kaçırıldı. Fakat Kosova yetkilileri bu olay karşısında ilk etapta “failleri bilmiyoruz, olaydan şimdi haberimiz oldu” şeklinde tepki verdiler. Dönemin Kosova Başbakanı Ramush Haradinay’ın bile olaydan haberi yoktu. Bu vahşice kaçırma karşısında Kosova Başbakanı ve Kosovalılar şok oldular. Güpegündüz kendi memleketlerinde sadece öğretmenlik yapan insanlar kaçırılıyordu fakat kimsenin olaydan haberi olmuyordu. Akıl alır gibi değildi. İki gün eylemler protestolar yapıldı Kosova’da. Televizyonlar bu olayı konuştu. Yorumcular programlarında bu kaçırma olayını kınadılar, lanetlediler.   

    Belki Kosova Cumhurbaşkanı Haşim Taçi’nin bir haberi vardı. O da olayı sonradan duyduğunu kaçırılanlardan haberinin olmadığını ifade etti. Mizansen böyleydi. Herkes ağız birliği etmişti sanki. Kimsenin hiçbir şeyden haberi yoktu. Yani Kosova'nın ilgili mercileri masum sadece suçlu Türkiye'ydi. Çünkü Türkiye'den de Cumhurbaşkanlığı seviyesinde bomba gibi açıklama geldi: “Biz kaçırdık” dediler. Evet fail belli, suçlu beliydi. Kosova'nın bu kaçırmadan haberi yoktu, elleri temizdi. 

    Fakat çok geçmeden Yusuf Karabina’nın kaçırılma görüntüleri çıktı. Çok da namı nişanı olmayan bir yerel gazete bu görüntüleri yayınladı. Görüntülerde Kosova polisi sabah saatlerinde okuluna eğitim için gitmekte olan Karabina ailesine ait arabanın önünü kesiyor, darpla arbedeyle Yusuf beyi güpegündüz kaçırıyordu. Özellikle bu video kaydı ortalığı ayağa kaldırdı. Hani Kosova yetkililerinin kaçırmadan haberi yoktu. Hani suçlu sadece Türkiye tarafıydı... Bu durum en çok Kosova halkını rahatsız etti. Öyle ki toplumsal baskı karşısında Haşim Taçi bu kaçırmaların “güvenlik gerekçesi” ile yapıldığını itiraf etmek zorunda kaldı. Artık failler belli olmuştu. 

    Haşim Taçi daha sonra 98, 99 yıllarında Sırplarla yapılan savaşlar dönemindeki suçlarından dolayı Lahey'e götürüldü (2020) ve tutuklandı hapsedildi. Gerekçe savaş suçlarıydı fakat Kosova'da yaşayan Türk öğretmenlerin kaçırılmasındaki şaibe belki de bardağı taşıran son damlaydı (Gayretullah). Cumhurbaşkanının tutuklanıp Lahey’e götürülmesi Kosova'daki kaçırma olaylarıyla alakalı hukuki soruşturmaların önünü açtı, rahatlattı.  

    Öğretmenlerin kaçırılmasıyla alakalı görülen davada, dönemin İstihbarat Başkanı Driton Gashi ile Vatandaşlık ve İltica Dairesi Başkanı Valon Krasniçi görevi kötüye kullanmakla suçlandı. Yabancılar Şubesi Başkanı Rahman Süleymani’ye ise görevi kötüye kullanmanın yanı sıra ‘yasa dışı yollarla kişiyi özgürlükten yoksun bırakma’ suçlaması yöneltildi.  Kosova yasalarına göre sanıklara 5 yıla kadar hapis cezası verilebilecekti. 

    Kosova Parlamentosunca kurulan araştırma komisyonu, Şubat 2019’da yayımladığı raporda, sınır dışı etme sırasında 31 yasa ve prosedür ihlalinin meydana geldiğini tespit etti. Raporu yazan komisyon üyeleri, olayın arkasındaki isim olarak dönemin Cumhurbaşkanı Haşim Taçi’yi işaret etti.

    Evet o günlerden bu günlere gelindi ve mahkeme neticelendi. Kosova istihbarat eski başkanı Driton Gashi; “makamını ve görevini kötüye kullanmaktan” suçlu bulundu ve 4 yıl 8 ay hapse mahkûm oldu.

    Dünyada kabaca iki tür devlet vardır. İstihbarat devleti ve hukuk devleti. İstihbaratın yaptığı bir kaçırma eylemini Kosova hukukunun suçlu bulup cezalandırması bu devletin istihbarat değil hukuk devleti olduğunu gösterdi. Bu önemli bir durumdur. Diğer bir konu. Kamu davası da olsa Türkiye’de ve dünyada Hizmet Hareketi’nin uğradığı mağduriyetle alakalı ulusal bazda faillere bir ceza verildi ve bu ceza infaz edildi.  Bu görülen dava Türkiye dahil dünyanın muhtelif yerlerinde Hizmet Hareketi’nin yaşadığı zulmün ve haksızlığın delillendirilmesi başka davalara numune teşkil etmesi bakımından da önemlidir. 

    Hatırladıysanız bundan iki sene önce Hizmet Hareketi’ne mensup olanların Türkiye'de uğradığı mazlumiyet ve mağduriyetlerin Strazburg'daki mahkemeye intikalinden önce “Turkey Tribunal”(24 Eylül 2021), gerçeğe yakın sanal bir mahkeme yaptı. Türkiye Tribunal’in yapmış olduğu bu temsili mahkeme, Strazburg'da görülecek olan hakiki mahkemeye yardımcı olacak, mezkûr hakimlerin yaşanan hak ihlallerini daha net olarak görmeleri temin edecekti. Gerçeğinden farksız olan bu sanal mahkeme yapıldı ve faydalı da oldu. (İnşallah…)

    Fakat Kosova'da 5 seneden beri görülmekte olan bu dava sanal değildi. “Turkey Tribunal’den daha gerçekti. Strazburg’daki (Fransa) Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde gerçekten görülmüş bir dava olarak Kosova'da görülen bu dava, elbette daha etkili olacak ve çok yakın bir tarihte İnsan Hakları Mahkemesinde adaletin tecelli etmesine kuvvetli bir karine teşkil edecektir. Yani Kosova mahkemesinde görülen ve Hizmet Hareketi’nin lehinde sonuçlanan bu davayı Strazburg'daki mahkemenin görmesi ve değerlendirmesi, ilgili avukatlar tarafından sağlanmalı, temin edilmelidir.

    Kosova mahkemesindeki bu karar, ilgili insan hakları mahkemelerinde değerlendirildiğinde cirmi kar topu gibi küçük olsa da mahkeme mahkeme yuvarlandıkça büyüyecek ve nihayet mazlumları güldüren bir adalet çığına dönüşecektir. Domino etkisi yani!
      

     




    23 Tem 2023 10:40