Yüzyılın Seçimi

  • Ertuğrul İncekul
  • Ertuğrul İncekul
    09 May 2023 07:37
    Türkiye, 14 Mayıs'ta cumhurbaşkanını ve parlamento üyelerini seçmek üzere sandık başına gidecek.


    Ya 20 yıldır başta olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı ya da altı partili muhalefet liderlerini ve CHP'nin lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nu seçecek.


    Bu seçim yüzyılın seçimi dedim çünkü Ortadoğu dikta rejimlerine her geçen gün yaklaşan bir Türkiye var. Türkiye, AB kriterlerinden ve müzakere sürecinden çıkarıldığı günden beri Rusya, Çin ittifakına doğru eksen kayması yaşıyor. 


    Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) tarafından yayınlanan Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi'ne göre Türkiye, Tacikistan ve Hindistan ile birlikte en alt kategoriye düşerek 180 ülke arasında 165. sırada yer alıyor.


    Stockholm Center for Freedom (SCF)’ye göre, 2016-2021 yılları arasında Türkiye'de silahlı terör örgütüne üyelik iddiasıyla toplam 1 milyon 768 bin soruşturma başlatıldı.


    Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, 2022 yılında toplam başvurunun yüzde 26,9'u ile yaklaşık 20 bin 100 başvuru ile Türkiye'nin karar bekleyen davaların bulunduğu ülkeler listesinin başında yer aldığını açıkladı.


    Ekonomik kriz, uluslararası diplomasi tutarsızlığı, hayat pahalılığı, yargıda biriken davalar, bağımlı yargının acı sonuçları, göçmenlere yeteri kadar planlama yapılamaması ve kontrolsüzlük, halkta artan öfke, kutuplaşmanın son hızla artması, sağlık çalışanlarının on binlere varan ülkeyi terk etme oranları, din ve diyanetin geldiği vicdansız ve insanları dinden soğutan yapısı, çöken eğitim sistemi, ülkeden kaçan doktorlar, sindirilen sanatçılar... Liste uzayıp gidiyor. Bir nesil demokrasi görmeden büyüdü. 


    Bugünlerde usta gazeteci Cevheri Güven’in YouTube kanalında Erdoğan ailesine yakınlığı ile bilinen Ali Yeşildağ'ın itirafları var, evlere şenlik... Ülke resmen şantiye alanına dönmüş. Millete ait ne varsa padişahımız çok yaşa nidalarıyla alınıp, satılır olmuş. Bir söz var ya; Bu ülkede her şey olabilirsiniz, sadece ve sadece rezil olamazsınız.


    Yüzbinlerce insanımızı depremde yeni kaybetmemişiz gibi, duyarsızca ülkeyi yağmalamaya devam eden bir güruh var. Ayrıca tehditlerin dozajı her geçen gün daha da artıyor. Geçtiğimiz hafta kalabalıklara hitap eden İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, seçimleri Batı'nın Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın seçilmiş hükümetine karşı bir 'siyasi darbe girişimi' olarak nitelendirmişti. Bu sözlerin hemen ardından Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum da 14 Mayıs'ta yapılacak bir hükümet değişikliğinin "Türkiye'nin tam bağımsızlığına" karşı bir "darbe" anlamına geleceğini söyledi.


    Takkeli Goebbels’lerin algı operasyonları tüm hızıyla devam ediyor. Başarı kriterleri ise, kendi ile aynı düşünmeyen insanlardan avlayabildikleri, kendi yalanlarına inandırdıkları insan sayısı ile ölçüyorlar. Masallarına ne kadar insan kanarsa o kadar daha saltanatlarını devam ettirebileceklerini çok iyi biliyorlar. 


    Türkiye’nin ve Millet İttifakı'nın işi hiç kolay değil. Seçime yoğunlaşması, ne olursa olsun provokasyonlara gelmeden, sandık güvenliğine önem vermesi çok hayati bir mesele. Resmî sonuçlar açıklanmadan yapılan yayınlara, açıklamalara itibar edilmemeli. 


    Selçuk Gültaşlı EUOBSERVER'da* kaleme aldığı yazıda, “Avrupa kurumları, yani AB, AK ve AGİT, özgür ve adil bir seçim için ellerinden geleni yapmalı ve Erdoğan'ı, oylara hile karıştırılması ve seçimlerin meşruiyetinin sorgulanması halinde bunun ciddi sonuçları olacağı konusunda uyarmalıdır.” dedi. 


    Türkiye ve ülkemizin yaşadıkları normal refah seviyesi ve hukuk devleti ülkelerde binde biri yaşanmayacak hadiseler. Bizler bunca yaşanmışlıklara rağmen hala ayakta kalabiliyorsak ve geleceğe ait ümitlerimizi koruyabiliyorsak bu bizi çok daha güçlü kılar.  







    09 May 2023 07:37