Yardımcısına yazık olur!

  • Kadir Gürcan
  • Kadir Gürcan
    29 Tem 2024 12:03

    Sebep ne olursa olsun tadında bırakmayı bilmenin kendince bir ağırlığı var. Joe Biden da ayağına gelen bu fırsatı zirvede bırakmış olma jesti ile gösterdi. Yetmişli yıllarda “Golden Boy”, geleceği parlak siyasetçi olarak girdiği senatodan başarılı bir siyasetçi, Obama'ya sekiz yıllık başkan yardımcılığı ve ardından bir dönemlik ABD Başkanlığı ile aktif siyaseti noktalamak yerinde bir karar oldu.

     

    Demokrat Başkan Biden'ın 2020 seçimleri öncesi 'Super Tuesday'de yaptığı konuşma siyasi düşüncesindeki insicam ve devamlılığı olarak hatırlanıyor. O gün Biden'in – 77 yaşında- “Bakın, kendimi sonraki nesil için köprü vazifesi yapan biri olarak görüyorum. Arkamda bana destek verenler bütün bir kuşağın liderleridir. Onlar bu ülkenin geleceğidir.” sözleri dikkat çekmişti. Geçtiğimiz hafta ikinci bir dönem daha başkanlık için yarışmayacağını ilan ettiği konuşmasında, “Bu makama çok saygı duyuyorum ancak, ülkemi çok daha fazla seviyorum!” sözleri, iki güçlü duygu arasındaki git-gellerini ifade ediyor. Nihai kararı Başkan Biden'i, dostu Obama'nın nazarında “Tam bir vatansever!” takdirine taşıdı.

     

    2020'de Trump'a tattırdığı yenilgi de siyasi kariyerinde unutulmaz bir başarı olarak anılacak. Biden sürpriz bir şekilde yarıştan çekilip yerini dört yıllık yardımcısı Kamala Harris'e bırakması da üzerine yapışan “Başkanlık için çok yaşlı” tartışmasının hedefini Cumhuriyetçi adayın üzerine çeviriverdi. Şimdi herkes Trump için benzer dezavantajları konuşmaya başladı.

     

    Biden kendi isteği ile çekildiği başkanlık yarışında yarım bırakacağı bir çok şeyin, başkan adayı ister Demokrat isterse Cumhuriyetçi Parti'den olsun, bir şekilde tamamlanacağı ve demokratik kurumların bunu sağlayacağı ümidini kaybetmediği anlaşılıyor. Yoksa otokratik ve despot idarecilerin arkasına sığındıkları ve bir şekilde kendi seçmen tabanlarını ikna ettikleri “Ben gidersem ülke yıkılır!” ya da “Yaparsa o yapar!” türünden boş kuruntuların demokratik ortamlarda inandırıcılığı yok.

     

    Siyahi Başkan Obama, yıllar önce ABD siyasetinin iki partisini karşılaştırdığında “Demokratik Parti geleceğin partisi” demişti. Demokratik Parti'nin başkan ve başkan yardımcıları arasındaki seviyeli beraberlikte bu tahmini güçlendiren örnekler vermeye devam ediyor. Obama-Biden arasındaki imrenilen çalışma arkadaşlığı bromance, takdire şayandı.

     

    Başkan yardımcılarının beraber çalıştıkları başkandan sonra ABD'yi yönetecek rüşd ve liyakatte olmaları önemli bir nokta. Başkan adayı olmak kadar bir ya da iki dönemlik vazife döneminde yol arkadaşını seçmek de önemli sayılıyor. Beyaz Saray'daki başkana herhangi bir şey olması durumunda devlet işleyişi yardımcıların omuzunda bir sonraki seçime kadar götürülüyor. ABD siyasetinde bunun örnekleri epey bol. Biden'in ikinci bir dönem için başkanlık yarışından feragat etmesi, Başkan Yardımcısı Kamala Harris'in önünü açtı.

     

    Demokratik Parti'yi Cumhuriyetçi Parti’den ayıran en önemli özelliklerden biri de, başkan yardımcılarının seçimlerde başkanlık için yarışabilecek liyakatteki insanlardan seçilmesi. Bill Clinton'dan sonra yardımcısı Al Gore, 2000 yılında yapılan seçimlerde Oğul Bush'a karşı yarışmıştı. Obama-Biden ve Obama'nın 2008'deki aynı partiden rakibi Hillary Clinton başkanlık görevine talip oldular. Hillary'nin 2016 yılında başkanlık yarışını kaybetmiş olması göreve olan liyakatini gölgelemedi. Şimdi de Biden'in yerine Kamala Haris'in adaylığı bu geleneğin devamı açısından önemli.

     

    Cumhuriyetçi Parti'nin sağcı eğilimi son iki on yılda bütün reflekslerini kontrolü altına almış durumda. Kendi içlerinden partiyi idare edecek lider sıkıntısının sebebini buna bağlayanlar çoğunlukta. Özellikle Ronald Reagan'dan sonra parti, Bush Ailesi elinde çok ciddi kan kaybetti.

     

    ABD başkanlarının sağlık durumları gün gün kontrol altında ve Amerikan halkı durumdan haberdar ediliyor. Bu yüzden Biden'ın covide yakalandığını basından takip etme imkanımız oldu. Sistem bu tür gelişmelerden haberdar olmanın Amerikan Halkı'nın liderlerini takip etme haklarından sayılıyor. Aksi halde otokratik ve despot ülkelerde olduğu gibi yarı çıplak at üzerine bindirilip ya da av partilerinden kareler paylaşılırdı. Ya da sağlık ile alakalı dedikoduların önüne geçmek için ara sıra yakın çevre ile basket oynanıp kamuoyuna “Her şey yolunda merak etmeyin. Eskiden futbol oynuyorduk, yaş ilerleyince baskete terfi ettik!” mesajları basın ile paylaşılabilirdi.

     

    Trump önümüzdeki seçimlerde yine aday. Eğer bu seçimi de kaybederse, ona değil de şu an seçtiği başkan yardımcısına nasıl muamele edileceğini şimdiden merak ediyorum.

    29 Tem 2024 12:03