"Yeni nesil, koyun ve keçi eti tüketmiyor"

Mersin Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği Başkanı Mehmet Akdoğan, yeni nesil toplumun koyun ve keçi eti tüketmediğini belirtti. Talep olmadığı için Ankara, İstanbul ve İzmir gibi büyükşehirlerdeki kasap ve marketlerde küçükbaş hayvan eti bulamadıklarından dert yanan Akdoğan, koyun keçi eti tüketiminin bir şekilde toplumdan uzaklaştırıldığını kaydetti.

Mersin Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği Başkanı Mehmet Akdoğan, konuyla ilgili açıklamasında, Türklerin geçmişte koyun eti tüketen bir toplum olduğunu, günümüzde ise koyun eti tüketiminin bilinçli bir şekilde toplumdan uzaklaştırıldığı görüşünü savundu. Küçükbaş hayvancılığın Türk toplumunun yaşam şekli olduğuna dikkat çeken Akdoğan, "Aslında Türk toplumu koyun eti tüketirdi. Biz Orta Asya'nın dağlarından, yaylalarından Anadolu'nun düzlüklerine koyunlarla geldik. Koyunun etini yüzyıllarca yedik, sütünü içtik, yününü giydik, yününde yattık. Ama ne yazık ki Türk toplumu koyun eti tüketmekten bir şekilde vazgeçirildi. Yeni nesil toplum koyun keçi eti tüketmiyor." dedi.

Aslında bunda en büyük zararı bazı doktorların verdiğini öne süren Akdoğan, açıklamasına şöyle devam etti: " 'Koyun eti yemeyin, keçi eti yemeyin, kolesterolünüz artar, peyniri yemeyin, tereyağı yemeyin vücuda zararlıdır' diye çok ciddi anlamda bizim toplumumuzu etkilediler. İnsanlar koyun ve keçi eti tüketmekten vazgeçti. Koyun keçi etini tanımayan, koyun peynirini tanımayan bir nesil oluştu."

Koyunun kendine has bir kokusunun insanları kötü kokuyor diye etkilediğini vurgulayan Akdoğan, "Aslında etin kötü kokması değil de kendi has bir kokusuna insanların yabancı olmasından dolayı rahatsız oluyorlar. Ama bir şekilde bunun ortadan kaldırılması, mutfaklarda koyun keçi etinin tüketilmesi ve Türk toplumunun hayatına küçükbaş hayvan etinin tekrar girmesi gerekiyor." ifadelerini kullandı.

"TÜKETİMDEKİ AÇIĞI RAHATLIKLA KAPATABİLİRİZ"

Türkiye'nin yeteri sayıda küçükbaş hayvancılığa sahip olduğunun altını çizen Akdoğan, "Hayvan varlığında Mersin, Türkiye'nin önde gelen illerinden bir tanesi. Küçükbaş hayvancılığın sayısında değil, tüketiminde sıkıntı var. Kırmızı et tüketiminde küçükbaş hayvanın payı çok az. Üretiyoruz ama tüketmiyoruz. Kırmızı et tüketimin yüzde 91'i büyükbaş hayvandan sağlanıyor. Mersin'de ise daha çok küçükbaş hayvan tüketiliyor. Kırmızı et tüketimindeki açığı küçükbaşta kapatabiliriz ama ne yazık ki toplumda bununla ilgili yeterli duyarlılık yok. Bu durum da ithali tetikliyor. Küçükbaş hayvancılıkta hem hayvan ırklarımız yerli hem de üreticilerimiz yerli ama insanlarımız yerliyi değil de ithali tercih ediyor. Bizim coğrafyamız, bizim kültürümüz, bizim gıda kültürümüz, beslenme kültürümüz." değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye'deki meracılığın küçükbaş hayvancılığa daha uygun olduğunu anlatan Akdoğan, şu görüşleri dile getirdi: "Ankara, İstanbul ve İzmir gibi büyükşehirlerde kasap ve marketlerde küçükbaş hayvan eti bulamıyoruz çünkü talep yok. Bu nedenle ne yapıp edip küçükbaş hayvanlarının et tüketimini mutlaka topluma aşılamalıyız. Küçükbaş hayvan etinin mutlaka buzdolaplarımızda yer almalı. Özellikle bunu özendirmeliyiz. Et fiyatlarının tavan yaptığı dönemlerde artış hep büyükbaş da olmuştur. Et fiyatlarının bu kadar artış göstermemesi için alternatif olarak mutlaka küçükbaş hayvan etlerinin tüketilmesi için bir şeyler yapmalıyız. Vatandaşlarımız doğal ve organik olan küçükbaşı tüketmek yerine ne olduğu belirsiz büyükbaş hayvan etini tüketmeyi tercih ediyor. Büyükbaş hayvancılığa yapılan yatırımı ve desteğin küçük bir miktarını bile küçükbaş hayvancılığına döndürebilirsek etteki tüketim açığını kapatabiliriz."Cihan CİHAN
06 Nisan 2016 15:55
DİĞER HABERLER