Yeneroğlu, cezaevindeki anneleri ziyaret etti

İnsan Hakları Savunucusu ve İstanbul Bağımsız Milletvekili Mustafa Yeneroğlu; 1,5 yıl önce hayatını kaybeden Yusuf Kerim’in annesi Gülten Sayın ile geçen hafta yaşamını yitiren Sümeyra Gelir’in annesi Melek Gelir’i cezaevinde ziyaret ett. Yeneroğlu, “Bu annelerin sadece evlatları değil, kendileri de melek gibi insanlar. Suçları olmamasına rağmen, terörist ilan edilerek cezaevinde tutuluyorlar. Yaşadıkları bu zulme, bu işkenceye hep birlikte dur demeliyiz!” çağrısı yaptı.
BOLD Medya'da yer alan habere göre Mustafa Yeneroğlu; Hizmet Hareketine üye olma gerekçesiyle tutuklu olan ve 1,5 yıl önce hayatını kaybeden Yusuf Kerim’in annesi Gülten Sayın ile geçen hafta yaşamını yitiren Sümeyra Gelir’in annesi Melek Gelir’i cezaevinde ziyaret ett.

“Kıymetli dostlar, bugün size Sakarya’dan sesleniyorum. Sakarya Ferizli Cezaevinde iki acılı anneyi ziyaret ettim” diyen Yeneroğlu, cezaevi çıkışında yaptığı açıklamada “Bu insanların yaşadıkları gerçekten çok büyük bir kötülük. Millet olarak ister bu insanları sevelim ister sevmeyelim. insanlarla ilgili sadece toplumda var olan birçok ön yargıyı da düzeltmek adına bugün özellikle söylenmesi gereken birkaç husus var” dedi.

Yeneroğlu, şöyle konuştu:

‘TERÖRÜN ‘T’SİYLE BİLE ALAKALARI YOK’

“Bunu devamlı dile getiriyorum ama bu fırsatta da tekrar ifade etmek istiyorum. Değerli vatandaşlarım sadece bu insanların çocukları melek değillerdi. Bu insanların kendileri de melek gibi insanlar. Bakın Melek Hanım yirmi sekiz aydır cezaevinde daha yirmi iki ayı var. Gülten Hanım yirmi iki ay yatmış, daha yirmi iki ayı var.

Sorsanız bu insanların bırakın suçu, bırakın terör örgütü üyeliğine en ufak bir kabahati var mı diye kesinlikle yazılıyor. Bu ülkede korkunç adaletsizliklere maruz kalmış ve aynı zamanda içeride evlatlarının da acılarını yaşayıp yaşamanın da ötesinde yine kendi acılarını mümkün mertebe unutup içeride koğuşta birlikte kaldıkları birçok insanın acılarını dindirmeye çalışan insanlar bunlar.

insanlar terör örgütü üyeliğinden dolayı içeride yatıyorlar. Fakat terör örgütünü bırakın terörün T’siyle bile uzaktan yakından alakası olmayan insanlar bunlar. Bunu sadece bir insan olarak söylemiyorum. Aynı zamanda bir hukukçu olarak söylüyorum.

‘KENDİ MAHALLEMİZDEN Mİ ONA BAKIYORUZ’

Bu ülkede gerçekten korkunç hukuksuzluklar, korkunç adaletsizlikler yapılıyor. Ve millet olarak büyük bir çoğunluk buna sessiz kalıyor. Kendi mahallemizden mi ona bakıyoruz, kendi grubumuzdan mı ona bakıyoruz? Başkasının acısına, başkasının yaşadığı adaletsizliğe maalesef sessiz kalıyoruz. Böyle olduğu için de bu ülkede adaletsizlikler her gün başka bir grubu vuruyor, başka bir grubu dövüyor. Buna dur demeliyiz.

Ve ilk önce kime olursa olsun ve kimden gelirse gelsin her türlü adaletsizliğe, her türlü haksızlığa karşı çıkmamız gerekiyor. Bugün Melek Hanım’la görüştüğümde şunu gördüm. Bakın içeride o kadar zor şartlarda kalıyorlar ki yirmi bir kişilik bir koğuşta otuz dört kişi kalıyor.

Yani ortada dörtlü ranzanın ötesinde koyulacak, oturulacak bir sandalye yok. Camı doğru dürüst açma imkanları yok. Yarım yamalak. Yani bu insanların içeride yatması, suçsuz insanların, masum insanların içeride yatması zaten bir hukuksuzluk. Ama bunun üzerine içeride yattıkları biçim de kendi başına bir işkencedir. Buna dur demeliyiz, buna hep birlikte çok daha fazla sesimizi çıkarmalıyız.”
11 Nisan 2025 19:01
DİĞER HABERLER