Eski Başkan Trump’ın 2016 yılında göreve gelmesinden sonra, hakkındaki en büyük endişelerden biri, bürokrasi, devlet ve Washington’dan bihaber olmasıydı. Bu acemiliğinden hiç kurtulamadı. Etrafındakileri güldürmeyi başarınca, bununla hükümet edebilirim vehmi başına olmadık işler aştı. Geçtiğimiz hafta eski başkanın malikanesine yapılan FBI (Federal Bureau of Investigation) baskını işte bu laubalilik ve işbilmezliğin faturalarından biri oldu.
FBI Amerikan kurumları içinde en güvenilen teşkilatlardan biri. Ülke içi federal suçların çözümünde çok başarılı olan kurum her türlü kanunsuzluğu inceleme, araştırma ve delil toplama yetkisine sahip. Ulaştığı delil ve dokümanların cezai değerlendirme işlemi ABD mahkemelerine ait. Amerikan Halkı, sebep ne olursa olsun FBI’ın radarına girmekten tir tir titriyor. “FBI kapınıza dayandığında, artık yapacağınız bir şey yoktur!” gerçeği, kuruma karşı saygı ve korkuyu beraber besleyen genel kabullerden.
ABD Anayasa’sı Beyaz Saray’da oturan başkana sınırsız yetki ve ayrıcalıklar vermekle kalmıyor, görev süre içindeki icraatlarının bir çoğunun cezai neticelerinden de muaf tutuyor. Bununla birlikte başkanın keyfine göre davranmasını engelleyen kırmızı çizgiler de yok değil. Trump bu sınırları hem devlet işlerinde hem de şahsi tasarruflarında birbirine karıştırdığı için her iki taraftan açılan davalardan dolayı geçtiğimiz günlerde mesaisi epeyce yoğundu. Hatta başkan olduğu zamandan daha fazla meşgul olduğunu söyleyenler bile var. Trump, Beyaz Saray’da iken dükkana hiç uğramayan haylaz ve tembel bir başkan olarak biliniyor.
ABD Başkanları içinde en zenginlerden biri olan Trump’ın hercai tavırları başkan olduktan sonra diktatör sevdasına dönüştü. Takdir ettiği liderler arasında Hitler, Putin, bizim devletli, Filipinli Duerto ve Kuzey Kore’li Kim Jong-Un var. Daha geçtiğimiz hafta Beyaz Saray’da Trump’ın kalem müdürlüğünü yapan eski asker John Kelly, başkanın, “Neden bu kumandanlar, Hitler’in kumandanları gibi bana sınırsız itaat etmiyorlar!” şikayetinde bulunduğunu yazdı. ABD Genelkurmay Başkanı Mark Milley, “Trump, ABD demokrasisinde onulmaz yaralar açtı!” diye yakınıyor.
Başkanlık süresi içinde yaptığı her icraatla kendisini dar bir alana hapseden Trump’ın geçinemediği tek kurum Amerikan Ordusu ve Pentagon değil. Başkanlığın ilk aylarında ortaya koyduğu ciddiyetsizlik ile hemen hemen bütün resmi kurumlarla çalışma kabiliyetini yitirmişti. Yani eline verilen başkanlık yetkilerini daha ilk aylarda, kendi kafasına sıkarak kanadını kolunu kırmış oldu. Eski FBI Başkanı James Comey, “Trump, mafya lideri gibi hareket ediyor. Etrafında yüzüğünü öptürecek ve kendisine sınırsız itaat edecek insanlar görmek istiyor!” dediğinde Trump’ın davranış bozukluğunu çok iyi ifade etmişti. James Comey, Trump’a boyun eğmekle FBI başkanlığından kovulmak arasındaki yol ayrımında onurlu kalmayı tercih ettiği için şimdi milli bir kahraman olarak anılıyor.
New York’lu gayr-ı menkul zengini Trump, “Ben senin sırtını kaşıdım, şimdi sıra sende!” basitliğini devlet işleyişine taşıyınca hep hayal kırıklığı yaşadı. Başkanlık döneminde Yüce Mahkeme’ye (Supreme Court) atadığı üç hakimden, 2020 seçim sonuçlarını iptal etmelerini bekledi, ama olmadı. Şu an Florida’daki malikanesine baskın yapan FBI başkanı Christopher Wray’ı da Trump atamıştı. Dört yıl başkan yardımcılığı yapan Mike Pence, 6 Ocak 2021 günü seramonik olarak Biden’in başkanlığını onayladığında, Trump, “Mike bana ihanet etti!” diyesiymiş! Mike Pence kanuni olarak, seçim sonuçlarını askıya alamayacağını çok iyi bilen biriydi.
Rüştünü ispatlamış kurumlar başkan ile ABD Anayasası arasında tercih yapmak zorunda kaldıklarında tereddüt etmeden kanunun dediğine boyun eymek zorunda olduklarını çok iyi öğrenmişler. FBI, Pentegon ve ülkenin hakimleri başkana değil ABD anayasasına karşı sorumlular. Bunu anlamakta geciken ve 6 Ocak 2021’de ABD Kongre binasını basan Trumpseverler’in bir çoğu şu an hapiste ve yaptıkları hatanın vicdan muhasebesi ile meşguller.
Trump’ın başkanlık süresi içinde yaptığı en büyük hatalardan birinin Obama döneminde de FBI başkanlığı yapan James Comey’i görevden alması olduğu söyleniyor. Amerika’da aşırı-sağcı ve ırkçı eğilimin önemli isimlerinden ve Trump üzerindeki derin tesirleri bilinen Steve Bannon’un “Sakın ha! FBI Başkanı’nın işine son verirsen, bütün teşkilatı karşına almış olursun!” uyarısı başkanı bu hatadan döndürmeye yetmemiş. Herkesi güldüren Trump, FBI gibi kurumların basit şakalara tahammül edemediklerini geçen haftaki operasyonda anlamış mıdır? Hiç zannetmiyoruz.
Başkanın FBI ile girdiği kötü tecrübe domino taşı tesiri yapmış. Comey’nin işine son verilmesinden bir hafta sonra Trump Kabinesi’nin Adalet Bakan yardımcısı, eski FBI Başkanı Robert Muller’i Trump-Putin-Rusya arasındaki kötü ilişkileri inceleyip ortaya çıkarması için özel yetkili savcı olarak atadı. ABD Anayasası’nın başkana verdiği ayrıcalıklar o gün için Trump’ı ipten kurtarmıştı. Şimdi Trump, “Eski Başkan” sıfatı ile bir türlü anlayamadığı devlet işleyişi ile yüzleşiyor.
Geçtiğimiz hafta Trump biri New York’taki bölge mahkemesinde diğeri de malikanesine yapılan ve devlete ait belgeleri imha etmekle suçlandığı FBI baskını ile iyice afalladı. Başkan Biden, “Baskın’dan haberim olmadı!” ve Demokratik Parti Meclis sözcüsü Pelosi, “Hiç kimse la-yüs’el ve kanunların üzerinde değildir!” diyerek işi ilgili kurumlara havale ettiler. Hatta bir dönem Trump’ın Milli Güvenlik Danışmanlığını yapan John Bolton bile “FBI, görevini büyük bir başarı ile yerine getiriyor!” dedi.
Heyecanla takip ettiğim FBI baskınından sonra dikkatimi çeken şeylerden biri, işin ciddiyeti konusunda neredeyse konsensus sağlanmış olmasıydı. Bir ABD başkanının ofis ve malikanesine baskın yapan FBI’ın işini soğukkanlılık ve ustaca yapan adamlardan oluştuğunu herkes çok iyi biliyor olmalı. Adamlar, bırakın gülmeyi tebessüm bile etmiyorlar ve profilden çekilmiş bir tek fotoğrafları yok. Trump’ın Florida’daki malikanesindeki dökümanların ABD’nin nükleer stratejilerine ait olması hadisenin milli bir tehdit endişesine dönüşmesini sağladı. Herkes, “Eski başkanın bu belgelere neden ihtiyacı olsun ki?” sorusunu soruyor. Rusya Devlet Başkanı Putin ile yakın ilişkileri bilinen eski başkan Trump 2016 seçimlerindeki katkısından dolayı dostu Putin’e gecikmiş bir geri ödeme ya da adaylığını açıklayacağı 2024 seçimleri için erken bir avans düşünmüş olabilir mi? “Yok canım! Sen de abartıyorsun!” demeyin. Yazarınızın aklına gelen böyle bir olasılık, FBI’ın gözünden kaçar mı zannediyorsunuz?