Masrafsız olsun yas tutalım!

  • Kadir Gürcan
  • Kadir Gürcan
    06 Ağu 2024 00:51

    İç ve dış siyasetteki yoğun hava espriyi kaldıracak durumda değil ama detaylara yansıyan ipuçlarını göz ardı edemeyiz. Gözlerinden ışık parlayan ekonomi bakanımızı unuttuk derken şimdi de, Hamas Lideri'ne yapılan suikastin içine doğduğunu paylaşan bir dışişleri bakanının derin sezgilerini (intuitions) paylaştığına şahit olduk.

     

    İran'daki toplantıya katılan Sayın Bakan'ın olayın gerçekleşmesinden yarım saat ya da bilemediniz kırk beş dakika önce yaşadığı zihni tecrübe, gündemin karmaşasında gözlerden kaçtı. Alman Filozofu Immanuel Kant, üçüncü milenyumun ilk çeyreğinde sezgi (intuiton) teorisinin günlük bir problemi çözmede ne derece işe yaradığını görseydi, göz yaşları içinde kalırdı.

     

    Sayın Bakan'ın paylaşmaktan çekinmediği bu duygusallık, dahil olduğu kuşağın kabine içindeki ortak hissi takıntısı. Başımıza ne geliyorsa işte bu dini gayret ile incinen gururumuzun biriktirdiği öfke patlamalarından ve aşırı romantizmimizden geliyor. Üzerinden yıllar geçmiş derin yaraların zaman zaman sızlamaması gibi bir şey. Öyle hafif sızı olarak kalsa iyi de, beceriksiz hükümetlerin başarısızlıklarına perdelemek için kullanılan harc-ı alem bir duygu istismarına dökülünce sevimsizleşiyor. İsrail-Filistin meselesinde yaşanan lüzumsuz gayretkeşlik işte bu suiistimallerden biri.

     

    Ekonomi kötüye gidince İsrail-Filistin, emekli maaşları zora girince…

     

    Kimin neye neden kızdığını anlayabilen bir adım öne çıksın. Saray'dan dağıtılan günlük bülteni uygulamaya amade yazar-çizer takımı hep bir ağız olup ortalığı velveleye verince, bir şey olacağını zannediyorlar. Tamam yahu; herkesten daha dindar, ümmetin derdini ile hemhal, yatıp kalkıp mustad'af, ezilmişler ve zulme uğrayanlar için kendinizi helak ettiğinizi biliyoruz. Asıl çözemediğimiz şey, Saray'ın meseleyi derin dondurucuya koyduğu zamanlarda neden kimseden bir ses çıkmıyor? Bu ara sıra nükseden ümmetendiş'liğin belli bir periyodu mu var? Ekonomi kötüye gidince İsrail-Filistin, emekli maaşları zora girince Yunanistan, iç terör gemi azıya aldığında AB ya da ABD'ye programlı sinir nöbetleri mi yaşamamazı gerekiyor?

     

    Medyanın geçici heveslerine tempo tutan vasat siyasetçiler boş durur mu? Veliyyü nimetleri hafif öksürse, bu devletliler zatürre olup etrafta ağlak ağlak dini materyal simsarlığı yapıyorlar. Seksenli yıllarda kalmış ütopyaların o günkü genç militanları şimdinin abdestini zor tutan döküntüleri. Onlar da en az bizim kadar bu toplu vaveyla ve cuş-u huruşun bir yere varmayacağını biliyorlar. İktidarın bu zümre için düşündüğü masrafsız ve hissi aktivite vefat eden için yas ilan etmekten ibaret.

     

    Bir hafta önce İsrail Başbakanı'nın ABD Kongresi'nde yaptığı konuşmanın Türkiye iç piyasasında oluşturduğu lüzumsuz gerilim, Hamas Lideri'nin öldürülmesi ile tavan yaptı. Kongre için sıradan bir uygulamanın Saray medyasında tsunami tesiri yapmasının garipliği ortada. Rutin uygulamalarını kendi siyasi takvimlerine göre belirleyen herhangi bir ülkenin -bu contexte ABD- yapacağı icraatlarda Türkiye'nin nabzına göre hareket etmesini beklemek biraz fazla iyimserlik. Geçtiğimiz yılda Ukrayna Başbakanı Viladimir Zelensky'yi kürsüye çıkarmış ve alkışlamışlardı. Öyle ya, ABD eğer Türkiye'nin bu kadar tepki göstereceğini bilseydi, İsrail Başbakanı'nı basına kapalı bir oturumda konuşturabilir ve Türkiye'nin heyheylerini biraz olsun teskin edebilirdi. Ama yapmadı. Demek ki, iktidar kamuoyunun efelenmelerini pek ciddiye almıyorlar.

     

    Üzerinden neredeyse bir yıla yakın zaman geçen bilindik Filistin-İsrail çekişmesini biraz fazla sahiplenen mevcut hükümetin işi aynı tonda sürdürme gayreti, ülkeyi her geçen gün marjinalleştiriyor. Seçmen tabanının gözünden kaçan ancak iktidarın iki bölgesel meselede oyun dışı kalmış olma ezikliğini bir şekilde örtmesi gerekiyor. Gerçekten mevcut hükümet Rusya-Ukrayna ve İsrail-Filistin meselelerinde ısrarla oyun dışında tutuluyor. O kadar ki, Saray'ın “Karabağ ve Libya gibi Lübnan'a yardım ederiz!” çıkışı, hareketli bölge piyasasında işlem görme şansı yakalayamadı.

     

    Meğer İsrail Başbakanı'nın ABD Kongresindeki konuşmasına reaksiyon olarak Filistin lideri ve öldürülen Hamas Lideri'nin TBMM'de konuşma yapması takvime bağlanmış ama teknik detaylardan dolayı biraz gecikmiş. Sayın Dışişleri Bakanı'nın sezgilerine güvenimiz sonsuz ama, son olaydan sonra herhalde Filistin Devlet Başkanı'nın TBMM'de yapacağı konuşmayı daha fazla geciktirmezler.

     

    Görünen o ki, mevcut iktidar İsrail-Filistin özelinde daha da net anlaşıldığı gibi bölge hakkındaki krizleri seksenli yılların öfke ve mağduriyet romantizmi içinde çözmekte ısrarlı. Bu lüzumsuz ve gereksiz ısrar, Türkiye'yi çözümün değil de problemin parçası olmaktan kurtaramıyor.

     

    Hamas Liderinin daha cenazesi kalkmadan, Kassam Tugayları komutanı da bir suikaste kurban gitti. İktidar açısından fazla sansasyonel ve reklam değeri taşımadığından olsa gerek, onun için yas ilan edilmedi. Yas ilan edilmemiş olması gayet yerinde bir karar. Hikmet-i hükümet bu, her şeyi anladığımız iddiasında değiliz.

    06 Ağu 2024 00:51