Onlar yürüdü yollar övündü ruhaniler sevindi

  • Safvet Senih
  • Safvet Senih
    20 Haz 2024 01:34

             Sızıntı  dergisi Ağustos 2001  sayısının Başyazısında M. Fethullah  Gülen Hocaefendi  “Örnekleri  Kendinden  Bir  Hareket”  başlığı altında, çağın önemli hareketini anlatıyor:

             “Çok kısa bir zamanda, dünyanın dört bir yanında  duyulup hissedilen bu YUMUŞAK  ESİNTİ,  bu sımsıcak hava, bu taptaze düşünce ve bu SEVGİ,  HOŞGÖRÜ  MELTEMLERİ  anlatılmazsa, vefâ, civanmertlik, diğergamlık gibi yüksek hasletlere karşı da saygısızlık gösterilmiş olur.

             “Bu hareket yazılacak ve üzerinde durulacak bir hadisedir; birkaç düzine KARA  SEVDALI, kimsenin düşünmediği ve akledemediği bir dönemde hasret ve hicran mülâhazalarına takılmadan GURBET  ve  YÂD  ELLER  demeden, hedef HAK  RIZASI  için açıldılar dört bir yana; azimli kararlı ve güvenle dopdolu olarak..  gönüllerindeki ülke tutkusuna, memleket sevdasına hizmet aşkıyla bastırarak, Allah yolundaki mücâhedelerini, çok az insanın duyabileceği şekilde duydu, yaşadı ve peygamber havarileri gibi  ‘Girdik reh-i sevdaya cünunuz…’  (Nigari)  deyip yürüdüler mağriplere maşrıklara…  Gençliğin, gençlik ruhundaki dünyevî arza ve emellerin karşı konulmaz bir câzibe ile herkesi kendine çektiği, cismaniyetin insanî duygu ve düşünceleri baskı altına aldığı, hayatın o en mavimtırak demlerinde değişik istek ve dürtüleri bastıran  başka bir VUSLAT  İŞTİYAKI  ile, uçup gittiler, âdetâ her yana, yüreklerinde ilk saftakilerin heyecanı…  (…)  Bu gidiş yürekten, his, şuur ve irade ayaklı, ihlas ve samimiyet derinlikli bir gidişti. Siz isterseniz buna  İMAN  her zamanki dinamikleri AŞK  ve  ŞEVK  tabiî halleri,  ADANMIŞLIK  mefkûreleri, SONSUZ  NUR  rehberleri, candan  cânândan geçmişlerin kendilerini dünyaya anlatma cehdi de diyebilirsiniz.  Evet bunlar, ne kendilerine takıldı, ne de önlerini kesen engeller karşısında dize  geldiler, yüreklerinde renk atmayan tek sevda Hak rızası ve Hakka  vuslat arzusu yürüdüler dünyanın en ücrâ köşelerine. ONLAR  YÜRÜDÜ;  YOLLAR  ÖVÜNDÜ,  RUHÂNİLER  SEVİNDİ  ve tabiî şeytanlar da dövündü…  Yürüdüler ne atları vardı ne arabaları,  ne silahları vardı ne de cephaneleri. Güç kaynakları sinelerinde her zaman magmalar gibi köpürüp  duran o müthiş iman ve heyecan, ufuklarında insanlığın  mutluluğu ve tabiî RIZ  ve RIDVAN;  bahtları sahabi ve havarî bahtına eş; iffet  ve ismetleriyle de ruhanilere kardeş bir tavra ulaştılar hemen fecrin arkasından;  ulaştı, destansı bir konu ve solmayan bir hatıra oldular.

             “Götürdüler ulaştıkları  her yere sonsuzluktan oluk oluk nur;  tüttürdüler her yanda ocaklar; alevinde korunda,  dumanında  huzur.  Bozuldu zulmün,   karanlığın büyüsü. Uykusu kaçtı ilhad yarasalarının  ve homurdanmaya durdu karanlıklar bitevi..  körüklendi bir kez daha yalan, iftira,  tezvir ocakları..  gemi  azıya aldı kaba düşünce ve   yobazlık..  fikir üzerine atlar sürüldü ve inanca öldüren pusular kuruldu.  Ama nâfileydi  bütün bu çırpınışlar; sarmıştı ışık her yanı;  sarmıştı  sonsuzdan  gelen nurlar umum cihanı…”


             İnşaallah  bu güzelliğin anlatımının aktarımı devam edecek…
    20 Haz 2024 01:34