Kabin basıncında la-yüs'el'e soru sormak!

  • Kadir Gürcan
  • Kadir Gürcan
    25 Kas 2024 13:13

    Dış seyahatlerde bulunduğu için kendisini farklı hisseden ve medya sanatı icra ettiğini göstermeye can atan bir ekip, haklarındaki dedikodulara akıllarınca cevap verip kendilerini aklayacaklar. Söylentiye göre Turkish Air Force One'ın daimi abonelerine soru sorma yasağı getirilmiş. Yasak olmadığı zamanlarda ne yapıyorlardı ki?

     

    İktidara yakın durup nimetlerinden doyasıya faydalanmanın elbette ki bir bedeli var. Gazeteci-yazar esnafı için bunun uzun vadede bütün itibar ve kredinin kaybedilmesi gibi telafi imkanı olmayan sonuçlar doğurması kaçınılmaz. Kafaların çakırkeyif olduğu demlerde bunun hesabı pek yapılmaz. Hep öyle olmuştur. Mevcut iktidara ölümüne bağlılığın bütün kusurlara kefaret olacağına inanmak bu yanılgıların en kötüsüdür.

     

    Saray kontenjanından dış gezilere katılma şansı yakalayan gazeteci ekibi meslektaşlarına fark atmış olmanın sevincini gizleyemiyorlar. Adet olduğu üzere Turkish Air Force One havalanmadan önce medya ile paylaşılan geleneksel selfie yazarınızda, 23 Nisan etkinliklerinde sevindirik olan çocukların halini hatırlattı. O kadar dağılacak ne var? İnsan biraz ağırdan alıp, vakur görünüp Aydın havasına tempo tutmaz mı?

     

    Turkish Air Force da olsa kabin basıncının zeka ve akli melekelere sınıf atlatan bir tesirinden bahsedilmiyor. Belli bir irtifadan sonra aydınlanma falan da yaşandığını duymadık. Saray'ın bahşiş ve ulufesi olarak gezi listesine alınan medya yüzlerinin vasat altı zekaları ile arşiyeler çizip sürprizler yapmalarını beklemiyoruz. Önlerine konulan menü ne kadar önemsizse, yolculuk esnasında ellerine tutuşturulan cevapları önceden hazırlanmış al-gülüm ver-gülüm diyalogları da bir o kadar basmakalıp.

     

    İhtimal yeni yetmelerden biri “Hazır, selfie karesine girmişken şöyle bir okkalı soru sorayım da cümle alem, analar ne yiğitler doğuruyormuş, görsün!” şehvetine kapılmış olmalı ki, mesele kulislerden Türkiye gündemine düşüverdi. İktidar ve Saray'ın istemediği soruları sordurmadığını anlamayacak kadar amatör ve safdil olsa gerek. Uçak yolculuklarında hosteslerin kabin basıncına dair yaptığı açıklamalar işte bunun için. Hazretin her zaman olduğu gibi bulunduğu atmosferde oksijeni tüketip, ortamı karbodioksite boğduğunu bilmesi gerekirdi.

     

    Saray nedense dış gezilerde, deplasmanda olmanın verdiği tedirginlikten olsa gerek, daha bir asabi daha bir gergin. Air Force One'a lütfen alınan dahîl ve sığıntı gazetecilere soru sorma yasağı getirmek kolay da, dış basını kontrol etmeniz biraz zor. Öyle olmalı ki, geçtiğimiz aylarda Saray'ın İspanya gezisinde yabancı bir gazetecinin aldığı cevaba kafa sallayarak tepki göstermesi Hazretin “Kafanı öyle sallama!” tahammülsüzlüğü ile karşılık buldu. Deplasmanda, ev sahibi gazeteciye bunu yapan kudret, iç avludaki şamar oğlanlarına soru sorma yasağı getirmesini neden yadırgıyoruz ki?

     

    Demokratik uygulamaların askıya alındığı idarelerde demokratik kurumların görevlerini icra etme şansları pek kalmıyor. La-yüs'el ve dokunulmazlık ayrıcalığı ile koruma altına alınan devletliler dışında, medya başta olmak üzere hemen hemen bütün meslekler vitrin süsü ya da konu mankeni olarak kalmaya mahkum.

     

    Soru bile soramayan gazetecilerin sadece, adet yerini bulsun diye Air Force'a konuşlanıp gülücükler dağıtması biraz pahalı bir eğlence olmuyor mu? Havuz medyasının Saray'a sormaya cesaret edemediği soruyu belki Maliye Bakanı sorabilir diye ümit ediyoruz. Kabine toplantısında da kabin basıncı bahanesine sığınmak biraz garip olur.

    25 Kas 2024 13:13