Gül Muştusu'ndan mesaj var

  • Safvet Senih
  • Safvet Senih
    17 Ağu 2017 11:09

    Gül, Efendimiz Muhammed Aleyhisselam'ın simgesidir. Gül denilince, hele Medine’nin Gülü denilince Hz. Muhammed Mustafa (S.A.S.) akla gelir. Kainat Onun (S.A.S.) nurundan yaratıldı. Bir tohum gibi varlık sahasına atılan kainat bir mekan tomurcuğu gibi açılıp genişlemeye başladı. Gül gibi; gülümseye gülümseye alımlar hep O’nun (S.A.S.) Nurundan beslene beslene varlık sahnesine çıktı.

    Gül Muştusu şairi Sezaî Karakoç, bahar mevsimi ile gülü hep bir anmış… Ama en şaheser ifade: “Baharın salavatı güller”
    Şiir sanatının bu şahane anıtından bazı bölümleri aktarmaya çalışalım:
    “Bahar dediğin de ne 
    Bulutun içinde kaybolan kuş
    Cihetsiz serçe sesleri
    Duman ve buğu 
    Atardamarda bir kitap”

    “Sen de varsın hesapta 
    Üç mevsim ölsen de 
    Hiç olmazsa dirilirsin baharda”

    “Köpüklü dağlardır denizin ucunda biten 
    Sallanarak karşıma dikilen  
    Eski çocuk gül gibi dağılıp gitti atlarda 
    Atlar kan çizgileri ufuklarda…”

    “Göğsünü aç gül habercisi bu doğuluya 
    Gözle görünmez doğulu sabah rüzgârına”

    “Kabirleri yara yara 
    Ulaş toprağın ötesindeki
    Gül lâmbasına…
    Dedenin yaktığı lâmbalar ki, 

    Biriktirilmiş at terlerinden fitilleri
    Hey bağrı at sağrısına yapışık doğan
    At dediğin de ne
    Baharda 
    Bulut içinde lâcivert bir gölge mi?”
    “Eski çocuk gül gibi dağılıp gitti atlarda
    Atlar kan çizgileri ufuklarda”

    “Gülün açışı gibi
    Bahar söylenmeğe başlar
    Eriyen karlarla birlikte 
    Derken kır otun diliyle
    Fısıldar bir dirilişi
    Bir serçe mayıs sabahında 
    Tak tak vurur tahtaya.”

    “Büyükannenin eli bulutların içinde 
    En verimli duanın hasadını biçmede
    Eski zamanlarda söylenmiş apaçık
    Ama gelecek zamanlarda sırra dönüşen 
    Yüce erenlerin sözlerinden 
    Sözlerin gençleşen hayallerinden 
    Kabarmış yeşil damarlı elleriyle 
    Alın yazısıyla döğmeli gül devşirmede 
    Araştırıyor gözleriyle kuşlukta biriken 
    Muştulu kader seslerini
    Bir şey olacak biliyorum ileride
    ……………………………..”

    “Ama şimdi bütün bunlar ilerde 
    Bahar gelmiş gülü zorlamada 
    Bulutun içinde gülün özü döğülmede
    Sonra bir yağmurla 
    Ufak bir esintiyle
    Dökülecek bahçelerin üstüne…”

    “Kerpiçte bir değişme var
    Ölü tozunda bir doğrulma
    Tüyleniyor mezartaşları 
    Sızıyor saçaklardan kiremit kanı
    Oluklardan akıyor
    Dökülmüş çiçek tozlarıyla bulanmış su
    Arılar! Arılar! İçeceğiniz su bu su
    Kerpiç damlarımızın oluklarından akan 
    Baharla karışık su
    Eleğim sağma damlaları”.

    “Kerpiç kattığım gülle duamla
    Kır ortasına saldığım mezarlarımla 
    Tabutla değiştireceğim tabiatı 
    Cam keser gibi elmasla,
    Keseceğim baharın ipliğini
    Güneşten gelen iplikleri
    Bahar ki hiyeroğlifler yeşil yapraklarda.”

    “Yaratılışa dönmüşümdür baharla 
    İlk yaratılışa 
    Gül saçarım düşmanıma bile 
    Bir ilgi var ölenle bulut
    Doğanla güneş arasında 
    Taş bile çiçeklenir baharda.”

    “Kuzuların doğması nasıl beklenirse o ülkede 
    Güllerin açması da öyle beklenir gün doğmadan önce
    Bahar yağmurları böyle güllere gebe 
    İner gökyüzünden bahçelere 
    Nişanlarda gül şerbeti içilir
    Hastalara gül şurubundan ilaç
    Gül bir yeni yıl gibi

    Yetişir evlere muştu gibi
    Hızır fısıltısı say onu
    Buharın salavatı güller
    Yer yüzüne gelerek sabahları
    Yataklara dökülerek
    Aşk ezanını okurlar gençlere”

    “Gül açar gül kapanır boyuna gönüllerinde 
    Yaşlısıyla genciyle 
    Gül taşırlar dünyanın bütün ülkelerine 
    Bir tek denizle avunurum o ülkesiz
    Deniz ki, gelip çarpınca karaya 
    Sanki bembeyaz güller açar dudaklarında 
    Güneş ki, doğuda ay ki, gökyüzünde 
    Bir işarettir bana 
    Unutmamak için o ülkeyi 
    Develer çölde neyse geceleri
    Ben de öyle saklarım anılarımda o ülkeyi
    Bir kere daha doğsam orda doğarım elbet
    Batsam orda batmak isterim 
    Bir güneş gibi.”

    Mesajlarla dolu bu Gül Muştusu’nu dikkatle okuyup nasibimize düşenleri iyi idrak etmemiz  gerekir…
    Safvet  Senih 

    17 Ağu 2017 11:09