Parmak Hesabı işe yarıyor!

  • Kadir Gürcan
  • Kadir Gürcan
    27 May 2018 20:47
    İlginç bir bağışıklık sistemimiz var. Türk Halkı için sıradan olan bir çok şey, yabancı araştırmacı ve gözlemciler için oldukça grift ve kompleks bulunuyor. Onların, düşününce buhrana girip depresyon geçirdikleri siyasi bunalımları biz, günlük hayatın bir parçası hatta öğün arası atıştırmalar olarak kanıksamış durumdayız.

    Sayın Cumhurbaşkanı’nın son İngiltere ziyaretinde, oranın ekonomistleri üzerinde uyardığı izlenim “Ekonomi ile alakalı hiç bir şey bilmiyor ama, biliyor gibi konuşuyor!” şeklinde oldu. Hazret’in üniversite diplomasını bulamadığımızı duysalar acaba ne düşünürlerdi? “Bilmemek değil, öğrenmemek ayıp!” sözünü dillerinden düşürmeyen bizim devletliler, hem bilmez hem öğrenmez, öğrenmemekte ayak diretir, bilenlere de dünyayı dar ederler. Elin oğlu gözünün yaşına bakmamış taşı tam gediğine koyuvermiş! İngilizler işte ne olacak!

    Kaldı ki, Hazret öyle veya böyle üniversitenin bir bölümünde, bitiremese de ekonomi ile alakalı dersler almış. Konunun kavramlarına aşinalığı olsa gerek. İngiliz Gazeteciler, Hazret için, hiç sahası olmayan konularda, din de buna dahil, neleri sineye çekmek zorunda kaldığımızı, bilselerdi herhalde düşüp bayılırlardı. Hele bir de jöleli saçlarıyla bilinen bir danışmanı var ki, evlere şenlik! En son iki sene önce, Dolar’ın değer kaybedip, Türk Parasının dünya para sirkülasyonuna yön vereceğini söylemişti. Hafta içinde Dolar 5 sınırını zorlayınca, Veliyyü Nimetinden rol çalan jöleli, bu kez havaya tehditler savurarak yine sahneye düştü. İngiltereli Ekonomistler, işin patronu hakkında böyle düşünüyorlarsa, bu zavallı şarlatanı ciddiye bile almazlar.

    İngiltere gezisinde entellektüel sathilik açısından iyice vizyon kaybeden Sayın Cumhurbaşkanı’nın, daha yorgunluğunu atmadan meydanlarda boy göstermesi, zekası ve tavırları konusundaki bu kötü imajı tamire yönelik olsa gerek. Dahası, zaten belli bir kabule mazhar olduğu kendi seçmenini de aşarak Balkan Seferlerine çıkması, İngiliz ekonomistlerinin sert eleştirilerini boşa çıkarma gayreti gibi görünüyor. Anlaşılan, Saray zeka konusundaki eleştirilerden fena alınmış!

    E, bu kadar kalabalık dinleyici kitlesi boşuna mı toplanıyor o zaman? Türkiye seçmeninin alternatifsizliğe mahkum olduğu dönemlerde, umut bağladığı kimseler için meydanları doldurması yeni değil. Seçim kampanyası rüzgarı geniş halk kitlerinin heyacan duyduğu aktiviteler. Geçenlerde bir vatandaş, bu seçimde neden bayraklar asılmıyor diye, seçim aksesuarlarının eksikliğinden şikayet ediyordu. Gariban, seçim havasına öylesine kapılmış ki, az daha dursa bu seçimlerde “Demirel yok mu?” diye soracak. O rahmetli de son yetmiş yılın seçim aksesuarlarından idi.

    İşin kötü tarafı, yabancılar geniş halk kitlelerine konuşuyor olmanın, seçim kazandırsa da, zeka açısından iyi bir skoru belirlemediğini biliyorlar. Zekanın, yuvarlak masa etrafında en az kendisi, hatta kendisinden daha akıllı insanlarla iş yapabilme ve iş üretebilme kabiliyetinde gizli olduğu epey yaygın bir kanaat. Mitingler ne kadar kalabalık olursa olsun, tek kişilik konuşma ve monolog sayılıyor.

    Türk Halkı’nın ibtidai, parmak hesabı ile bile olsa, kendi bütçesini kontrol etmede geleneksel bir tavrı var. Siyasi tercihlerinde ne kadar romantik ve duygusal ise, yatırımları konusunda bir o kadar makul ve dikkatli. Halk, millete yetmiş sene kan ağlatan Halk Partisi haydutlarına, hovarda harp zenginlerine karşı, bu basit savunma insiyakını geliştirmiş. “Para konusunda babana güvenme!”, “Devletliler paradan bahsetmeye başlayınca, sırtını duvara ver ve ceplerini kontrol et!”, “Devletin malı deniz…”aforizmaları işte bu ibtidai ekonomik anlayışın öğrettiği tecrübeler. İşe yaramıyor da değil hani.

    Son beş senedir alarm veren ekonomik gidişat için Saray da dahil bütün hükümet erkanı, halkın “Yastık altı, kötü gün akçeleri!” ni iç etmeye yönelik, olmadık numaralar denediler ama olmadı. Anlaşılan o ki, hala miting meydanlarını dolduran binlerce insan, bu günleri bir çok ekonomistten daha iyi görmüş. 

    17-24 Aralık operasyonları ile bütün dünyaya, devlet malına musallat olan haramileri ifşa eden emniyet görevlilerinden birisinin sözü hala kulaklarımda; “Ben polisim, hırsızı gözünden tanırım!” İşte o vatan evladları, fakir-fukara halkın kıt kanaat biriktirip, bankalarda değil, yastık altındaki helal paralarıyla yetiştirdiği delikanlılardan idi. Şimdi o vatan evladı hapiste!

    İngiliz Gazeteciler, mevcut hükümetin devlet gücü ile binlerce insanın malları üzerine çöktüğünü bilmiyor olmalılar. Öyle ya haramilik, ekonomi bölümlerinde ders olarak okutulmuyor, o sanatın ustaları hüda-i  nabit yetişiyor.

    Kadir Gürcan

    27 May 2018 20:47