Artanlar ve azalanlar

  • Safvet Senih
  • Safvet Senih
    14 Eyl 2017 16:37
    “Nice az topluluklar küçük cemaatler vardır ki, Allah’ın izniyle çoklara büyük cemaatlere galip gelirler” (Bakara Suresi, 2/249)  ve “Eğer sizden tam sabırlı yirmi kişi olursa, iki yüz kişiye galip gelir ve eğer siz müminlerden yüz kişi olursa inkarcılardan bin kişiyi mağlup eder.” (Enfâl Suresi, 8/66)  âyetleri sabırlı, ihlasla yani keyfiyete sahip kaliteliler, o kıratta olmayan sadece kemiyete sahip çoklara her zaman galip gelirler.

    Üstad Hazretleri İhlas Risalesinde, ihlas hasletinin sahip olduğu nurları ve kuvvetleri şöyle ifade ediyor: “Ey âhiret kardeşlerim ve ey Kur’an hizmetindeki arkadaşlarım! Bilirsiniz ve biliniz: Bu dünyada, bilhassa uhrevî hizmetlerde; en mühim bir esas, en büyük bir kuvvet, en makbul bir şefaatçi, en metin bir dayanma noktası, en kısa  bir hakikat yolu, en makbul bir mânevî dua, maksatlara ulaşmada en kerametli bir vesîle, en yüksek bir haslet en sâfî bir ubudiyet, ihlastır.” (Yirmi Birinci Lem’a) 

    Üstad Hazretleri aynı Risalede bu hususu isbat için şöyle bir misal veriyor:
    “Evet, kuvvet hakta ve ihlasta olduğuna bir delil, şu Hizmetimizdir. Bu Hizmetimizde bir parça ihlas, bu davayı isbat eder ve kendi kendine delil olur. Çünkü, yirmi seneden fazla kendi memleketimde ve İstanbul’da ettiğimiz ilmî ve dînî hizmete mukabil, burada sizinle (Barla’da) yedi-sekiz senede yüz derece fazla edildi. Halbuki, kendi memleketimde ve İstanbul’da burada benimle çalışan kardeşlerimden yüz belki bin derece fazla yardımcılarım varken, burada ben yalnız, kimsesiz, garip, yarım ümmî, insafsız memurlarının tarassudat ve tazyikatları altında yedi sekiz sene sizinle ettiğim hizmet; yüz derece eski hizmetten fazla muvaffakıyeti gösteren mânevî kuvvet, sizlerdeki ihlastan geldiğine katiyyen şüphem kalmadı.”

    Bu güzel ifadelerden anlıyoruz ki, kemiyet yani sayı çokluğu değil; keyfiyet yani kalite mühim…

    Bu hususta bana ulaşan bir e-mail’de şöyle deniliyor:
    Hayat ne garip bugünlerde; Mallarımız arttı, keyfimiz azaldı!.. Daha büyük evlerde kalıyoruz ama daha küçük ailelerde yaşıyoruz..! Konforumuz arttı ama zamanımız daraldı !.. Diplomamız bol ama sağduyumuz az..! Uzmanlıklar arttı ama sorunlar çoğaldı!... İlaçlar çoğaldı, hastalıklar arttı..! Sorumsuzca para harcıyoruz ama az gülüyoruz! Trafikte çok hızlıyız ama çabuk parlıyoruz !.. Akşam geç yatıyor, sabah yorgun kalkıyoruz..!  Az kitap okuyor, çok televizyon seyrediyoruz !.. Varlığımızı arttırdık ama değerlerimizi yitirdik! Çok konuşuyor ama az gönül veriyoruz ve bol yalan söylüyoruz! Para kazanmayı öğrendik ama yuva kurmayı beceremedik! Hayata yıllar ekledik, yıllara hayat katamadık!..  Ay' a kadar gidip dönmeyi biliyoruz ama komşumuza geçmek için karşıya geçmiyoruz! Uzaya ulaştık ama ruhun derinliklerine inemiyoruz !.. Havayı temizledik ama ruhları kirlettik! Atomu parçaladık, önyargılarımızı yıkamadık!..  Çok yazıyor ama az gelişiyoruz! Daha çok plan yapıyoruz ama daha az sonuç alıyoruz !.. Acele etmeyi öğrendik ama sabırlı olmayı asla! Gelirimiz arttı, karakterimiz zayıfladı !.. Tanıdıklar çoğaldı, dostlar eksildi! Çabalar arttı ama mutluluklar azaldı !..  Bilgisayar ağları kuruyoruz, bilgi otoyolları inşa ediyoruz ama kendi aramızdaki iletişimde zorlanıyoruz! Dünya barışı der, silahlanırız !..  Daha mutlu olmak için somurtarak çalışırız! Yani bugünlerde; Eve çift maaşın girdiği ama çiftlerin boşandığı !.. Güzel evlerin yuva olamadığı! Kısa seyahatlerin, kağıt mendil gibi ilişkilerin; Yıka çık gönüllerin, tek geceliklerin!.. Kilo dertlerinin ve her derde deva vitaminlerin! Vitrinlerin dolu ama gönüllerin boş olduğu; Günlerde yaşıyoruz !... " Herşeyi yeniliyoruz, evimizi yeniliyoruz arabamızı yeniliyoruz, beyaz eşyalarımızı yeniliyoruz, telefonumuzu yeniliyoruz ama biz bu hayata da yenik düşüyor, YENİLİYORUZ!.."

    Safvet Senih 
    14 Eyl 2017 16:37