İş iyi niyet temennilerine kaldı!

  • Kadir Gürcan
  • Kadir Gürcan
    09 Ara 2024 10:40

     

    Suriye'de patlak veren sürpriz hareketlilik, bizim deprem uzmanlarının tabiriyle, uyuyan fayların tekrar hareketlenmesini hatırlattı. Bakalım artçı sarsıntılar ne kadar sürecek ve kimleri vuracak? Karışıklığın adresi bulunduğuna göre, bundan sonra can ve mal kaybının rakamlar haricinde bir piyasa değeri olmayacak. Suçlu kim? Kim olacak, Kissinger! İyi ama o ölmemiş miydi?

     

    Güney sınırımızdaki hareketliliğe biraz hazırlıksız yakalanan iktidar, durum değerlendirmesindeki gecikmeyi, konuya yakından ilgili ülke liderleri ile görüşerek kapatmaya çalıştı. Putin ile iyi ilişkilerin devam ettiği imajı konusunda ısrarlı davranan Saray medyası, Kremlin'i bir türlü misafir edememiş olmanın mahcubiyetini iyi günlerdeki arşiv görüntüleri ile telafi edecek. Dışişleri Bakanı da İran’la görüşüyormuş ama, o pek fazla ses getirmedi. İran’la görüşmelerin tek taraflı nutuk ve dikte şeklinde geçtiğini tahmin edebiliyoruz. ABD'den yapılan resmi açıklama, “Suriye'nin başını iki komşusu İran ve Rusya yaktı!” şeklinde oldu. Kimbilir, belki de “Türkiye'de dahil bütün Ortadoğu'nun” demeliydi!

     

    Geçtiğimiz hafta Saray-Putin görüşmesini manşete taşıyan haberler, görüşmenin birebir olduğu izlenimini vermeye çalıştılar. “Hala formundayız ve projenin parçasıyız!” imajı onlar için çok önemli. Görüşme haberlerini görünce “Acaba acil toplantı nerede oldu ki?” diyerek haberlerin detayına baktım. Meğer iki lider telefonda görüşmüş. Telefonda yapılan görüşmeyi Türkiye-Kremlin ilişkilerinin kuzu sarması dolma olduğu günlerin görüntüleri ile vermek ucuz bir gazetecilik taktiği.

     

    Ortadoğu meselelerini iç siyaset gayretkeşliği ile dilinden düşürmeyen Saray ve iktidarın gelişmeler konusundaki zihni yeterliliği çok sığ. Suriye krizi de bunlardan biri. Neredeyse on yıl önce tek çözümü Esed'in gitmesine bağlayan mevcut iktidar, şimdi Saray ağzı ile “Suriye rejimi gelişmelere angaje olmak zorunda!” temennisinden, “Hükümet karşıtlarının başarılı olmasını temenni ediyoruz!” beklentisine dönüştürdü. Sınır ötesi operasyonlar, muhalifleri destekleme, mülteci ve sığınmacılara kol-kanat germek ve her şeyden önemlisi muhtemel Türkiye-Suriye Savaşı için Rusya'dan alınan S-400'ler ne olacak? Ortadoğu'da hır-gür çıkarmak için ellerinden geleni yapıyorlar ama nedense bir türlü ciddiye alınmıyorlar.

     

    Diğer konularda olduğu gibi mevcut hükümetin dış siyaset duruşu ümit vermiyor. Halep'te meydana gelen hareketlilikten sonra Misak-ı Milli sınırlarını gündeme getirip, toprak işgalini dillendiren budala takımının aynen Saray gibi sahte başarılara ne kadar susadıklarını görün. “Halep Halkı Türk Parası kullanıyor!” diyerek sevindirik olan bir kaç divaneye “Şunun şurasında bir şey kalmamış. Türkiye'ye dahil ediverelim!” diye omuz verecek emekli asker bulmak çok zor olmaz. “Mavi Vatan” ütopyası ile kanal kanal dolaşıp hikaye anlatanların gözleri boşuna parlamıyor!

     

    Ortadoğu'daki gelişmelerde sürekli oyun dışı kalan Türkiye, 10 yıldır ister istemez parçası olduğu Suriye krizinde, bu kez Putin tarafından dışlanan bir pozisyona düştü. Yalnız Saray mı? Geçtiğimiz hafta Kremlin sözcüsü, Türk Dışişleri Bakanı'nın Rusya'yı ima ede mesajına topu ayağında bekletmeden karşılık verdi. Hem de ne karşılık. O Rus yetkilinin resmini ne zaman görsem “Acaba bu kez kimi hırpalıyor ve haşlıyor!” diye merak ederim. İnsanın “Rus yetkililer bizim devletlileri boşa çıkarmaktan ya da şamar oğlanı gibi tokatlamaktan doyumsuz tat alıyorlar!” diyesi geliyor.

     

    Bir yılı geride bırakan Filistin-İsrail krizinin ilk gününden itibaren Saray ve Dışişleri Bakanı, Üçüncü Dünya Savaşı çığırtkanlığını kimseye bırakmadılar. On yılı aşkın bir süredir dahil oldukları Suriye meselesine ne kadar aşina olduklarını görünce muhtemel bir Dünya Savaşı teorilerinin isabet değerini siz tahmin edin. Onların yerine olsam, büyük laf etmektense ağır yürüyüp devlet adamı gibi görünmeyi tercih ederim. Öyle olunca, hiç olmazsa o sarışın Kremlin sözcüsüne hedef olmaktan kurtulmuş olurlar.

     

    On yıllık masraf, enerji ve insan kaybından sonra Suriye'deki gelişmelerin sonu nereye varırsa varsın, mevcut iktidar ve Saray'ın iyi niyet temennileri dışında yapacak fazla bir enerjisi kalmadı.

    09 Ara 2024 10:40