Reha Yeprem tiyatrocu, oyuncu, şiir yorumcusu, yazar şimdilerde mülteci... Hem de sabah erkenden hayatını kazanmak için yollara düşen bir emek işçisi. Frankfurt merkezli İJA (Uluslararası Gazeteciler Derneği)’nin bu ayki söyleşi konuğu, sevilen usta oyuncu Reha Yeprem'di. Samimi bir şekilde sorulara cevaplar verdi, son dönem yaşadıklarından bazı anekdotlar paylaştı.
“Mülteci kampında zor anlar yaşadık, bazen kaldığımız odaya tanımadığımız insanlar daldı, ortak kullanılan banyoların önüne kimse girmesin diye oğlum ile barikat kurduk. Kamp evinin merdivenlerinde gitar çalıp, şarkı söyledik. Sonrası müzik grubuna başka milletlerden katılanlarla büyüdük ve “refugees’ song” “mültecilerin şarkısı” isimli bir şarkı besteledik.”
Reha Yeprem Hürriyet Gazetesi’nin 1987 yılında Kelebek ekinin açtığı sinema yarışmasında “Sinema Kralı” seçilmiştir. Vatani görevini Diyarbakır’da yapan Yeprem, aynı zamanda 18 yıl mankenlikle birlikte podyum dersleri verdi. Kendisi gibi manken ve oyuncu olan Özlem Nebioğlu ile 1996 yılında evlendi. Bu evlilikten iki çocukları bulunuyor.
Kısa metraj şampiyonu olan “Sır Kapısı” isimli programı sundu. STV’de 2 yıl kadar “Merhaba Yeni Gün” isimli programda gazete manşetleri okudu. STV’de uzun yıllar iftar ve sahur programı “Gecenin Bereketi"ni rahmetli Yusuf Ziya Özkan ile sundu. 2002 yılı ve sonrasında dünyanın birçok bölgesinde yapılmış seminerlerde sunuculuk yaptı. 2014 yılında “Zehirli Bal” isimli roman çalışmasını kitap haline getirdi. “Yıldızlar Gecenin Değildir” isimli bir şiir kaseti de bulunmaktadır. Kimse Yok Mu Derneği için Eşi Özlem Hanım'la beraber pek çok yüreklere dokunan programlara, projelere imza attı. 36 kadar dizi ve filmde rol aldı.
Hizmet Hareketi ile tanışması ise Moğolistan'daki okulların tanıtımı ile ilgili bir programda olduğunu sonrası da Samanyolu Televizyonu'ndan çalışma teklifi aldığını anlattı. Eşi Özlem Nebioğlu ile çevreleri tarafından inancından ötürü ve namaz kıldığı için dışlandığından da bahsetti.
15 Temmuz 2016’da STV’den arkadaşları ile beraber sohbet ederken, köprüde ve çevrelerinde olan hareketlilik dolayısıyla acilen eve gitmeye çalıştığını, eşini arayıp ablasına geçmesini söylediğini, neler olduğunu anlamaya çalıştıklarını anlattı. Çok sıkıntılı günler yaşadıklarını, tehditler aldıklarını sonrası da Almanya'ya çıkış yaptıklarını ve o günleri hatırlamak istemediğini ifade etti. Eşi Özlem Hanım'ın ve kendinin yakınlarının vefat ettiğini ama hiç birinin cenazesinde bulunamadıklarını acı bir tebessümle anlattı.
Özlem Hanım'ın duruşu ve destekleriyle yepyeni bir hayata tutunduklarını, şimdilerde erkenden kalkıp hayatını kazanmak için bir otomobil fabrikasında çalışmak zorunda olduğunu, zaman buldukça müziğe, sanata zaman ayırabildiğini söyledi. Türkiye’deki insan hakları ihlallerinin zirve yaptığı bir dönemde Raindrops YouTube kanalında, “Bir ümittir yaşamak. Bir yol hikayesidir hayat. Yolun kaderidir olup biten” mottosu ile Ümide Yolculuk programı ile mağdur, mazlumların sesi olmaya devam ediyor. Patreon üzerinden yardıma davet ediyor.
Ayrıca İnstigram ve Twitter @kapisizkapici hesabı ile onurlu mücadelesine devam ediyor. Şu dönemde dar imkanlarla gazetecilik, yazarlık, aktivistlik yapan herkese destek olunması gerektiğini bir sosyal sorumluluk olarak hatırlatıyor. Böyle vicdanların lâl kesildiği, insanlık tarihinin yüz karası dönemlerde ayakta kalmanın, hayata küsmemenin en tesirli çarelerinden birisi, başkalarının derdine derman olmaya çalışmak, hayatımıza belli hedefler koymak ve yeni okumalar, faydalı meşgalelerle hayatımızı anlamlandırmak olsa gerek. Ayrıca hiç bir dava, ideal kendi kendine ihya olmaz, ayağa kalkmaz. Davalar dava insanları ve adanmışları ile gönüllerde yer eder.
Ünlü isim, "Geceleri yastığa başımı koyduğumda vicdanım rahat, huzur içinde mışıl mışıl uyumaktan daha büyük bir mutluluk ve huzur var mı?" diyerek özetliyor yaşadıklarını.