Cennet bir çiçektir

  • Safvet Senih
  • Safvet Senih
    12 Tem 2023 10:38
    Otuz İkinci Söz’de Üstad Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri bir çiçek üzerinde yaptığı tefekkürü şöyle değerlendiriyor:

    “İşte, Cennet bir çiçektir. Hûri tâifesi dahi bir çiçektir. Yeryüzü dahi bir çiçektir. Bahar da bir çiçektir. Semâ da bir çiçektir; yıldızlar, o çiçeğin yaldızlı nakışlarıdır. Güneş de bir çiçektir; ziyasındaki yedi rengi, o çiçeğin nakışlı boyalarıdır. Âlem, güzel ve büyük bir insandır; nasıl ki insan, küçük bir âlemdir. Huriler nev’i ve ruhâniler cemaatı ve melek cinsi ve cin tâifesi ve insan nevi, birer güzel şahıs hükmünde tasvir, tanzim ve icad edilmiştir. Hem her biri külliyeti ile; hem her bir ferdi, tek başıyla Sâni-i Zülcemâlinin esmâsını gösterdikleri gibi; O’nun cemâline, kemâline rahmetine ve muhabbetine birer ayrı ayrı aynalardır ve nihayetsiz cemâl ve kemâline, rahmet ve muhabbetine birer şâhid-i sadıktır. Ve o cemâl ve kemâlin ve rahmet ve muhabbetin birer âyetleridir; birer emareleridir. İşte şu nihayetsiz kemâlât çeşitleri vahidiyet ve ehadiyette hâsıldır. Demek o daire hâricinde tevehhüm olunan kemâlat, kemâlât değildir.


    İşte eşyanın hakikatlerinin Esmâ-i İlahiye’ye dayandığı ve istinad ettiğini, belki, hakikî hakâik, o esmânın cilveleri olduğunu ve her şeyin çok cihetlerde, çok dillerle Sanatkâr Yaradan’ını zikir ve tespih ettiğini anla ‘Hiçbir şey yoktur, O’na hamd ile tesbih (tenzih) etmesin.’ (İsrâ Suresi, 17/44)  âyetinin bir mânâsını bil ve ‘Şiddet-i zuhurunda gizlenmiş olan Allah her türlü noksandan münezzehtir.’ de, söyle. Ve âyetlerin âhirlerinde olan ‘O, mutlak hüküm ve hikmet Sahibidir.’ (14/4) ‘O, öyle Ğafur, öyle Rahîm’dir’ (10/107) ‘Her şeyi bilen, her şeye Kadir olan, yalnız O’dur.’ (30/54) gibi zikir ve tekrarlarındaki bir sırrı fehmet…


    “Eğer bir ÇİÇEK’te esmayı okuyamıyorsun ve vâzıh göremiyorsun; Cennet’e  bak, bahara dikkat et, zeminin yüzünü temâşâ et. Rahmetin şu büyük çiçekleri olan Cennet ve bahar ve zeminde yazılan esmayı vâzıhan okuyabilirsin, cilvelerini ve nakışlarını anlar, görürsün.”  (32. Söz Üçüncü Mevkıf, Birinci Mebhas)


    “Cenab-ı Hak celîl ulûhiyetiyle, cemil rahmetiyle, kebir rubûbiyetiyle, kerîm re’fetiyle, azîm kudretiyle, lâtîf hikmetiyle, şu küçük insanın vücudunu bu kadar havas ve hissiyat ile, bu derece cevarih ve cihazat ile ve muhtelif âzâ ve âlat ile ve mütenevvi letâif ve mâneviyat ile, teçhiz ve tazyin etmiştir ki, tâ çeşit çeşit ve pek çok âletler ile, hadsiz nimet çeşitlerini, kısım kısım ihsanlarını, rahmetini tabakalarını, o insana hissettirsin, bildirsin, taddırsın, tanıttırsın. Hem ta bin bir esmânın hadsiz tecelli türlerini, insana o âletlerle bildirsin, tarttırsın, sevdirsin. Ve insandaki pek kesretli âletler ve cihazlarını her birisini ayrı ayrı hizmeti, ubudiyeti olduğu gibi, ayrı ayrı lezzeti, elemi, vazifesi ve mükâfatı vardır.
    “Mesela göz, suretlerdeki güzellikleri ve görme ile ilgili âlemde güzel kudret mucizelerinin çeşitlerini temâşâ eder. Vazifesi, ibret nazarıyla, Sanatkâr Yaradan’ına şükrandır. Nazara mahsus lezzet ve elem mâlûmdur, tarife hâcet yok.”


    “Mesela kulak, sadâların çeşitlerini, lâtif nağmelerini ve işitmeyle ilgili âleminde Cenab-ı Hakk’ın rahmetinin lütuflarını ve lâtif güzelliklerini hisseder. Ayrı bir ubudiyet ayrı bir lezzet, ayrı da bir mükafatı var. 

    Mesela koku alma duygusunu, kokular taifesindeki rahmetin lütuflarını ve lâtif güzelliklerini hisseder. Kendine mahsus şükür vazifesi bir lezzeti vardır. Elbette mükafatı da vardır.

    Meselâ dildeki tat alma duygusu, bütün yiyeceklerin zevklerini anlamakla gayet çeşitli mânevi bir şükür ile vazife görür ve hâkezâ… Bütün insanî cihazların, kalp, akıl ve ruh gibi büyük ve mühim lütuf ve lâtif güzelliklerin böyle ayrı ayrı vazifeleri, lezzetleri ve elemleri vardır.”  (32. Söz, 3. Mevkıf, 2. Mebhas)


    Ubudiyetin asıl mânası, çölde, kıraç yerlerde üzerinde hiç ot bitmeyen yani mülkiyeti olmayan şey. Ubudiyet de hiçbir mâlikiyeti olmayan, her şeyi Cenab-ı Hakk’ın olan kulu demektir. Kendisine bu mânada bakan insan, duyguların da nimetlerin de ne demek olduğunu ve ne mânâya geldiğini çok iyi idrak eder. 

    12 Tem 2023 10:38