Eski Anayasa Mahkemesi Raportörü Prof. Dr. Osman Can, 1921 Anayasası’nın kötüye kullanılacak taraflarının olduğunu vurguladı.
Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’ün yeni anayasa tartışmaları için verdiği “1921 Anayasası'nın ruhu” mesajını değerlendiren eski Anayasa Mahkemesi Raportörü Prof. Dr. Osman Can, 1921 Anayasası’nın kötüye kullanılacak taraflarının olduğunu vurguladı.
Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) müttefiki Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) ile yeni anayasa hazırlıklarına başladı.
"BU BİR FELAKET İLANI GİBİ GELİYOR BANA"
İki partinin yeni anayasa çıkışını cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi uygulamaları göz önünü aldığında ciddiye almakta zorlandığını ve ürperdiğini söyleyen Can, “Anayasa ayaklar altına alınarak kolektif özgürlükleri engelleyip, bir anayasa değişikliğini eleştirebilecek bütün kanalları tıkadıktan sonra anayasa değişikliği diyorsunuz. Bunların müsebbibisiniz, aktörüsünüz ve bunlardan sorumlusunuz. Şimdi bu kişiler ‘Yeniden kuruluş anayasası yapıyoruz’ dediği zaman bu bir felaket ilanı gibi geliyor bana.” dedi.
Eski Anayasa Raportörü Prof. Dr. Osman Can, AKP lideri ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından gündeme taşınan ve Cumhur İttifak’ın hemfikir olduğu anayasa değişikliği tartışmalarını, Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’ün 1921 Anayasası Ruhu mesajını, ‘Yeniden Kuruluş Anayasası' tanımının anlamını ve Türkiye’deki mevcut sistemde bir anayasa değişikliğinden neler çıkabileceğini T24'te Murat Sabuncu’ya yorumladı.
"KUVVETLER AYRLIĞI YOKSA ANAYASA DA YOKTUR"
Erklerin birbirinden ayrılmadığı, kurumların belli bir ideoloji doğrultusunda eş güdümlü hale geldiği bir yerde, anayasadan söz edilemeyeceğini söyleyen Prof. Osman Can, Cumhur İttifakı’nın kullandığı ‘Yeniden Kuruluş Anayasası’ tanımını anlamakta güçlük çektiğini belirterek “Devletin tüzel kişiliği yeniden düzenlenemiyorsa ve uluslararası sözleşmelerin tarafı bir Türkiye varsa yeniden kuruluşla kasıt nedir?” diye sordu.
1921 Anayasası'nda Meclis Hükümeti sistemi olduğuna işaret eden Can şöyle konuştu: "21 Anayasası'nı önemsiyorlarsa çağdaşı bir uygulama vardır. Dünyada meclis hükûmetinin tek başarılı uygulaması İsviçre'dir. O zaman İsviçre sistemini getirelim. Meclis'te AKP diyelim yüzde 40 civarında bir üyeye sahipse hükûmet konseyinde de yüzde 40 üyeye sahip olacaktır. Bu HDP'nin de İyi Parti'nin de hükûmette olacağı anlamına gelir. Böyle bir sitemi mi getireceksiniz?"
"PERDE ARKASINDA AMAÇLANAN NOKTAYA DOĞRU ULAŞMAYA ÇALIŞIYORLAR"
"1921 Anayasası’nın felakete açık olan neyi varsa onun kullanılma ihtimali vardır." diyen Can, "Belki de işin doğrusu, sadece belli dönmelerde ortaya çıkmış fırsatlar ve toplumda da iyi karşılanan kavramlar ve semboller neyse onları taktik olarak kullanmak suretiyle perde arkasında amaçlanan bir noktaya doğru ulaşılmaya çalışılıyor." dedi.
Siyasetçilere, gazetecilere yapılan saldırıları, hükûmet karşıtı gösteri ve yürüyüşlere yapılan müdahaleleri ve yargıdaki durumu "içler acısı" diye niteleyen Prof. Can, “Böyle bir ortam içerisinde ‘hadi gelin yeni bir anayasa yapalım’ demenin ciddiye alınacak bir tarafı yoktur. Saygısızlıktır aynı zamanda.” diye konuştu.
ORTAYA ÇIKACAK ANAYASA DAHA DA GERİYE GÖTÜRECEK
Can anayasa çalışmalarının "talepleri sınırsız konuşma süreci" ve Cumhurbaşkanı’nın diğer bütün partilerle eşit mesafede olduğu bir ortamda yapılmasının ciddiye alınacağını dile getirerek, “Ben bu konuda bir güven duygusu içerisinde değilim.” dedi.
Program sırasında Türkiye’nin geçmiş dönemde uyguladığı anayasaları ve yapılan anayasa değişikliklerini anlatan Prof. Osman Can, şu an yaşanan tartışmalar için “Göstergelere baktığımız zaman ortaya çıkacak şeylerin daha olumsuz olduğuna yönelik kuşku duyanlar haklılık kazanıyor.” ifadelerini kullandı.