Yeni Türkiye'de 'Nefes almak zor uyuşturucu bulmak kolay'

"Esrara müdahale var ama eroine yok; her sokakta neredeyse 5 tane tezgâh var"
Diyarbakır'ın Sur ilçesinde sokağa çıkma yasaklarıyla yaşanan çatışmalardan sonra uyuşturucu kullanımı kentin sokaklarına sirayet etmiş durumda. Sur'da yaşayan gençler, devletin uyuşturucuyla mücadelesine ilişkin, “Esrara müdahale var ama eroine yok” dedi. Gelecekten umutları kalmadığını söyleyen gençler nefes almanın güç ama uyuşturucu bulmanın kolay olmasına sitem ediyor. 34 yaşındaki D.Ç. de, " Burada eroin satışına göz yumuluyor. Karakolun yanında eroin satılıyor, müdahale yok. Eroinin yanı sıra sentetik uyuşturucu maddeler de satılıyor" ifadelerini kullandı.

Sosyal Hizmet Uzmanı Mustafa Altıntop ise kayyımlar sonrası hizmet veren kuruluşların azaldığına ve etkisizleştiğine dikkat çekiyor.

Evrensel'den Fatime Tekin'in haberi aynen şöyle:

Sur’da 2 Aralık 2015’te sokağa çıkma yasağı ilan edildi ve toplam 103 gün operasyon sürdü. Operasyonlarda onlarca insan yaşamını yitirdi. Evler yıkıldı, göçler başladı, iş yerleri hasar gördü ve tarihi dokular ciddi şekilde hasar gördü. Sur ilçesinde çatışmalı dönemden sonra işsizlikle beraber uyuşturucu kullanımı da dikkat çekici boyutlara ulaştı.  

Madde bağımlısı gençlerle konuşmak için Sur’un yolunu tutuyoruz. Sur’da bir evde karşılıyor gençler bizleri. Yüzlerinin görünmesini istemiyorlar, “ne olur ne olmaz” diyorlar. Konuştuğumuz gençlerin bazıları madde kullanımını bırakmış bazıları halen kullanıyor. Uyuşturucu  kullananların bazıları ailevi nedenlerden, bazıları çatışmalı süreçten, bazıları da gelecek umudu olmadığı için kullandığını ifade ediyor.

"Operasyon esrara, eroine değil"
25 yaşındaki T.A. sık sık olmasa da hâlâ uyuşturucu kullandığını söylüyor. Uyuşturucuya başlayanların genelde ailevi ya da ekonomik sıkıntılar nedeni ile başladığını dile getiren T.A. Sur’daki çatışmalı süreçten sonra uyuşturucu kullanımının arttığını ve yaş aralığının 12-14 yaşlarına kadar düştüğünü dile getiriyor. Devletin uyuşturucuyla mücadelesine ilişkin ise, “esrara müdahale var ama eroine yok” diyor.

T.A. çatışmalardan sonra gençlerin daha çok eroine yöneldiğini söyleyerek, “Her sokakta neredeyse 5 tane eroin tezgâhı var. Burada yaşanan savaşı gören çocuklardan ne bekleyeceksin? Okuyup doktor mu olacaklar? Hepsinin psikolojisi bozulmuş. Operasyonlar eroine değil, esrara yapılıyor” diye sitemkar konuşuyor.

Uyuşturucuya göz mü yumuluyor?
29 yaşında olan H.Ç. ise, bir süre uyuşturucu kullandıktan sonra bırakmış. H.Ç. yaşadığı mahallede ciddi oranda uyuşturucu kullanımının arttığını belirterek, bunun da daha çok işsizlikten kaynaklandığını söylüyor.  H.Ç. sözlerine şöyle devam ediyor:

“Aile içinde yaşanan sorunlar ve maddi sıkıntılar da kötü gidişi etkiliyor. Ayrıca burada yaşanan çatışmalar da gençleri etkiledi. İş olmayınca akşama kadar oturuyoruz.”

“AKP’li olmayınca iş de bulamıyorsun” diyen H.Ç. “Kimsenin burada yaşayan gençleri düşündüğü yok. Polis bir keresinde beni içerken yakaladı, ‘korkmayın, rahat olun bir şey yapmayacağız, başka şeylere karışmayın yeter’ deyip gitti” diyor.

"Karakolun yanında satılıyor, müdahale yok"
34 yaşındaki D.Ç. de kendisinin ailevi sıkıntılardan dolayı uyuşturucu kullanımına başladığını belirtiyor. O da uyuşturucu kullanımının çatışmalı süreçten sonra arttığını söylüyor: “13-14 yaşlarındaki çocuklar kullanmaya başladı. Eroine düşenlerin zaten bırakma şansı yok. Burada eroin satışına göz yumuluyor. Karakolun yanında eroin satılıyor, müdahale yok. Eroinin yanı sıra sentetik uyuşturucu maddeler de satılıyor. Burada insanların ne çektiğini kimse bilmiyor, bilseler de umurlarında değil.”

22 yaşındaki S.A.’ya uyuşturucuya neden başladığını sorduğumuzda, utana sıkıla “psikolojik sorunlarım vardı” diye cevap veriyor. S.A., “Kolay bulabiliyorsun zaten. Buralarda çok satılıyor, her sokakta var” diyor.  

"Mücadele için destek lazım"
22 yaşındaki S.G. ise uyuşturucu kullanmıyor ve Sur’daki uyuşturucu piyasasından rahatsız:

“Eskiden eroin yoktu, şimdi ekmek peynir gibi gidiyor sokakta. Aileler ‘çocuklarımız esrar içseydi de eroin kullanmasaydı’ diyecek duruma geldi. Son yıllarda arttı, eskiden böyle değildi. Mahalle sakinleri olarak istersek bunun önüne geçebiliriz ama insanlar korkuyorlar. Buralarda örgütlülük yok, birliktelik yok. Bu iş bireysel müdahale ile bitmez. Burada yaşayan herkesin destek vermesi lazım. Biz istersek bu mahallere tacirler giremez, eskiden giremiyorlardı.”

"Ciddi travma söz konusu"
Madde bağımlılığına dair çalışmalarda bulunan Sosyal Hizmet Uzmanı Mustafa Altıntop, konuyla ilgili sorularımızı yanıtladı.

Altıntop, Sur’da yaşayan halkın çoğunun 90’larda köy yakmaları sonucu, Sur’a göç etmek zorunda kalan insanlardan oluştuğunu ve ciddi bir savaş travması söz konusu olduğunu söyledi. Geçmiş yıllarda saha çalışması yaptıklarını belirten Altıntop, “Madde kullanan kişi kendini kriminalize ederek aslında kendi grubu içinde söz sahibi olmak istiyor. Kendini var etmek istiyor ve aslında Sur’da yaşanan olaylara  baktığımızda bunun çok şaşırtıcı olmadığını da görüyoruz. Çünkü insanların benlik saygısı tamamen yok edildi. Evleri yıkıldı, ciddi manada gelecek belirsizlikleri var, ekonomik sıkıntılar yaşıyorlar ve bu da onların kendi gereklerinden kaçmak için yapay dünya yaratmak istedikleri için başvurdukları bir yöntemdir” ifadelerini kullandı.

Altıntop, çarpıcı şu bilgiyi de paylaştı:

“Normalde maddeyi temin etmek için ciddi manada bir gelir olması lazım. Ve belli bir süre sonra madde temin edemediğiniz zaman size maddeyi temin eden kişilerin bazı isteklerini yerine getirmek zorundasınız. İşte bu onlar için torbacılık, hırsızlık, kuryelik yapmaya zorlanmak olabileceği gibi iradeniz dışı seks işçiliği yapmak anlamına da gelebilir.”

Artık destek alamıyorlar
Belediyelere kayyım atanmadan önce belediye bünyesinde kurulan bir birimde madde kullanımıyla ilgili güçlendirme temelli sosyal destek gruplarının oluştuğunu ve bunun  sorunu ciddi anlamda minimize ettiğini de dile getiren Altıntop, “Fakat özellikle Sur’da yaşanan çatışmalı süreç sonrasında gelecek kaygısı ciddi manada arttı” dedi.  

Devlet önlem alabilir
Tedavi merkezlerinin ya kapatıldığını ya da kapasitesinin düşürüldüğünü ifade eden Altıntop, birçok devlet kurumunun bir araya gelerek önlem alabileceğini söyledi. Altıntop ayrıca “İnsanlarının evinin yıkıldığı, göç etmeye zorlandığı bir yerde özelikle gençlerin bunu kullanması çok sürpriz değil. Savaş sonrası travmada insanların yaşadığı sorunları çözme noktasında sosyal devletin etkisinin ve bu alanda hizmet veren kuruluşlarının oldukça etkisiz olduğunu gösteriyor” dedi.
14 Kasım 2018 10:17
DİĞER HABERLER