İngiliz ekonomist Tim Lee, 2011 yılından bu yana Türkiye'yi yakından izliyor. Ülkenin derin bir ekonomik krize sürükleneceği öngörüsünde bulununca çok sayıda müşteri kaybetmiş... Lee, mevcut duruma ilişkin öngörülerini New York Times'a anlattı.
Tim Lee yedi yıldan beri Türkiye’deki bir finansal krizin küresel piyasalarda çok daha geniş ölçekli bir faciayı tetikleyecebileceğini söylüyor, ama kimseye anlatamıyordu.
Şu ana kadar.
The New York Times'da Landon Thomas Jr. tarafından kaleme alınan makalede, Türkiye ekonomisinin içine düştüğü kriz hatırlatırken, Tim Lee'nin bu durumu çok önceden öngördüğü belirtiliyor.
Yazının önemli bölümleri şöyle:
Türk Lirasındaki düşüş ve bu ülkenin yakında bir kurtarma operasyonuna ihtiyaç duyma ihtimali, yatırıcımların kitleler halinde Türkiye’den kaçmasına neden oldu. Cuma günü lira %16 değer kaybetti ve Dolar 6.4 Türk Lirasına çıkarak rekor kırdı.
Bozulmanın Türkiye’nin ötesinde etkileri olacağına ilişkin belirtiler de var. Yatırımcıların büyük Türk şirketlerin iflas etmesiyle, ülkedeki bankacılık sisteminin de çökeceğinden endişe etmesi nedeniyle, geçtiğimiz Cuma günü Türk bankalarına büyük miktarlarda borç vermiş Avrupa Bankalarının hisselerinde de düşüş görüldü.
Çin, Brezilya ve Meksika’nın para birimleri de değer kaybetti. Amerika’da ise önemli borsa endekslerinde %1’e varan değer kayıpları görüldü, ama gün sonunda hafif bir toparlanma da yaşandı.
Türk firmalarının ve inşaat şirketlerinin ucuz dış borçları on yıl boyunca lüpletmelerinin sonunun, sadece Türkiye için değil, dünya için de iyi olmayacağını söyleyen Lee’nin kimse tarafından ciddiye alınmayan bu kehaneti birden bire o kadar da akıl dışı görünmemeye başladı.
Lee, geçtiğimiz Cuma günü, “Türkiye kömür madenindeki kanarya” dedi ve ekledi: “belli açılardan 2008’den de daha kötü bir çöküş yaşayacağız.”
Bu herkesin katıldığı bir görüş değil. Cuma günkü zaafına rağmen Amerikan borsaları zirveye yakın bir noktada. Avrupa ve Çin ile yürütülen ticaret savaşının yarattığı kaygılar kenara bırakılmış durumda. İçlerinde biri patladığından, hep birlikte sarsıntı geçiren gelişmekte olan ülkelerdeki para piyasaları bile son zamanlarda fena gitmiyorlar.
58 yaşındaki Lee, Türkiye’nin ciddi finansal sorunları olduğu yönündeki görüşünü ilk olarak 2011 yılında dile getirmiş.
Finans yayınları yapan TV kanallarında ve Sosyal Medyada boy göstermekten kaçınan bay Lee, tatlı dilli bir İngiliz. Yirmi yıl boyunca GT Management adlı bir İngiliz yatırım fonu şirketinde ekonomist olarak çalıştıktan sonra, 2003 yılında bir yatırım bülteni yayınlamaya başlamış.
“piEconomics” isimli yatırım bültenini Connecticut’taki Greenwich kasabasında bulunan ofisinde, tek başına yazıyor. Bülten’in aboneleri Avrupalı küçük bir grup yatırım fonu.
Bay Lee 2011’in sonlarına doğru Türkiye’nin kurtulmak için 100 Milyar Dolar’a ihtiyaç duyacağını yazmış.
Mr. Lee Türk Bankalarının dolarla borçlanıp, hızla büyüyen Türk firmalarına borç verdiklerini farketmiş. Ayrıca genel olarak Türkiye ekonomisinin yabancı yatırımcıların finansmanına bağımlı bir halde büyüdüğünü de görmüş. Bu durum ona, Taylandın 1997 yılındaki Asya krizinden evvelki halini çağrıştırmış.
O noktadan sonra yatırımcılara yazdığı aylık notlarında Türkiye ve riskleri konusuna sık sık geri dönmüş.
2013 yılında yayınladığı bir bültende biraz daha ayrıntı vermiş: Dolar kurunun 1.9 Lira seviyesinde olduğu o noktada, dolar’ın 7.2 Liraya çıkacağını öngörmüş.
O zamanlar Türkiye’nin gayet canlı bir ekonomisi varmış ve bir çöküş çok uzak bir ihtimal olarak görülüyormuş. Dolar’ın 7.2 liraya çıkma fikri insanlara saçma gelmiş. Dolayısıyla Lee’nin uyarısını gözardı etmek hiç de zor olmamış.
Ancak Lee’nin öngörüsü beş yıl kadar erken gelmiş olmasına rağmen, tümüyle de boş olmadığı belli. Zira sonraki beş yıl içerisinde Türkiye’nin ekonomisi, tam da onun öngördüğü gibi, bozuldu.
Gerçekten de Türkiye, gelişmekte olan piyasalar arasında döviz cinsi dış borça en çok bel bağlamış ülke. Şirketlerin, finans kurumlarının ve çoğunlukla dolar cinsinden olan diğer döviz borçlarının Türkiye ekonomisindeki payı %70’i buluyor. Türk firmaları ve inşaat şirketleri yeni fabrikalar, AVM’ler ve bugün artık İstanbul’un silüetine hakim olan gökdelenleri inşa etmek için dolarla borçlanmışlar.
Mesele, Türk Lirası değer kaybettikçe, Türk firmalarının dolar üzerinden aldıkları borçlarını geri ödeme maliyetlerinin de artacak olması.
Bay Lee “Firmalar riskleri düşünmeden dolar cinsinden borçlandılar da borçlandılar” dedi.
Ve bu durumun etkileri yaygın olarak, çok uzaklarda da hissedilecek. Örneğin Türkiye’nin ödenmemiş borç tahvillerinin %25’i ve borsada işlem gören hisse senetlerinin yarıdan fazlası Amerikalı yatırımcıların elinde.
Bay Lee’nin 2011 yılında dile getirmiş olduğu öngörüsü bugün bakıldığında isabetli görülse de, ona yeni müşteriler kazandırmamış.
Son zamanlarda, tam da Türkiye’deki çöküş başlamak üzereyken, bir çok müşterisi onu terketmiş.
Evet Türkiye hakkında yanılmamış olabilir. Ama, özellikle de piyasaların canlanmış olduğu bir ortamda, inatla kötümser öngörülerde bulunması, insanları biraz yormuş.
Ancak Lee felaket senaryosunu yine de ikiye katlıyor. Lee Küresel nakit nehrinin kuruyacağını, doların fırlayacağını ve bir dizi mali krizin yaşanacağını düşünüyor. Yatırımcılar önce gelişmekte olan ekonomilerden, sonra Avrupa’dan ve nihayet Amerikan hisse ve tahvil piyasalarından çıkacaklar.
Lee “bu seferki bir bankacılık krizi olmayacak, bir finans piyasaları krizi olacak” dedi. “Ve bunun olacağından adım gibi eminim.”