Ergenlik bunalımı yaşayan Z generation hadi neyse de, yaşını başını almış ve bir ayağı çukurda siyasetçilerin “anlaşılmıyorum!” bahanesine sığınmaları biraz garip. Onca yıl meclis kürsüsü, seçim mitingi ya da parti kongresi gördükten sonra, hala meramını anlatacak bir dil becerisine ulaşılamadıysa, o zaman sorunu başka yerde aramak lazım.
Bir anlık heyecanın şehveti ile her topa kafaya çıkan siyasetçiler, biraz da dolduruşun kurbanı oluveriyorlar. Ekonomik krizden çıkış yolları arayan iktidara yeni bir açılım tecrübesi sunan milliyetçi kanat, havuz medyasının “Bilge” abartısına kendini biraz fazla kaptırdı. Öyle ya, bilgece laf edince, hadiseyi çağdaş nesillerin değil de bir kaç sonraki kuşağın anlaması daha bir havalı olmaz mı? Zavallı liderin “A dostlar, anlaşılamadım!” feryadını niye basite alıyorsunuz? Bilge kaprisini kimseden duymadıysanız yazarınızdan duyun!
Çok gerilere gidip iktidar ve Saray'ın iki ileri bir geri İzmir Marşı icraat manevralarının dökümüne gerek yok. Bir aylık icraat takvimine göz ucuyla nazar-ı aşina ettiğinizde büyük resmi görmeniz mümkün. İktidarın koltuk değneği muhalefet ile yaptığı ortak icraatlar da benzer durumda. Yeni bir açılıma öncülük eden lider ile iktidar arasında hala bir rezonans ve fikri insicama ulaşılamaması artık gizlenemiyor. Proje dediğiniz şey, eski tabir ile “Kervan yolda ikmal olur!” kayıtsızlığına bırakılır mı? Hazret'in teklifi daha vizyona çıkmadan bitpazarına düşüverdi.
Merhum Nasrettin Hoca'nın hırsız ile yaşadığı diyalog aklıma geldi. Hani o çilekeş hanımın “Hoca bırak hırsızı gitsin!” kolay çözümüne, alt katta kan-ter içinde hırsıza meramını anlatamayan zavallı Hoca'nın “Hanım, ben bırakıyorum da o beni bırakmıyor!” feryadı ne kadar yerinde. Yeni açılım projesinde kim kimi tutuyor? Proje kime ait? İsim babası kim olacak? Hapishaneden çıkarılıp meclis kürsüsünde konuşması beklenen sabıkalı nerede misafir edilecek? Konuşma halka açık yapılırsa Türkiye çapında seçim mitingine dönüşmesine kim mani olacak?
Anlaşılamama takıntısı sadece milliyetçi kanat ile sınırlı değil. Saray'a etten duvar ören yazar-çizer esnafı, partisinin kendi liderine ayak uyduramadığı iddiasında ısrarlılar. İktidarın günah hanesine yazılan Kur Korumalı kanun, kredi kartlarına “Vatan savunması!” adı altında yüklenmeye çalışılan kesinti ve son olarak “Etki ajanlığı!” teklifinin geri çekilmesi hep, iyi anlaşılamayan Saray'ın icraatlarından.
Son bir aydır görüşme trafiğini sıklaştıran Saray ve iktidar ortağı parti lideri birbirlerini anlamaya çalışıyorlar. Öyle olmalı ki, esrar ve gizem perdesi bir türlü kalkmayan yeni açılım hakkındaki belirsizlikler için geçtiğimiz günlerde ikili yine bir araya geldi. İnsanın aklına “Yahu bu ikisi birbirini anlamıyor mu acaba?” diyesi geliyor.
Geçtiğimiz günlerde “Açılım konusunda Saray ile aranızda bir anlaşmazlık söz konusu mu?” diye soran işgüzar gazeteciye birikmiş öfkesini boşaltan muhalefet liderinin bıkkınlığı her halinden belliydi. Eh o kadar bilge kaprisi olsun, değil mi?
Meslektaşlarımıza naçizane tavsiyemizdir; bırakalım önce Saray ve iktidar ortağı birbirlerini bir anlasınlar da sonra iş kamuoyunu aydınlatmaya kalsın. Aksi halde Saray ve bilge-muhalefet liderinin döner tekmesine hedef olmak her zaman mümkün!
Kadir Gürcan