Akdeniz Neden Isınmıyor?

  • Kadir Gürcan
  • Kadir Gürcan
    29 Haz 2020 10:29
    Deniz ve plaj mevsiminin ortasındayız. Virüsün mecbur ettiği bütün kısıtlamalara rağmen, güneş ışığından istifade etmek için fırsat kollayan tatilcileri evde tutmak oldukça zor. Yaz turizminin gözde mekanlarından olan Akdeniz, benzersiz iklimiyle, kıyısı olan ülkeler için büyük bir zenginlik kabul ediliyor. Sadece deniz mi? Mediterranean ismi verilen ve zeytinyağı çeşnisi ile tanınan yemekler dünyanın en sağlıklı diyet tercihlerinden biri.

    Akdeniz, Ortadoğu'ya komşu denizlerden biri olması yönüyle de sık sık kendinden bahsettiriyor. Bilinen tarih periyodlarındaki önemini zikretmeye gerek yok. Akdeniz'in mevsim normallerinin dışında, sık sık ısınması da bölgeyi tanıyanlar için sürpriz değil. Hız kesmeyen bölgesel savaşlar yüzünden Ortadoğu'da atmosfer her zaman sıcak. Bundan bir kaç yıl önce (7 Nisan 2018), Türkiye'ye komşu diktatörlerden Beşşar Esed, bütün uyarılara rağmen kendi halkına karşı kimyasal silah kullanmıştı. ABD hükümeti, kırmızı çizginin aşıldığı gerekçesiyle okyanustaki savaş gemilerinden bir kaçını Esed'i cezalandırmak üzere bölgeye yönlendirdi (14 Nisan 2018). Bir hafta içinde belirlenen hedefleri bombalayan ABD donanmasının ne kadar yakında olduğunu artık siz tahmin edin. 

    Esed'in kimyasal silah kullandığı dünya basınına sızdığında, herkes “Akdeniz Isınıyor!” manşeti ile, yeni bir dünya savaşının an meselesi olduğu konusunda neredeyse hemfikirdi. Deniz Suyu sıcaklığından, dünya stratejileri üreten yazar-çizerlerimiz, Türkiye'nin sürekli kaybettiği Suriye krizinde sürpriz bir zafer ile düze çıkabileceğine ümit yatırmışlardı. Bu tür aklıevvelelerimiz olduğu için ne kadar sevinsek azdır! Hatta “Analar ne dehalar doğuruyormuş!” diyerek, komplekslerden kompleks beğensek yeridir. Neden mi? Gazetecilik mesleğinin en öldürücü virüsü sayılan '3Y'ye karşı bağışıklık sistemleri çok iyi; Yandaşlık, yalakalık ve yalan...Böyle bir üçleme yok ama, kelimelerin aliterasyonu kulağa hoş geliyor, değil mi? Eğer bu isim tutarsa, isim hakkı bu satırı yazarlarına ait. Bir kenara kaydedin.

    14 Nisan gününün manşetleri geceden hazırdı; “ABD Suriye'yi havadan vurdu!” Gerçekten, ABD donanması Suriye topraklarına bir gecede tam 59  hava saldırısı düzenlemiş ve planlanan bütün hedefler imha edilmişti. Donanma komutanı, operasyonun başarısını tek cümle ile özetledi; “En küçük bir karşı saldırı ile karşılaşmadık!” Operasyonun başarısı kadar, ilginç bir detay da dikkatleri çekmişti. ABD donanması, Akdeniz'den beklenen hava saldırısını, herkesi ters köşeye yatırarak, Kızıl Deniz üzerinden yapmıştı. Bizim Saray Beslemeleri de dahil, Beşşar Esed'in en güçlü müttefiki sayılan Rusya'nın tahminleri Akdeniz'in ötesine geçememişti. İki ihtimal vardı; Ya Türk statejistler, Nisan ayının yalancı baharına aldanıp, Akdeniz'in su sıcaklığını yanlış hesaplamışlardı  ya da Kızıldeniz'in sıcaklığı ta Akdeniz'e kadar ulaşmıştı. Her iki ihtimalin de absürt ve akıldışı olduğunu kabul edelim. Türkiye'deki Saray ekibi, bu tür mantıksızlıkları yazarlık ve gazetecilik olarak pazarlıyorlar ve onlara hiç bir şey olmuyor.

    Sistem değişikliğinin getirdiği bir dengesizlik olsa gerek, bizim devletliler harp-darp, fetih-ganimet gibi altında ezildikleri şehvetlerden vazgeçemiyorlar. Lise ders kitaplarındaki “Akdeniz'in Türk Gölü!” haline gelmesi efsaneleri hala yerinde duruyor mu bilmiyorum ama, beş yüzyıl geride kalmış tarihi hikayeleri günümüze taşımak için gayret sarfeden tipler hala mevcut. Son Osmanlı Deniz Donanması'nın Haliç'te çürütüldüğü gerçeği de aynı kitaplarda yer alıyor ama, imtihanda oralardan soru çıkmıyor.

    Çin Malı Hayrettin Paşalar, son bir kaç yıldır Akdeniz'de yeni maceralar arıyorlar. Uluslararası sularda petrol ya da doğalgaz sondajları yapmak için girişilen tehlikeli oyun neticeye ulaşmadı. Sondaj gemilerinin de bir başka ülkeden kiralandığı detayı üzerinde durmayalım da gülmekten karnımız şişmesin! Farz ı muhal, oralarda petrol bulsanız da bunu çıkaracak ekipman ve yetişmiş elemanı dışarıdan bulmanız gerekecek. Ee, oraya da yabancı oyuncu oynatma sınırlaması gelir de, sezon ortasında dımdızlak ortada kalırsanız ne olacak! Bir kaç gün önce AB'den Türkiye'nin Akdeniz'de girdiği mevsimsiz şehvetlerden vazgeçmesi gerektiğine dair bir uyarı da geldi. Tek kullanımlık Barbaros Hayreddinler, bakalım nasıl tepki verecekler.

    Altı aydır, Saray'ın Libya ekseninde giriştiği Akdeniz Oyunları'nda hangi branşlarda yarıştığı konusunda hiçkimse fikir yürütemiyor. An itibariyle “Artistik Patinaj”a aday gibi görünüyorlar ama resmi bir açıklama gelmedi. Diktatörlerin, başka ülkelere rejim ihraç etmesine hele hele demokrasi havariliğine kimse prim vermiyor. İşin garip tarafı bir yanıyla Suriye, diğer yanıyla kronik terör ile başedemeyen Türkiye'nin Libya gibi denizaşırı bir operasyona ne kadar dayanabileceği soru işaretleri oluşturuyor. Operasyon karşılığında alınan paranın 8 ya da 12 milyon dolar olması, bu soru işaretlerini dağıtmak için yeterli değil. 

    Türkiye'nin Akdeniz'de giriştiği iki tehlikeli tecrübe bölgede suyun ısınması için yeterli olmadı. Yunanistan ve Fransa'nın Türkiye'deki iktidar ile ağız dalaşına girmektense, meseleyi AB'ye götürmeleri önemli. Bunun dışında, deniz suyu sıcaklığından hareketle yeni bir dünya savaşı ya da Akdeniz'in Türk Gölü haline gelmesi gibi bir endişe hiç dillendirilmiyor. Türkiye'nin Ege Denizinde Yunanistan ile yaşadığı siyasi krizler şimdiye kadar ciddiye alınmadı. Akdeniz'de denenen yeni macerasının kaç gram edeceğini göreceğiz. 

    Şu kadar var ki, Libya önüne demirleyen Türk Bandıralı gemiler Akdeniz'in sıcaklığına tesir etmedi. Eğer sıcaklık deniz suyu ve plaj keyfine mani olsaydı, hiç olmazsa bu yıl hem plaj hem de Mediterranean diyeti ertelenir, onun yerine Keto diyeti ile Kızıldeniz sahilleri tercih edilirdi. Yoksa, Akdeniz kültürüne sahip ülkelerin, uluslararası itibarını kaybetmiş bir budalanın kaprislerine bu derece ilgisiz kalması size de garip gelmiyor mu?
    29 Haz 2020 10:29