İniş takımları önemli

  • Kadir Gürcan
  • Kadir Gürcan
    25 Ağu 2024 22:24

     

    Zor da olsa İsrail-Filistin krizinde ateşkes ihtimallerinin konuşulmaya başlaması ümit verici. Yetmiş yıllık sorunun bir kaç gün içinde hallolmasını beklemek ham hayal olur ancak tarafların görüşme eğilimi önemli. Şimdilik anlaşmaya hayat verecek alt limit taleplerde ısrara da razıyız. Bölgede yaşanan insani trajedinin sona ermesi birinci öncelik.

     

    Meseleyi taraflar arasında zar atıp yerlerde sürünen iç siyasetin yedeğinde tutanlar için aynı şeyi diyemeyeceğiz. Onlar için “Nuh deyip peygamber dememek!” neye mal olursa olsun, siyasi karizmanın parçası sayılıyor.

     

    Barış görüşmelerinin başlamasından sonra kendilerini fazla önemseyen bizim devletlilerin biraz neşesi kaçtı. Nasıl kaçmasın? Sayın Cumhurbaşkanı ve Dışişleri Bakanı arasındaki dar alanlı paslaşmalar biraz kısa sürdü. On aylık zaman dilimi içinde bölgede barış güvercini olarak kanat çırpıp sonunda savaşa benzin dökenlerle aynı safta el bağlamak kötü bir itibar kaybına dönüştü.

     

    Son haftalarda bölgedeki tansiyonun yükselmesi, bazılarının beklentisinden daha da iyi bir ivme yakalamıştı. Hamas Lideri'nin öldürülmesi, İran'ın muhtemel rövanşı, Mahmut Abbas'ın geç de olsa TBMM'de geciken konuşması ve hepsinden önemlisi Türkiye'nin Avrupa'da İsrail aleyhine açılan davaya geç de olsa müdahil olması idareli kullanıldığında bu senenin sonunu getirecek birikimlerdendi. Ama olmadı. Ağustos 15 itibariyle tarafların Mısır'da görüşme masasına oturması, uzun vadeli plan yapanların bütün hesaplarını boşa çıkarmış oldu. Hani şu Lübnan'a askeri yardım gönderme türünden siyasi hesaplar.

     

    İsrail Başbakanı'nın ABD Kongresi'ndeki konuşmasına misilleme olarak düşünülen Mahmut Abbas'ın TBMM konuşması geç de olsa gerçekleşti. İşin başından beri terör örgütleri ve bölgede gizli-açık teröre destek veren ülkelerle saf bağlayan mevcut iktidar için zavallı Abbas pek bir şey ifade etmedi. İktidar mensupları kraldan fazla kralcı kesilip biraz fazla yüksekten uçunca, anlaşmada muhatap sandalyesinde oturan Abbas'ın sessizlik ve hatta pısırıklığından rahatsızlar. Abbas istedikleri kadar şahin ve beklentilerini karşılayacak kadar militan değil. İktidar, Türk futbolunda olduğu gibi meseleyi yabancı oyuncu (Saray) ile çözeceğine inanmış. Azizler, önce bir oyuna girmeyi başarın hele!

     

    TBMM'de yapılan konuşmanın, Hamas Lideri'nin öldürülmesinden sonra gerçekleşmesi de bir rastlantı değil. Kim bilir belki merhum hayatta olsaydı Abbas'ın konuşması yine meçhul bir tarihe ertelenecekti. Filistin Lideri'nin konuşması, Hamas Lideri'nin cenaze töreni kadar bile itibar görmedi. Hamasete endeksli iç siyaset için ölülerin her zaman geçiş üstünlüğü var. Bu arada Abbas'a gönül koyan Sayın Cumhurbaşkanı'nı nasıl razı ettiler öğrenemedik. Konuyla alakalı bir basın açıklaması yapılmadı.

     

    Havuz medyasının ajitasyon ve gerginliği taze tutmak için servis ettiği savaş görüntüleri için bir sınır yok. Gazeteci olmaktan çok propagandist ve tetikçiliği tercih eden medya esnafı çocuk ölümleri, savaş görüntüleri ve bölgeden hiç eksik olmayan harabeye dönmüş şehirler üzerinden kamuoyu simsarlıklarında ısrar ediyorlar. Haber kaynakları El-Cezire, İran resmi devlet kanalı ve Rusya propaganda kanalı Russia Today (RT) olunca çabuk tükenecekleri zaten başından belliydi. Ukrayna'da Putin'in yaptığı insani katliam görüntüleri nedense havuz medyasının dikkatini hiç çekmedi. Hatta Kremlin üzülmesin diye, son bir kaç haftadır Rus Ordusuna ağır zayiatlar veren Ukrayna'yı görmezden gelmeyi tercih ettiler. RT'de yoksa, havuz medyasında olması mümkün mü? Havuz medyasının kullandığı “Büyük Şeytan Amerika” klişesi size de İran'dan tercüme edilmiş harc-ı alem bir slogan gibi gelmiyor mu?

     

    Meseleyi biraz şahsileştirdiklerinden olsa gerek hesaba katılmadıkları, ciddiye alınmadıkları ya da oyun dışı bırakıldıkları her durumda alınganlıkları artıyor. Oyun kurucu olmak şöyle dursun, barış görüşmelerine nezaketen bile çağrılmamış olmak onurlarına çok kötü dokundu. Saray'ın havuz medyasına dağıttığı haftalık yayın bülteninin “Biz masada yoksak, görüşmeler yerin dibine batsın!” özetinde olduğu gayet açık.

     

    Geçtiğimiz aylarda dünyaca ünlü uçak üretim şirketi Boeing'in uzaya gönderdiği araç, teknik problemlerden dolayı geri dönüşte sıkıntı yaşıyor. Bunca tecrübeden sonra dünyaca ünlü şirketin uzay mekiğinin fırlatma rampası kadar iniş takımlarının da çalışması gerektiği prensibini gözden kaçırmış olması affedilmez bir hata. Bu satırların yazıldığı esnada, uzay mekiği, ekibi ile birlikte uzayda asılı bekliyordu ve şirketin çözüm ile alakalı bir teklifi yoktu. Gelinen noktada mekiğin ekip ile birlikte Şubat ayına kadar bulunduğu istasyonda kalmasına karar verildi.

     

    Saray ve iktidar, barış güvercini olarak irtifa kat ettikten sonra, bölgedeki havanın aniden değişmesi ile çocuk ölümleri, savaş görüntüleri ve fotomontaj grafiklerle gerginliğin devamı için nefes harcıyor. Eğer Boeing gibi güvenli bir iniş için gerekli hazırlıkları yoksa, ya bulundukları yerde asılı kalıp savaşa benzin döken bir ülke görüntüsü vermeye devam edecekler ya da burun üzeri çakılıp ağır bir bedel ödeyecekler. Aklımıza üçüncü bir alternatif gelmiyor doğrusu.

    25 Ağu 2024 22:24