Boykotlar tamam mı devam mı?

  • Kadir Gürcan
  • Kadir Gürcan
    13 Kas 2023 10:45

    Meclis mutfağında yenen içilenle pek ilgili bazı meslektaşlar günlük menü, fiyatlar, mevsimlik sebzeler ve diyetine dikkat edip fit görünmeye dikkat eden milletvekillerini takip etmekten ayrı bir zevk alıyorlar. Vekillerin yediği kumpirin fiyatını bu meraklı gazete esnafından öğreniyoruz. Meclis, yolumuz üzerinde bir yer değil ve akredite ekipten olmadığımız için çat-kapı gidip etrafı kolaçan etme ayrıcalığımız yok. 


    Yaş ortalamalarını dikkate aldığınızda, tek bir menünün ortaya çıkaracağı sağlık problemlerine meclis bütçesi dayanmaz. Mecliste beş yüzden fazla milletvekili olduğu için, bir çok vatandaş, tek karavana ve üç çeşit bilemediniz dört çeşit yemek olduğunu falan düşünüyor olabilir ama öyle değil. Hatta içecek olarak herkesin, bölge dağılımına göre, ayran, şalgam ya da kızılcık şerbetini tercih edebileceği bile insanın aklına geliyor. Milli hamasetin merkez üssü meclis olduğu için milli içeceklerin en yoğun bulunması gereken yer de orası olmalı. 


    Orta Doğu'da kriz devam ederken, TBMM Başkanı'nın lise yıllarından kalma anti-Amerikan  heyecanları depreşmiş olmalı ki, Meclis mutfağında kolanın bundan böyle servis edilemeyeceğini basın ile paylaştı. Başkan'ın mutfağı da denetlediğini bu vesile ile öğrenmiş olduk. Millet Meclisi'nin boykota öncülük ederek Filistin konusunda resmi bir farkındalık oluşturma niyeti de gözetilmiş olması mümkün. Göreceksiniz bir kaç gün sonra Canan Karatay Hanım “Meclisteki performansızlığınızın şeker oranı yüksek o gazlı içeceklerden kaynaklandığını kaç kere söyledik!” diyerek kelle-paça çorbasının bin derde deva olduğunu yenileyecek ve tartışmaya dahil olacak. Eh artık takdir vatandaşın. Marketlerin en ucuz içeceğini ya geleneksek içecekler ile sınırlandıracaklar ya da sis dağılana kadar kola perhizine başlayacaklar.


    Aslında savaşan cepheler Filistin ve İsrail ama Sayın Başkan merkebini dövemeyince hıncını semerinden alıyor. Mevcut hükümetin İsrail ile ilişkileri yükte hafif bahada ağır akçeli işler. Bir çoğunun yüce divan ile halledilmesi gerekir ama önce meclis mutfağı bir yoluna girsin bakalım.


    Naçizane yazarınız, bu türden suiistimale açık ve bir kaç çeyrek yüzyıl geride kalan mağdur edebiyatı konusunda kadim deyişi tercih ediyor “Yediğiniz içtiğiniz sizin olsun, gördüklerinizi, yaptıklarınızı anlatın!” Ahlak polisliği ne kadar katlanılmaz ise zühd tacirliği de bir o kadar bayağı. Uluslararası gelişmeleri yakından takip edip boykot ve tepki tarzlarında da yeni şeyler üretmek ciddi bir zorunluluk.


    Cola, french fries (patates kızartması) ve ketçap kombinasyonu, dünyanın en popüler ayaküstü tercihlerinden. Modern hayatın hızlı akışı içerisinde kendisine çok kolay yer buluyor. Biraz zorunluluk, biraz pratik ve her şeyden önemlisi ekonomik. Sağlıksız olduğu hususunda hemen herkes hemfikir ama yine de popülaritesini koruyor. Meslis Başkanı'nın işi sadece kola ile sınırlı tutmasının “Aman canım patates patatestir. Kızartması da bir kumpiri de!” deyip french friesi yasak listesi dışında tutması da dikkat çekici. Cola, milli içeceklerin hiç birine uymuyor.


    Blue jeanın ilk yaygınlaştığı yıllarda Amerikan karşıtlığının sembolü o idi. Kola ve french fries Çin'i de fethettikten (!) sonra, modern Amerikan yayılmacılığının (!) keşif kolu görevi mutfağa terfi etmiş oldu. Meclis Başkanı'nın bu hazır malzeme ile gündem tutma gayreti küf tutmuş bir stratejidir. Bu ucuz eğilim, Saray'ın da içinde bulunduğu iki önceki kuşağın iflah olmaz mazoşist takıntıları arasındadır. Şimdi yaşları ilerlediğinden olsa gerek “Elemin hatırlanması da ayrı bir elemdir!” deyip ağlaşıyorlar. Hala kendilerine kulak verenlere de o günlerde ne önemli işler yaptıklarını anlatıyorlardır. O kuşağı zihin yapısı olarak tanıyan yazarınız “O günlerinizi de biliyoruz!” diyecek durumdadır. Bu budala takım ile akran olmadığınız için şanslı bile sayılabilirsiniz.


    İktidar partisinden meclis başkanlığı ile taltif edilen Sayın Başkan'ın ülkeye ait problemleri meclis gündemine alıp çözüm üretme inisiyatifi olmayınca, dahil ve sığıntı pozisyonundan kurtulamıyor. Hatırlayacağınız üzere hazret daha önce muhalif bir partinin başkanlığını bırakıp iktidar partisinin kanatları arasına sığınmıştı. Ayıp mı? Hiç de değil? Onun gibi ellerini ovuşturup sıranın kendisine gelmesini bekleyen ve muhalefet tribününde yer dolduran yarım düzine siyasetçi var.


    Sayın Meclis Başkanı'nı Ti'ye alıp dile dolamamızı fazla bulmasın. Asıl onu, kola tiryakisi olup da dışarıdan aldığı kolayı kese kağıdı içinde içerken yakalanan milletvekilleri uğraştıracak. Böyle suçüstü yakalanan milletvekilleri hangi cezadan yargılanacaklar? Vatana ihanet, Amerikan mandası taraftarı ya da espionage mı? Milletvekilleri dokunulmazlıkları bu tür suçları kapsıyor mu? Yahut, Sayın Cumhurbaşkanı'nı oğluna ithafen yolsuzluk literatürüne dahil ettiği küçük gemiciklerin! ticari faaliyetleri meclisin ilan ettiği boykot çerçevesi dışında mı tutulacak? 


    Neyse ki, açık piyasa ekonomisi arz-talep ilişkisine göre kendini belirliyor. Şimdiye kadar kola, blue jean ya da diğer ABD ürünleri bu tür boykotları aşıp hayatta kalabildi. Meclis boykotundan sonra da ciddi bir market kaybı olacağını düşünmüyoruz.


     





    13 Kas 2023 10:45