Kurban “yakınlaşmak” demektir. “Iza karraba kurebanen; “yakınlaştıracak kurban” (Maide, 27). Kurbanın en önemli vasfı burada insanı Allah’a yakınlaştırmasıdır. Zira kelime anlamı da budur. Kurban etlerinin konu komşuya, eşe dosta dağıtılması itibariyle mahiyetinde büyük bir cömertliği barındırır. Cömertlik da insanı Allaha ve insanlara yakınlaştırır:
Resulullah (sav) buyurdular ki: "Sehavet (cömert) sahibi Allah'a yakındır, insanlara yakındır, cennete yakındır, cehennemden uzaktır. Cimri ise Allah'tan uzaktır, insanlardan uzaktır, cennetten uzaktır, cehenneme yakındır. Cahil sehavet sahibini Allah, cimri ibadet düşkününden daha çok sever."(Hadis No: 2174-Buhari)
Kurban kesenler kesmeyenlere göre daha merhametli olur. Hz. Adem’in kurban kesen oğlu, kesmeyen oğluna göre daha merhametli ve kalp yumuşaklığına sahipti. Bu açıdan kurban kesmeyen veya kurbanı kabul edilmeyen evladın katı kalp sahibi bir katil olması düşündürücüdür. Habil, katil abisi Kabil’e şöyle seslendi: “Öldürmek üzere elini bana uzatsan bile ben öldürmek için elimi sana uzatmayacağım. Ben, bütün alemlerin Rabbi olan Allah’tan sakınırım.” (Maide, 28)
Sevabı bol bir ibadettir. Peygamberimiz(sav) buyurdu: “Kurbanın her bir kılı için bir sevap vardır.” (İbni Mace, Edahi, 3) Peygamber Efendimizin(sav) namaz meclisine dahil olmanın şartlarından biri de imkânı olanların kurbanlarını Allah için kesmeleridir: “Kurban kesecek güçte olup da kesmeyen namazgahımıza yaklaşmasın.” (İbni Mce, Edahi 2)
Bir insanın en büyük imtihanı, madde ile mana veya dünya ile ahiret arasındaki tercihlerinde yaşanır. Maddeyle mana karşı karşıya geldiğinde hangisini tercih edeceğiz? “Kurban kes” emri Allah’tan gelen manevi bir emirdir. Kesilen kurban hayvanı ise maddeyi temsil eder. Etiyle kemiğiyle maddeyi temsil eden kurban Allah’ın emrine uyarak kesmek ise maddenin manaya feda edilmesi anlamına gelir. Kurban kesen her mümin maddeyi manaya, dünyayı da ahirete feda etmiş ve doğru bir tercihte bulunmuş demektir.
Hemen her ibadetin kurban ibadetinde olduğu gibi bir Allah’a bir de topluma bakan yönü vardır. Kurban bunun en güzel örneğini teşkil eder. Kurban Allah için kesilir fakat etleri insanlara dağıtılır. Bu yönüyle dağıtılan kurban etleri her bireyin kalbini Allah’a bağlar, teveccühüne vesile olur.
Kurban kesmek müstakil bir ibadettir. Ancak Hac ibadetinin içinde ayrı bir değeri ve yeri vardır. Aynen Kur’an-ı Kerim okumak gibi. Kur’an-ı Kerim’i müstakil olarak okumak sevaptır fakat Kur’an okumanın namaz ibadetinin içinde önemli bir yeri vardır. Kıyamda kıraat, namazda ayaktayken bir miktar Kur’an’dan okumak demektir. Ve kıraat namazın olmazsa olmaz 12 tane rükünlerinden biridir. Bunun gibi Hac kurbanı Hac ibadetinin tamamlayıcı bir unsurudur ve harem bölgesi içinde kesilmesi gerekir. Bu açıdan kurban ibadeti insanı Hac ibadetini yapmaya hazırlar ve teşvik eder.
Kurban ibadetinin peygamberlik davası (irşad ve tebliğ) veya soyunun devamı açısından ayrı bir önemi ve kıymeti vardır. Çünkü Hz. İbrahim, Saffat Suresi’nde anlatıldığı gibi Allah’tan evlat istedi Allah da ona kurban kesmesi gerektiğini söyledi. Mekke'nin müşrikleri erkek evlatları vefat eden Peygamberimize (sav) “evlatsız, soyu kesik, davası bitik” manasına ebter dediler. İhtimal müşriklerin bu “ebter” sözüne üzülen Peygamberimize Allah’u Teala Kevser Süresi’nde; “namaz kılıp kurban kesmesi” gerektiğini söyledi.
Bakara Suresi’nde anlatılan Bakara olayında kurban kesmenin fail- i meçhul cinayetlerin önünü almakla alakasından bahsedilir. Çünkü İsrailoğulları Hz. Musa döneminde Hz. Musa'dan bir fail -i meçhul cinayetin aydınlatılmasını istediler. Zira bu fail- i meçhul cinayet sebebiyle kabileler birbirine girip büyük bir fesat çıkmak üzereydi. Hz. Musa da İsrailoğullarına bir ineği yani “bakarı” Kurban edip getirmelerini söyledi. Ve Hz. Musa kesilen bu kurbanın parçasıyla öldürülen kimseye vurdu ve ölü konuşarak katilin kim olduğundan haber verdi. Bu bakımdan Bakara Suresi’ni kurban olayının ele alındığı sure olarak da değerlendirebiliriz. Çünkü Bakara Suresi’ndeki “bakara” sığır demektir fakat buradaki sığır, kurbanlık bir sığırdır. Günümüzde akıtılan kurban kanları belki de bilemediğimiz bir ilgi ve mana ile o beldenin sakinlerinde fail- i meçhul cinayetlerin meydana gelmesine Allah’ın inayeti ile mâni oluyordur. (Allah u alem)
Kurban insan hayatına kasteden bela ve musibetlere karşı paratoner olur. (Allah u alem) Hz. İbrahim’in oğlu İsmail'i kurban etmesinde veya Hz. Adem’in evlatları arasındaki kurban olayında kurban kesmenin insan hayatının korunmasına sağladığı katkıyı görebiliriz. Aldığı manevi emir gereği evladı İsmail’i kurban etmek isteyen Hz. İbrahim’e Allah melek vasıtasıyla kurban etmek üzere bir koç gönderdi. Yani kurbanlıklar İsmaillerin hayatının kurtulmasına sebep oldu. (Saffat, 100,110)
Aynı şekilde Hz. Adem’in kurban kesmeyen oğlu diğerini öldürdü. Fakat kurban keseni “beni öldürmek için elini bana uzatsan da ben seni öldürmek için elimi uzatmayacağım” dedi. (Maide 28) Kurban kanı akıtan Habil, insan öldürmenin ve kanını akıtmanın ne kadar kötü bir şey olduğunu kestiği kurbanı canını verirken öğrenmişti. Bir canlının hayatına kıymanın ne kadar kötü bir şey olduğunu öğrenen Habil kardeşine; “sen beni öldürmek istesen de ben seni öldürmek içlin elimi sana karşı uzatmayacağım” dedi. Bu acı tecrübeyi yaşamamış olan Kabil ise kardeşini gözünü kırpmadan öldürdü. Fakat bin pişman oldu. Ne yapacağını şaşırdı da ceset ortada kala kaldı. Eğer bir karga gelip başka bir ölü kargayı toprağa gözünün önünde gömdüğünü Ona göstermeseydi şaşkınlığından ne yapacağını bilemeyecekti. (Maide, 31).
Bu bakımdan her ibadetin bize öğretmek istediği veya kazandırmak istediği bir tecrübe vardır. O tecrübeyi ibadetleriyle elde etmeyen insanoğlu daha büyük hayratlar yaparak öğrenmesi gerekeni öğrenmiş olur ancak iş işten geçer. Kurban ibadeti de bize bir canlının hayatına son vermenin ne kadar tehlikeli ve büyük bir yıkım olduğunu öğretir. Dolaysıyla bir insanın başka bir insanın hayatına kastetmesinin telafisi mümkün olmayan en acı bir olaylardan biri olduğunu öğretir. Evet, yaklaşmakta olan şu Kurban Bayramı'nda keseceğimiz kurbanlarımızı şimdiden kabul etsin!
Bayramınız mübarek olsun!