Popülarite nakli tutmuyor!

  • Kadir Gürcan
  • Kadir Gürcan
    23 Haz 2024 13:12

    Saray sonrası planlar biraz erken başladı. Etrafın baskısı ile yarışa erken girenlerin bir çoğu nefes yetmezliğinden bitiş çizgisini ya ambulans içinde ya da en yakın acil serviste tamamlayacaklar. Daha hayatta iken ciddi popülerite kaybeden mevcut iktidara bu halleriyle hayat öpücüğü ya da cansuyu olabileceklerine inanmış olmaları çok garip.

     

    Görev süreleri içinde varlık gösteremeyen sıradan siyasetçilerin ya da gözünü baba mirasına dikmiş yeni yetme, hırslı meraklar yazarınızda pek heyecan uyarmaz. Bu boş bir kuruntu ya da sabit bir ön kabul değil. Akli ve tecrübi bir arka plandan bahsediyoruz.

     

    Uzun bir zamandır sessiz olan eski cumhurbaşkanı, Saray ile son görüşmelerinde yeni bir resume (özgeçmiş) ile tekrar göreve talip olduğunu gerekli makamlara bildirmiş. Cumhurbaşkanlığı seçim sisteminin değişikliğe uğramasından sonra, söz konusu makamın vesayet ya da ariyeten (geri verilmek üzere) tevdi edilen bürokratik bir atama değil de, seçmenin iradesi ile belirlenen bir görev takdiri olduğu konusunu biliyor zannediyorduk. Görevde olduğu zaman diliminde göz dolduran bir başarısını hatırlamıyoruz. Yeni 'özgeçmiş'ine ne ekledi acaba? Emekli olduktan sonra sürekli nükseden siyasi hırsları ve siyaset teorisyeni olmaya bayılan eski dostunun köpürtmeleri dışında bir şey duymadık.

     

    Sürekli hata eden ve bütün tahminleri çöken bir birliktelik görmek istiyorsanız, bu ikilinin resimlerine bakın. Kendinizi iyi hissedip moral bulabilirsiniz. Geçtiğimiz hafta kulislerde dolaşan dedikoduları köşesine taşıyan teorisyen “11. Cumhurbaşkanı ne ile meşgul?” kafa topuna girmeyi ihmal etmedi. Neredeyse 10 yıldır, 11. Cumhurbaşkanı'nın yerine sürekli olarak ya bu yazar arkadaşı, ya eski First Lady ya da yakın korumasının yaptığı basın açıklamalarına şahit olduk. Hazret hala bütün dengeleri gözettiğini ima edip “Ağır yürü devletli sansınlar!” modunu aşamadı. Herkes tarafından bilinen “garantici” takıntısı yaşa bağlı olarak derin bir kaybetme fobisine dönüşmüşte olabilir. Puan levhasında bu kadar kayıp gördükten sonra, hala neyi kaybetmekten korkuyorsa?

     

    Beklenmedik sürprizler her zaman mümkün

     

    İktidarın devamı ve mevcut halin ila-nihaye süreceğine yatırıp yapanlar, Türk demokrasisinin saltanata dönüşebileceği ihtimaline şimdiden teşne görünüyorlar. Hani, demokrasiden otokrasi, oligarşi ya da belirsiz bir idari kaos mümkün ama, saltanat ve aile şirketinin devamı niteliğindeki bir rejim değişimi biraz fazla. Eğer göstermelik de olsa seçimler devam eder ve halkın iradesi ile sandık arasına bir şey girmezse son seçimlerde olduğu gibi beklenmedik sürprizler her zaman mümkün.

     

    Demokrasi tecrübesini sürpriz iniş-çıkışlarla yüz yıldır sürdürmeye çalışan Türk Siyasi hayatının dikkat  çeken özelliklerinden birini sizinle paylaşayım. Şimdiye kadar kimseden duymadıysanız, ilk benden duymuş olun. Devlet-i Aliye'den siyasi tecrübe olarak baba-oğul ya da aile içi el değiştirmeye aşina sistem, yüz yıllık demokrasi deneyiminde bu el çabukluğuna pirim vermedi. O gün bu gündür sandıktan çıkan neticeler Türk siyasi tecrübesinin en ilginç özelliklerinden biridir.

     

    Vazifeyi paşababadan devralıp sürdüren hiç kimse yok

     

    Cumhuriyet'in kurucu kadrosu da dahil, daha hayatta iken idari mekanizmayı kendi istediği kadrolara teslim etme ve dünyaya gözlerini rahat kapama hemen hemen kimseye nasip olmamış. Hele vazifeyi paşababadan devralıp sürdüren hiç kimse yok. Şu an rahmetli olmuş İnönü, Menderes, Özal, Türkeş özelindeki örnekleme rastlantı sayılamayacak kadar süreklilik ifade ediyor. Söz konusu isimlerin bir sonraki jenerasyonları aktif siyasetin içinde uzun yıllar boy gösterdiler ve hala aynı ısrarı devam ettirenler var ama, gelecek vadetmiyor ve seçmeni ikna edemiyorlar.

     

    Türk Seçmeni, demokrasiyi benimseme ve kurumlarına intibak konusunda iktidar ve hükümetlerden daha ısrarlı. Belli zaman ve şartlara bağlı popülaritenin olmadık zamanda sandığa gömülüvermesi de yine Türk seçmeninin sürpriz refleksleri arasında. El çabukluğu ile yerlerine veliaht yerleştirmeyi aklından geçiren iktidar sahiplerinin oyunlarını bozan da işte bu beklenmedik direniş olsa gerek.

     

    Eski Cumhurbaşkanı da dahil, şu an bilinen birçok siyasi aktör daha şimdiden Saray sonrası senaryolarda görev almak için birbirleriyle yarışıyorlar. Bu halleri ile çaptan düştükten sonra defalarca bıçak altına yatıp ne olursa olsun popülerliğini korumaya çalışan üçüncü sınıf figüran durumuna düştüklerinin farkında değiller.

     

    Biz her ne kadar “Değer mi?” diyerek iç geçirsek de, seçmen vicdanının bu tür düşük kaliteli siyasi manevralara vereceği tepkiyi görmek için de sabırsızlandığımızı itiraf edelim. Son yerel seçimlerden aldığımız lezzetin tadı hala damaklarımızda, öyle değil mi?

    23 Haz 2024 13:12