H. Arendt 

Masum olduğumuzu biliyoruz ama suçsuzluğumuzu ispatlayamıyoruz.

Masumiyetin bir gücü vardır. Yüzbin dilli günahlara, kötülüklere meydan okur. Hakikatin de bir gücü vardır. Yüzbin dilli yalanlara meydan okur. 

Herşeyini yitirmiş insandan korkun derler çünkü kaybedecek bir şeyi kalmayan insan korkusuz insandır. Herşeyini haksızca aldığınız, masumiyeti ve erdeminden başka birşeyi kalmayan insanlar da korkusuzlar. Asıl tüm haksızlıklar ve kul hakkı üzerine saltanat kuranlar korksunlar! 

Tarihimiz bir düzlemde devam etmiyor dairevi bir şekilde hadiseleri yaşıyoruz. Aktörler ve sahne değişse de olumsuz duygular ve kötülük değişmiyor.

Sahabe daha hayatta iken yaşanan kıskançlık, iktidar hırsı, tarafgirlik, hırs gibi duygular onbinlerce cana sebeb olduğu gibi, Roma döneminde inanlara yapılanlar, Hz.İsa ve havarilerine yapılanlar da değişmiyor. Ama bugün birilerine bayram yarın başkalarına matem…

Hayat mucizesine aslında Yaradan büyük bir sabır, dayanıklılık iksiri, tılsımı gizlemiş, yeterki yerinde kullanalım. Hadiselerin acıtan , kanatan yerlerine bu iksiri kullanalım. Özümüzdeki sevginin içinde var bu ilaçlar, dermanlar. Yeter ki biz kinle, kıskançlıkla, öfke ile kirletmeyelim…

Bazen insan, koğuşundaki bir çiçekle hayata tutunur, bazen bir dost selamıyla, bazen de kendine yapılan kötülüklerin hukuk karşısında hesabının sorulacağı ümidiyle…

Merhamet ve sevgi bitmez tükenmez bir kaynak, bir çağlayan. Vicdan yanıltmayan bir rehber. Nisbi iyiliği temsil edenler hep var ve varolacaklar.

Kötülüğe meydan okuyan kahramanlar da.

Bu dönem Türkiye, Afganistan, Suriye, Doğu Türkistan gibi ülkelerin halkları büyük acılar yaşıyor. Dağılan yuvalar, biten hayatlar var. Kötülüğün kitabını yeniden yazan zalim, despot idarecilerin rağbette olduğu bir dönem maalesef. 

İki milyar müslüman var bu dünyada. Genelde acıların yoğun olduğu yerler de  bu coğrafyalar. Coğrafya kader değil ama bu değişimi yapacak çapta irade ve gayret ortaya koyulamıyor. Ama bu coğrafyalarda iyilerin ve kötülüğe karşı duranların varlığı daha kıymetli olsa gerek.

Rüyalarımız, korkularımızın yaşadığı yerdir, diyor Shirin Neshat. Hayallerimizin korkularımızla iç içe geçtiği günleri yaşıyoruz. Acıların bizi bir araya getirdiği, başka mahalleden insanların mağduriyetlerine ortak olabilme fırsatı verilen günleri yaşıyoruz. 

Masumiyetin gücüne inanıyoruz . Masumiyetin ikna kudretine , aciz olduğumuzu iliklerimize kadar hissedebildiğimiz ölçüde, gerçek gücün ve kudretin sahibine sığınıyoruz. 

Yarınları kuracak olanların hakkını güçten değil, gücünü haktan alanlar olacağına inanıyorum. 

Bittik denilen nice tarih sahnesinde, yeniden inşada yer alıp, ümranlar kurduğumuz gerçeğini biliyorum. Tarihin en karanlık sayfalarında ümide dair bişeyler söyleyen , bir hamlede bulunan , iyiliğe ve ümide dair kudretli insanları tanıyorum. Yılmayan , vazgeçmeyen , kötülükle mücadelesini ve masumiyetini yitirmeyen dava insanlarını okuyorum tarihin sayfalarında. Benim için milleti, rengi de önemli değil. Ümide selam duran, iyiliği kendine şiar edinmiş, erdemle, hikmetle, hakikat aşkı, hakkaniyet ile yoluna devam edenleri kendimden ya da kendimi onlardan kabul ediyorum.

Kaybetsem bile masumların, kötülük görse bile iyiliğe yeminli iyilerin tarafında, hakikatin peşinden herşeye rağmen ayrılmayanların tarafında olmayı bir bahtiyarlık biliyorum. Ve biliyorum  ki bu hakikate kendini adamışların sayısı hiç de az değil!.

“Kalbinin dışında yaşayarak hakikat arayanlar hep karanlıkta kaldılar.” 

Nurettin Topçu

Okuyucuya not: Yazı ile ilgili olması yönüyle geçenlerde izlediğim “Innocent” “Masumiyet” isimli kısa filmi izlemenizi tavsiye ederim.