Şeytani boş vaadler ve kuruntular

  • Safvet Senih
  • Safvet Senih
    17 Mar 2022 09:18
    Şeytanın işi, “Onlara vaadde bulunur ve onları boş kuruntulara sevk eder.” (Nisa Suresi, 4/12) Zaten şeytan hiçbir va’dini yerine getirmez. Bunu da kendisi şöyle itiraf ediyor: “Ben de size bir şeyler vaadettim ama sözümde durmadım.” (İbrahim Suresi, 14/22) Âhirette şeytan bir itirafta bulunuyor ama insanlar için iş işten geçmiş oluyor. Şeytanın işi böyle olduğu şeytanın peşinden gidenlerin yaptıkları aynen böyledir.


     Geçmiş senelerde, ülkemizin iş adamları derneklerinin tepe organizatörleri, bazı eğitim gönüllüleri ve işadamları bir Afrika ülkesine gider ve o ülkenin cumhurbaşkanından randevu alırlar. Kararlaştırılan saatte topluca gidip salonda cumhurbaşkanını beklemeye başlarlar. İki buçuk saat geçer hâlâ cumhurbaşkanı teşrif etmemiştir. Herhalde çok önemli bir şey oldu da toplantı iptal oldu diye düşünmeye başlarlar. Fakat hiçbir açıklama yapılmadığı için beklemeye devam ederler. Bir müddet sonra cumhurbaşkanı kızgın bir çehreyle gelir ve doğrudan bizimkilere, “Siz buraya benimle savaşmaya mı geldiniz?” der. Ortam âdeta buz kesilir! Ne olduğunun farkına varmayan misafirler, merak ve hayretle birbirlerine bakmaya başlarlar. Meğer bu görüşmeyi öğrenen elçilik hemen Ankara’ya acil koduyla bu hususu ihbar etmiştir. Bunu önlemek için Ankara’dan bir grup görevlendirilmiş ve uçakla o ülkeye ulaştırılmıştır. Bizimkilerle görüşmeden önce onlar gelip cumhurbaşkanını yalan, iftira ve tezviratla dolu konuşmalarını adeta boca etmişler, hemen orada Türk kolejlerinin kapatılmasını, bu heyetin kovulup def edilmesini candan temenni etmişlerdir. Cumhurbaşkanı bu fitne fesad, haset garaz yalanların tesiriyle bu sözleri söylemiş bulunmaktadır. 


    Organizenin başındaki kişi, “Sayın cumhurbaşkanım, biz buraya şu anda gökten zembille inmedik. Senelerdir ülkenizde eğitim veriyoruz. Sadece sizin ülkeniz de değil dünyanın değişik 170 ülkesinde bulunuyoruz. Siz hiç bu zamana kadar bu söylediklerinizle ilgili bir şeyler duydunuz mu? Hem niye uğraşalım ki, biz iş adamları, ticaret ehliyiz, bizim savaşmakla ne işimiz olabilir? Bir bu okulların sponsorlarıyız.” Aralarında Cumhurbaşkanının evladı gibi sevdiği birisi de bulunmaktadır. O da, “Sayın Cumhurbaşkanım bunlar emin olunuz yalancılardır. Bakın bunlar birkaç sene önce size geldiler, size havaalanı, yollar vesaireler yapacağız diye vaadde bulunmadılar mı? Peki kaç sene geçti bir çivi çaktılar mı? Hayır! Bir düşünün, ona göre karar verin. Biz ise, verdiğimiz her sözümüzü yerine getirdik.” deyince, Cumhurbaşkanı bir şeyler hatırlamış gibi şöyle bir düşünüp, “Doğru söylüyorsunuz, bunlar hiçbir sözlerini tutmadılar. Demek bizi hep avuttular bir de kalkmış eğitim hizmetleri veren bu güzel faaliyet yuvalarını da kapattırmak istiyorlar!” dedi. 


    Sonra da yapılması gereken eğitimle ilgili yeni bir mesele de söyleyip, “Siz işinize bakın… Yaptığınız güzelliklere yenilerini ilave edin, ben Cumhurbaşkanı olduğum müddetçe benim himayemdesiniz, size kimsenin zarar vermesine izin vermem” diye ekledi. Kur’an-ı Kerim şeyatîne’l-insi yani insan şeytanları ve şeyatîne’l-cinnî yani cinnî şeytanlar diye iki cins şeytandan bahsediyor. Birilerinin cinnî veya insî olmaları fark etmiyor. Her ikisi de aynı şeytanlığı yapıyorlar. Bunlardan Allah’a sığınmaktan ve yaptıklarına karşı onları Allah’a havale etmekten başka elimizden bir şey gelmiyor. Cenab-ı Hak onları bildiği gibi yapsın.

    17 Mar 2022 09:18