Gül çiçeklerinin yaprakları

  • Safvet Senih
  • Safvet Senih
    16 Kas 2022 12:13
    Üstad Hazretleri El-Hüccetü’z-Zehra Risalesinde Rahman ve Rahîm isimlerini tefsir ederken diyor ki: “Allah, Rahman ve Rahîm’dir.’  Bundaki hüccete gayet kısa bir işaret: Evet, kâinatta hadsiz rahmetin mevcudiyeti ve hakikati, aynen güneşin ziyası görünür…  Ve ziyanın güneşe katî şahitliği gibi bu geniş rahmet de, perde arkasında bir Rahman-ı Rahîm’e şâhitlik eder.


    “Evet, rahmetin bir ehemmiyetli kısmı Rızıktır ki; Rahman’a REZZAK manası verilir. Rızık ise, o derece zâhir bir tarzda bir Rezzak-ı Rahîm’i gösterir ki; zerre kadar şuuru bulunan tasdike mecbur olur. “Mesela bütün canlı varlıkların bilhassa âcizlerin, özellikle yavruların rızıklarını; bütün zeminde ve fezada, iradelerinin ve iktidarlarının haricinde gayet harika bir tarzda, hiçten ve birbirine benzer çekirdeklerden ve su katrelerinden ve habbeciklerinden yetiştiriyor. Hatta ağacın başındaki yuvada kanatsız, zayıf kuşcuklara annelerini emirber nefer gibi gezdirir, rızıklarını getirttir. Ve aç bir arslanı yavrusuna musahhar eder, elde ettiği bir eti yemeyip yavrusuna yedirir. Ve sâir hayvanların ve insanın yavrularına memeler musluğundan âb-ı kevser gibi, hoş, gıdalı, sâfî, hâlis, beyaz sütleri, kırmızı kan ve pis fışkı içinden bulaşmadan bulandırmadan imdatlarına gönderir; validelerinin şefkatlerini yardımcı verir. Ve bir nevi rızık isteyen umum ağaçlara, münasip rızıklarını onlara pek hârika bir tarzda koşturduğu gibi bir nevi maddi ve manevî rızık isteyen insanın duygularına akıl, kalb ve ruhlarına da, pek geniş bir erzak sofrası onlara ihsan ediliyor…


    "Güya kâinat, gül çiçeğinin yaprakları ve mısır sümbülünün gömlekleri gibi birbiri içinde sarılı, yüz binler ayrı ayrı, çeşit çeşit sofralardır ki; o sofralar adedince ve onlardaki taamlar ve nimetler miktarınca diller ile ve ayrı ayrı, küllî ve cüz’î lisanlar ile bir Rahman-ı Rezzak’ı bir Rahîm-i Kerimi bütün bütün kör olmayana gösterir. “Eğer denilse: Bu dünyadaki musibetler, çirkinlikler şerler; o ihatalı rahmete münafîdir, bulandırıyor.”


    “El cevap: Risale-i Kader gibi Nur’un Risalelerinde bu dehşetli suale tam cevap verilmiş. Onlara havale ile kısacık bir işareti şudur: Her bir unsurun, her bir nevin, her bir mevcudun; küllî ve cüz’i müteaddit vazifeleri ve o her bir vazifenin çok neticeleri ve meyveleri var. Ve ekseriyet-i mutlakası, maslahat, güzel, hayır ve rahmettirler. Ve az bir kısmı kabiliyetsizlere ve yanlış mübaşeret edenlere veya ceza ve terbiyeye müstehak olanlara…  Veya çok hayırları sümbül vermeye vesile olanlara rast gelir. Zahirî, cüz’i bir şer; bir çirkinlik olur, bir merhametsizlik görünür.


    “Eğer o cüz’i şer gelmemek için, rahmet tarafından o unsur ve küllî mevcut, o vazifesinden men edilse, o vakit bütün hayırlı, güzel, diğer neticeleri vücut bulmaz. Bir hayrın yokluğu şer.  Ve bir güzelliğin bozulması, çirkinlik olması itibarı ile; o neticeleri adedince şerler, çirkinlikler, merhametsizlikler meydana gelir. Demek bir tek şer gelmemek için yüzer şerler, merhametsizlikler irtikap edilir ki: bütün bütün hikmete, maslahata, rububiyetteki rahmete muhalif düşer.


    “Mesela kar, soğuk, ateş, yağmur gibi nevilerin yüzer hikmetleri, maslahatları içinde bazı dikkatsiz ve ihtiyatsızlar iradesini kötüye kullanmalarıyla kendileri hakkında şer yapsa, mesela elini ateşe soksa, ‘ateşin yaratılmasında rahmet yoktur’ dese, ateşin had ve hesaba gelmeyen hayırlı, maslahatı, merhametli faydaları onu yalanlayıp  ağzına vurur.


    “Hem insanın hodgâm hevesatı ve süfli ve âkıbeti görmeyen hevesatı, kâinatta cereyan eden rahmaniyet ve hâkimiyet ve rubûbiyet kanunlarına mikyas, mihenk ve mizan olamaz. Kendi aynasının rengine göre görür. Fakat iman gözüyle baksa yetmiş güzel hülleler giymiş cennet hurisi gibi, rahmetler, hayırlar ve hikmetlerden dikilmiş yetmiş bin elbiseleri birbiri üstüne giymiş, daima güler, rahmetle tebessüm eden bir insan-ı ekber.  Ve ondaki insan nev’ini bir kainat-ı suğrâ (küçük, minyatür kainat) …  ve her bir insanı bir âlem-i asğar müşâhede eder. Bütün ruh u canıyla ‘Elhamdü lillâhi Rabbi’l-âlemin. Errahmânirrahim. Mâliki yevmiddin.” der. 

    16 Kas 2022 12:13