Saray’ın kabusu: Anketler!

  • Murat Çetin
  • Murat Çetin
    03 Şub 2022 09:00

    Saray tam anlamıyla kabus yaşıyor. Bakan ve bürokratlardan gelen arka arkaya istifalar, ekonomik krizin derinleşmesi, parti teşkilatlarının artık normal bir salonu dahi dolduramaması, etrafındaki kişilerin giderek azalması, eski dostların artık telefonlara dahi çıkmaması Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı adeta kabus yaşatıyor. Geri vites yapması ile bilinen Erdoğan şimdi ise ne yapacağını tam anlamıyla şaşırmış durumda. 

    Neredeyse her hafta yaptırdığı anketlerde artık yüzde 30’ları bile zar zor görüyor. Kasım-Aralık 2021 ve Ocak 2022 tarihlerinde yapılan tüm anketlerde kan kaybı bariz şekilde kendisini belli ediyor. Yükselen dövizin baskınlanması, asgari ücretteki yüzde 50’lik artış, memur ve emekli zamlarındaki yüzde 30’lu sözde iyişleştirme… Siz ne derseniz deyin düşüşe geçen anketlerin ibresini yukarıya çekmekte başarılı olmuyor. 

    Teşkilatlardan gelen bilgiler de hiç iç açıcı değil, o kadar ki en son Giresun’da ancak küçük bir salonu doldurabildi AKP il başkanlığı. Ne eskisi gibi insanlar yollara çıkıp Erdoğan’ı karşılıyor, ne de kefenleri ile gösteri yapabiliyorlar. O kadar ki insanlar artık kefen parası diye sakladıkları paralarını harcamak zorunda kaldılar. Sert geçen kışta ne elektrik faturasına, ne doğalgaz faturasına güç yetirebiliyor artık orta direk seçmen! Bundan sadece orta direk nasibini almadı, daha geçen birkaç hafta önce İstanbul’un en işlek yerinde İstiklal’de idim. Saat daha 21:00 bile değildi ama inanın o cadde belki de en sakin zaman dilimlerinden birinde yaşıyordu. Gün içinde trafik yoktu zira insanlar artık arabalarına benzin alacak parayı bulamıyorlardı. Bir depoyu doldurmak için artık 500 TL’leri gözden çıkarmak gerekiyor. Ve tüm bu yaşanmışlar anketlere yansıyor. Ünlü anketçi İbrahim Uslu’nun tespitine göre AKP, Ağustos 2021 tarihinden bu yana ciddi düşüşe geçti ve ilk defa bir seçimi kazanamayacak duruma geldi. 

    Anket şirketlerinin Ocak 2022 tarihli anketlere göre bakın partilerin durumu!

    ORC :  AKP 29.7,  CHP 24.3, İYİ Parti 14.2,  MHP 9.1 ve HDP 8.4  

    AKSOY: AKP 30.1, CHP 28.9, İYİ Parti 13.6,  HDP 10.6, MHP 7.9 

    Aralık 2021 tarihli anket sonuçlarında ise şu veriler ortaya çıkmıştı:

    MAK : AKP 30.4, CHP 22.1, İYİ Parti 14.2, HDP 8.7 ve MHP 7.1 

    METROPOL: AKP 26.2, CHP 21.4, İYİ Parti 10.9, HDP 9.1, MHP 4.2  

    Kasım 2021 tarihli anket verileri ise şöyleydi:

    AREA :  AKP 30, CHP 28.2, İYİ PARTİ 14, HDP 10, MHP 9.1

    AVRASYA : AKP 28.4, CHP 30.1, İYİ PARTİ 11.9, HDP 10.3, MHP 7.3

    2021 yılı içinde 21 araştırma şirketinin yaptırdığı 103 anketin ortalama sonuçları dikkate alındığında ise Saray’ın geçirdiği burhanı ve yaşadığı kabusu anlamak mümkün. Zira Ocak 2021 ile Ocak 2022  dönemini kapsayan bir yıllık süreç ele alındığında AKP oylarında yüzde 7-9  bandında bir düşme gözleniyor. Ocak 2021’de yüzde 9.2 oy oranına sahip olan MHP bir yıl içinde ortalama yüzde 3-4 arasında geriledi ve yüzde 6’ları gördü. Tüm bu sonuçlar Cumhur İttifakı’nı şu gerçeğe götürüyor; Yeni bir seçimde her ne olursa olsun yüzde 50+1 oy oranına ulaşamıyor. Bu da Tayyip Erdoğan’ın bir daha Cumhurbaşkanı seçilemeyeceği anlamına geliyor. 

    Ünlü anketçi İbrahim Uslu’nun analizine öre AKP iktidara geldiği 2002 yılından bu yana ilk defa yeni bir seçimi kazanamayacak durumda.  Uslu “AKP yüzde 30-32 bandında; ağustos ayından bu yana hiç yukarıya hareket edemiyor” tespitinde bulunuyor. Tüm bu veriler Erdoğan’ı yapılacak ilk seçimlere daha güçlü hazırlanma zorunda bırakıyor. Bu nedenle Erdoğan artık yanında en sadık isimleri istiyor. Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’ün istifası sonrasında Bekir Bozdağ’ın yeniden bu göreve getirilmesini bu açıdan yorumlamak gerekiyor. Çok yakında bu sadakat kriterine göre başka bakanlıklarda değişimin yaşanması kaçınılmaz görülüyor. 

    Bahçeli masayı devirir mi ? 

    Erdoğan’ın bir daha Cumhurbaşkanı seçilemeyeceği bu tabloda MHP de baraj altında kalıyor. Ancak AKP ile ortak liste yapmaları ya da il bazında birlikte hareket etmeleri halinde MHP meclis dışında kalmaktan kurtulabilir. Bu zorunluluk biryana MHP teşkilatları içten içe kaynıyor. Bazı milletvekillerinin yanısıra teşkilatın önemli isimleri MHP’nin çok hızlı ve sert bir şekilde muhalefete geçmesi gerektiğini düşünüyor ve bu konuda genel merkezi zorluyor. Bahçeli’nin kafasındaki plan ise seçim barajını yüzde 7’ye çekecek yasal değişikliğin biran önce Meclis’e gelmesini sağlamak. Yüzde 7 seçim barajı önerisinin kabul görmemesi halinde MHP’nin ortaklığı bozması yüksek bir ihtimal. Ankara kulislerinde yoğun olarak konuşulan bir başka iddia daha var. Buna göre yüzde 7 seçim barajı düzenlemesi Mart ayında yasallaşması halinde bir yıl içinde yapalacak bir seçimde uygulanamıyor. Bu durum aslında yüzde 7 barajını her durumda AKP ve MHP için ortaklığı devam ettirme veya ettirmemede önemli bir argüman olmaktan çıkıyor. Ankra’da Erdoğan’dan ziyade Bahçeli’nin ortaklığı bozacağına ilişkin beklenti daha yüksek. Önceki gün Bahçeli’nin çok önemsediği ve zaman zaman görüşlerine başvurduğu bir akademisyenle konuştum. Sezen Aksu olayında Erdoğan’ın tam anlamıyla çark etmesinden sonra açığa düşen Bahçeli’nin yanlış yaptığını söylediğimde akademisyen farklı bir yorum getirdi; “Objektif olmak gerekirse bu süreçte MHP yanlış tutum sergiledi, gerek yoktu bu kadar yükselmeye! Erdoğan’ın geri adımı ise MHP’yi zor durumda bırakmaz. Devlet beyin Sezen Aksu konusunda ısrarını sürdürmesi aslında AKP’yi sıkıştırmaya yönelik hamlelerinden birisi!” Anlaşılmaz bir yüz ifadesi ile baktığımda ise şunları söyledi; “Devlet bey AKP’ye yönelik hep sıkıştırma taktiği uyguluyor. Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde, HDP ile olan ilişkilerde, AB ilişkilerinde, Sezen Aksu olayında... Dahası Ekrem İmamoğlu’nun görevden affını istemisinde de öyle… Bu tutum siyasi bir taktiktir ve Devlet bey bu sayede AKP’yi MHP’ye mecbur bırakıyor.”

    Peki şimdi ne olacak ? Ankara’da  Erdoğan’ın atacağı sürpiz hamleler beklenirken diğer yanda gözler Bahçeli’nin üzerinde dolaşıyor. Bahçeli her an herşeyi yapabilecek bir yapıda siyasetçi. 2002 yılında daha zaman olmasına karşın erken seçim çağrısı yaparak koalisyon hükümetini seçime götürdü ve MHP dahil ortakları DSP ve ANAP baraj altında kaldı.Bahçeli bir anda değişebileceğini sinyalini AKP birlikteliğinde ilk defa 2018 yılında gösterdi.  2018  seçimleri öncesinde AKP ile yapılan pazarlıklar sırasında “Jest ile rest arasında bir harf farkı vardır” cümlesiyle nasıl farklı bir moda geçebileceğinin örneğini sergiledi. Hasılı Erdoğan’ın da Bahçeli’nin ne zaman ne yapacağını kestirmek oldukça zor. Her ikisi de bugün ak dediğine yarın kara diyebilecek siyasi karaktere sahip. Dahası var! Erdoğan Cumhurbaşkanı olsa da Devlet bey, derin dinamiklerin adamı!. Kim ona ne derse onu yapar! İzleyip görelim yakında kimler kulağına neler yapmasını fısıldayacak. Ankara kaynıyor, kaynamaya da devam edecek gibi görünüyor… Benim merak ettiğim kaynayan kazanı kim patlatacak ya da kim devirecek!


    03 Şub 2022 09:00