Dağılan saçlar dışında mahkemede her şey normal!

  • Kadir Gürcan
  • Kadir Gürcan
    19 Haz 2023 08:41
    İktidarda fazla kalmış olmanın yeni semptomları ile karşı karşıyayız. Her seçimden sonra sistemi yeni baştan dizayn etme gayretleri bunlardan biri. Sistem ve idare dediğiniz şey, eksiği ile gediği ile kendi oluşum sürecinde olgunlaşarak yol alır. Tren yolculuğu gibi, her istasyonda inenler olur binenler olur ama yolculuk devam eder.


    Devlet idaresi ile lig takımlarının sezon sonu hüsranlarına gösterdikleri tepkiler farklı olmalı değil mi? İşe anayasayı değiştirmekten başlama konusundaki bu acullük nedendir? Kaldı ki, ülkenin kötüye gidişinin sorumlularını bildiğiniz halde onu değiştirme şansı da bir sonraki seçimlere kaldı.


    Dikta idarelerdeki sıkıntı da bu. Yaş ilerledikçe bedene uyacak elbiseyi sürekli gözden geçirip, orasını burasını düzeltmek gerekiyor. Hilafet cübbesi ve emirü'l-müminin kaftanı çoktan müzeye kaldırıldı gibi. Suud'dan gelen 5 milyar doların kısa süreli bir rahatlatma sağladığı bizzat devletlinin itiraf ettiği bir vaziyet. Tebaasından gelecek sadakalara ömür bağlayan hilafet makamının inandırıcılığı da işte o kadar olur.


    Hukuk aşağı hukuk yukarı diye bas bas bağıranlar da dahil, Saray'ın hukuk tanımazlığını frenleyemeyenler, yine anayasa değişikliğini konuşarak zaman kazanma derdindeler. Meclis çoğunluğunu elde eden iktidarların gözünü diktikleri şey mevcut anayasayı şöyle bir hizaya getirmekten başlıyor. Madem suçluları cezalandıramıyorlar öyleyse, adalet sisteminde yapılacak küçük rötuşlarla yasal dokunulmazlığın sınırlarını genişletip, iktidara yer açmaktan başka çare kalmıyor. 


    Yazarlıklarına helal getirmemek için orta sahada top çevirmeyi tercih eden ve bu arada iktidar ve Saray'ın sinir uçlarının da farkında orta yaşlı yazar-çizer takımı biraz çaresiz. Hem hukuk, hem demokrasi hem de zücaciye dükkanını harabeye çeviren tiranik hevesleri tatmin etmek aklen mümkün ama fiilen imkansız. “Yönetemeyen Demokrasi” ne demek?  Demokrasinin her kapıyı açan sihirli bir anahtar olduğunu söyleyecek en son insan bu hukuk severler (!) olmalıydı. Malum, her kapıyı açan anahtar iki meslek gurubunda olur; biri çilingir diğeri de hırsız! Demokrasi ikisi de değil. Yeni Anayasa konuşmalarını başlatanlar, geçtiğimiz yıllarda şıklardan birinde başarısız olan Saray'a şimdi de çilingirlik yetkisi vermeyi planlıyorlar.


    Her seçim sonrasında neredeyse, yüz yirmi yıldır “tarz-ı siyaset!” etrafında üretilen bütün teori ve teklifler boşa çıkmıştır. Osmanlıca tamlamanın cazibesine aldanmayın. Keşfi gerektiren bir derinliği yok. Kısaca “Kendimizi idare edecek insanları neden yetiştiremiyoruz!” şeklinde anlasanız hata etmiş olmazsınız. Orta yaşlı ekibin bu tür modası ve işlevi bitmiş tamlamalardan medet ummaları biraz “Mani oluyor takrir-e hicabım!” endişelerinden kaynaklanıyor. “Saray Çıplak!” demelerini beklemiyorsunuz ya!


    Bir dönemlik Beyaz Saray macerasından sonra normal hayata dönen Trump, mahkeme koridorlarındaki mesaisine devam ediyor. Yakın dostları “Azizim, sen Beyaz Saray'da bu kadar mesai yapmıyordun. Hayır ola!” diyerek eski başkanı Ti'ye alıyorlarmış. Görev süresi sonunda el çantasına istiflediği Top Secret (Devlete Ait Gizli Belge) koleksiyonu başına dert oldu. 2020 seçimlerinde ilk istasyonda el çantası ile indiğinde Divan-ı Mezalim (FBI) ile karşılaşacağı aklının ucundan bile geçmemiş. Şaka değil casusluk ile suçlanıyor. Eski First Lady Melania, Nasreddin Hoca'nın hanımı misali “Bey bırak, şu hakim ve savcılarla uğraşma!” diye ısrar etse de Trump, “Ben onları bırakıyorum da onlar beni bırakmıyor!” diyesiymiş! 


    Trump'ın davaları genellikle New York ve Miami'de görülüyor. Gayr-ı menkul zengini Trump mahkemelerine kendine özel dev yolcu uçağı ile gidip geliyor. Miami yakın ancak New York-Florida arası otomobil ile yaklaşık yirmi saat. En son Miami'deki duruşmasına üzerinde, Trump yazılı dev uçağı ve altı SUV dolusu koruma ordusu ile katıldı. Konu hakkında, Kitab-ı Mukaddes metinlerinin Süleyman Mabedi detaylarına benzer uzatmalara gitmemizin sebebi tek duruşmanın eski başkana maliyeti hakkında fikir verme gayretimizden kaynaklanıyor. Trump, bu davalarda şahsi olarak bulunmak zorunda ve katılmama gibi bir lüksü de yok. Trump mafyavari gösterilerden zevk alıyor.


    Trump'ın netameli davalarına avukat dayanmıyor. Davaları yarıda bırakıp istifa eden avukat sayısı belli değil. Kaybettiği her davada avukatlarını kovuyor. Geçen haftaki duruşmada suçlu sandalyesindeki Trump'ın yapması gereken tek şey hakkında verilen cezanın yüzüne okunmasını sessizce dinlemekti. Şimdiye kadar mahkeme heyeti hakkında ağzına geleni söyleyen Trump'ın bu sessizliği avukatlarının “Eğer kalan ömrünü hapiste geçirmek istemiyorsan çeneni kapa!” uyarısından kaynaklandığı söyleniyor. Davayı takip edenler, mahkeme salonunda Trump'ın portakal rengi saçlarının dağılması dışında her şeyin normal geçtiğini söylüyorlar. 


    İdari tarz ve üslup konusunda yüz yirmi yıldır aynı lafları tekrar eden bizim yazar takımı, Saray'ın merhametine kalmış demokratik uygulamaları gerçek demokrasi zannediyorlar. İşte Amerika'da demokratik kurumlar işlerini yapıyor ve kimse “İdare edemeyen demokrasi!” ya da “Yönetemeyen Demokrasi ”saçmalıklarını ağzına almaktan utanıyor.


    Yüzyılın başında vefat eden ve dönemin İttihat Terakki zorbaları ile başı dertten kurtulmayan Hüseyin Kami Bey (v. 1914) hürriyet adı altında zorbalığı dayatan siyasi aktörleri şimdiki hukuksever (!) takımından daha iyi anlamış. Şairin “hürriyet” dediği yerlere demokrasiyi koyun bakın bize nasıl uyuyor? 


    Ben bu hürriyeti gördümdü Avrupa'da
    Bana orda ne kadar dilber ü fettan geldi. 
    Etmeyince o tenezzül, yerine süslenerek,
    Desene, kaynanası bizlere mihman geldi. 
    Üç buçuk yılda bakın Kabe-i Hürriyetten, 
    Payitahta nice bin köhne bezirgan geldi.


    ABD mahkemelerinde tıkır tıkır işleyen demokratik kurumları, iktidar ve Saray'a tüneyen bezirgan ekibin lütuf ve merhametinde arayan hukuk sever budalaların demokrasiden ne anladıkları her hallerinden belli olmuyor mu? Tarz-ı siyasetmiş! Eee, ne olmuş? “Beş yıl daha despotizme devam!” deyin de özgül ağırlığınızı görelim!


    Eski Başkan Trump, mahkeme çıkışında uğradığı en yakın restoranda, dükkan sahibine “Bütün yemekler benden!” diyerek hava yapmış ama sonra da hesabı ödemeden gitmiş. Anlaşılan o ki, suçlu sandalyesinde oturan eski başkanın sadece portakal renkli saçları değil, akli melekeleri de hasar görmüş.


    19 Haz 2023 08:41