Yazıcıoğlu davasının tanıklarından Fatih Gökçek, olayın ardından çekilen görüntülerin yedeklenmeden silindiğini ve o esnada Beşir Atalay’ın da bulunduğunu belirtti.
Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu ile birlikte altı kişinin hayatını kaybettiği helikopter kazasına ilişkin davada çarpıcı bir tanık ifadesi ortaya çıktı. İfade tutanağına göre, tanık Fatih Gökçek, olay yerinde çekilen görüntülerin silindiğini ve görüntülerin silindiği ortamda dönemin İçişleri Bakanı Beşir Atalay ile Yazıcıoğlu’nun kayınbiraderi olan AKP eski Milletvekili Nevzat Pakdil’in de olduğunu söyledi.
Grihat sitesinden Hüseyin Özkaya'nın haberine
göre Kahramanmaraş’ta 25 Mart 2009 tarihinde meydana gelen ve Yazıcıoğlu ile birlikte altı kişinin yaşamını yitirdiği helikopter kazasına ilişkin, dönemin Kahramanmaraş Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdür Yardımcısı D.Ö. hakkında ‘‘görevi kötüye kullanmak’’ gerekçesiyle açılan ve Kahramanmaraş 7. Asliye Ceza Mahkemesi’nde devam eden davanın 23 Haziran’da görülen beşinci duruşmasına ait ifade tutanağı ortaya çıktı.
YÖNÜNÜ HELİKOPTERE DÖNMÜŞTÜ, BİRKAÇ ZAMAN YAŞAMIŞ GİBİ GELDİ
GriHat’ın ulaştığı ifade tutanağına göre, helikopter enkazına ulaşan 17 kişilik ekipte yer alan köylülerden Fatih Gökçek, olay yerine ulaştıklarında gördükleri manzarayı ‘‘Koltuğa emniyet kemeri ile bağlı olan bir cenazenin önündeki diğer cenazede silah vardı ve yönünü helikoptere doğru dönmüştü. Bana göre, birkaç zaman yaşamış gibi geldi’’ sözleriyle anlattı. Gökçek, tanık sıfatıyla verdiği ifadede şunları dile getirdi:
ARAMA EKİBİNDE ASKER KIYAFETLİ KİŞİ
‘‘Biz yola 16 kişi çıkmıştık ve Kızılöz köyüne geldiğimizde köyden enkaza doğru giderken yolda Abdullah Göllü bize karışmış ancak ben sonradan fark ettim. Abdullah’ın üzerinde askerlerin kışın soğuk havada giydikleri parka ve diğer askeri kıyafetleri vardı, ben şahsın ayağında postal olup olmadığını, rütbe olup olmadığını hatırlayamıyorum. Bize kendisinin Göksunlu olduğunu söyledi, biz 16 kişi de birbirimizi tam olarak tanımıyorduk. Çünkü değişik köylerden biraraya gelmiştik. Biz olay yerine vardığımızda, Yılmaz Dilki telefonuna görüntü almıştı, Kızılöz köyüne geri geldiğimizde orada bulunan Savcı Bey, telefonlarımızdaki görüntüleri silmemizi söylemişti. Bunun üzerine Yılmaz Dilki de silmiştir…
GÖRÜNTÜLERİN SİLİNDİĞİ ORTAMDA...
Telefondaki görüntülerin silinmesiyle ilgili, Savcı Bey’in bir konuşması oldu, o da görüntülerin basına verilmesinin suç olduğunu söyledi ve bunun üzerine görüntüler yedeklenmeden silindi. Görüntülerin silindiği ortamda Beşir Atalay, Nevzat Pakdil, sağlıkçılar ve Muhsin Yazıcıoğlu’nun abisi olduğu söylenen biri daha vardı. Hatta herkes kendi telefondaki görüntüleri kendi sildi. Daha doğrusu, enkazın bulunduğu yerde Yılmaz Dilki ile Abdullah Göllü görüntü almışlardı, her ikisi de görüntüleri sildiler.
SUBAY, ‘‘KEŞ DAĞI’NDA ARAMADIK YER BIRAKMADIK’’ DEDİ AMA…
Ben ve Yılmaz Dilki, Tekir’deki jandarma karakolunda iken oradaki bir subay bize ‘Haritada kırmızı ile işaretli Keş Dağı’nda aramadık 1 metre kare yer bırakmadık’ demişti. Biz buna rağmen Keş Dağı’na gittik.’’
DAVADA, ATALAY DAHA ÖNCE DE GÜNDEME GELMİŞTİ
Bu arada, Beşir Atalay’ın adı dava kapsamında daha önce de gündeme gelmişti. Tanıklardan Abdullah Göllü, 17 Şubat’taki duruşmada verdiği ifadede ‘‘Olaydan sonra Bakan Beşir Atalay, 17 kişi ile birlikte kaymakam, köy koruyucusu olmak üzere bizi Ankara’ya çağırdı, görüşme yaptık’’ demişti.
Hüseyin Özkaya/GriHat