Kur’an’ın canlı tefsirleri olan ve Kur’an’ın mucizesi olan Sahabelerin mazhar olduğu şuuru kazanma hususunda M. Fethullah Gülen Hocaefendi şu tesbitlerde bulunuyor: “Rahat ve rehâvet, insanı çürüten faktörlerin en başında gelir. Nerede rahat ve rehavet rüzgarları esmeye başlamışsa, hemen orada, fertlerin samyeli yemiş gibi pörsüdüğü ve öldüğü görülmüştür. Bu tür insanlarla bir şey yapılamayacağı da bir gerçektir. Hizmetimiz adına alevle, ateşle hatta lâvlarla kapı komşu olmak bir esastır. Bilindiği gibi granit, mağma tabakalarına yakın olan yerlerde teşekkül eder. Bir taraftan da mağmaları tutar, hapseder. Bunun gibi, bağrı çile ve ızdırap mağmalarına açık olmayan insanların milletimizin istikbali ve kaderi adına yapacağı fazla bir şey yoktur. İşte bizim aradığımız şuur budur. Peki bu şuur nasıl kazanılır?
“Şimdi evvela, böyle bir şuurun kazanılmasının zorluğunu işaretleyelim. Ardından da mevzuyla ilgili mütalaamızı birkaç madde halinde de takdim etmeye çalışalım: 1-Tekvînî âyetleri tefekkür. Şu kainat kitabını her gün didik didik incelemeli, varlık ve hadiseler yevmiye birkaç defa hallaç edilmeli ve yakın takibe alınmalıdır. Evet, tefekkür öyle bir rampadır ki, insanı alır varlığın dört bir yanında gezdirir… ve insan tefekkürle, eşya ve hadiseleri hallaç etme imkânına ulaşır. Tefekkür öyle bir limandır ki, insan onunla eşyayı aşar, Esma’ya ulaşır ve Esmâ yoluyla da Müsemma-yı Akdes’e (Cenab-ı Hakka) vâsıl olur. ardından sıfatlar dairesine girer ve hayrete erer. Bu duruma gelince de, insanın bütün duygu ve düşünceleri âdeta Cenab-ı Hakkın emir ve rızasına düğümlenir. İsterseniz buna FEN FİLLAH (Allah’ta fâni olma) mertebesine erme de diyebilirsiniz. Ve bu seviyeye ulaşan insan, Allah için işler, Allah için başlar, Allah için oturur, Allah için kalkar, Allah için yer, Allah için içer, lieclillah, livechillah rızası dairesinde hareket eder.
“TEFEKKÜR RAMPASI, insanı amûdî (dikey) olarak yükseltir. Bunun içindir ki, Efendimiz (S.A.S.) bir saat tefekkürü bir sene ibadete mukabil tutar. Çünkü ibadet insanı ufkî olarak , Allah’a yaklaştırır. Halbuki yukarıda da söylediğimiz gibi tefekkürde Allah’a yaklaşmak dikey olarak gerçekleşmektedir. Bu sebepledir ki tefekkürü bir limana, bir RAMPA’ya benzettim. Zira insan, tefekkürle, rampaya binen ROKETLER gibi bir lâhzada KURB (Allah’a yakın olmanın) semasının derinliklerine ulaşır… huzur soluklar ve itminana erer…
“2-Kendisiyle münasebetimiz ölçüsünde Nur’un, feyiz ve bereket olup içimize akan eserleriyle irtibatı devam ettirmek ve her gün zamanımızın bir mübarek dilimini onlarla meşguliyete ayırarak bunu hayatın bir parçası haline getirmek.
“3-Sahabe-i Kiramın hayatlarını konu alan eserleri sıkça okumak ve okunanları tatbikte kararlı olmak. Bu husus, bizim metafizik gerilim içinde bulunmamızı temin edecek ve SAHABE ŞUURUNU kazanmamızda bizlere hep ışık tutacaktır. Çünkü onlar misaldir. Efendimiz (S.A.S.) Sahabeyi gökteki yıldızlara benzetmiş ve ‘Hangisinin atmosferi ve kudsî câzibesine girseniz bana ulaşırsınız’ işaretinde bulunmuş ve onların birer hidayet meş’alesi olduklarını söylemiştir. Sahabenin hasbîliği, feragati, diğerdamlığı, derdi, ızdırabı, çilesi ve bütün bunların yekûnunu çerçeveleyen şuuru, öğrenilmedikçe, onlar gibi olma, onlar gibi davranma elbette imkânsızdır. İsterseniz bir Abdullah b. Cahş işe Sa’d İbn Rebi ile, hayatına sadece bir buçuk sene Müslümanlığın girdiği İkrime b. Ebî Cehil’le veya amcası İbn Hişam’la hayalen münasebete geçip, onların insanî normları aşan iman ve aksiyonlarında arz etmeye çalıştığım hususların icmâlini görebilirsiniz…
“4-Hizmet ocaklarının tüttüğü yerleri gezip ziyaret etmek de kazandığımız şuurun devamlılığı bakımından önemlidir. Hatta pek çok insanda, anlatılanlardan ziyade gidip görmeler daha müeessir olmuştur. Bunun sayısız örnek ve misalleri vardır. Bu sebeple metafizik gerilimimizde bir gevşeme hissedince böyle bir çareye hemen müracaat edip şuurumuzda bir tazelenme meydana getirebiliriz.”
Muhterem M. Fethullah Gülen Hocaefendinin bu tesbitleri rehberliğinde, Risale-i Nur’da Yirmi Yedinci Söz’ün Zeylinde Sahabeler Hakkındaki bölümü dikkatlice mütalaa etmek gerekiyor…