Yeni Ümit dergisi 25. yılında 100. sayıya ulaştı.
Çeyrek asırdır yayın hayatını devam ettiren ve bu yıl içerisinde 100. sayısını çıkartan Dini İlimler ve Kültür Dergisi Yeni Ümit, 25 senedir nitelikli yazar kadrosuyla birlikte okuyucularına artı değer katıyor ve onların ümitlerini her dem taze tutuyor.
‘Üstlenilen Misyon Çok Ağır’
1988 senesindeki ilk sayısıyla okurlarına merhaba diyen Yeni Ümit dergisi, Müslüman Türk gençliğine “yeni bir ümit” olma gayesiyle çıktığı yolda 100. sayıya ulaştı. Derginin kendisine ana hedef olarak akıl ve kalp birlikteliğini ve dahi tatminini hedeflediğini belirten Yeni Ümit Editörlerinden Orhan Bircan, Allah’ın lütfu ve inayetiyle 100. sayıya ulaştıklarını fakat ilk günkü çizgi ve heyecanlarından hiçbir şey kaybetmediklerini söyledi. Bircan: “Yeryüzündeki bütün Müslümanların ortak problemi olan akıl ve kalp ayrılığı İslam coğrafyalarının da geri kalma sebeplerinden birincisi ve belki de en önemlisidir. Hal böyle olunca, hacim itibariyle gayet mütevazı olan bu derginin yüklendiği misyonun ne derece yüksek ve ağır olduğu su götürmez bir gerçek olarak karşımıza çıkıyor. Üç ayda bir yayınlanan dergimizde Kur’anî ilimlerden hadise, İslam hukukundan Kelâm’a, Tasavvuftan Ahlak’a bütün İslamî branşlarda, başta Muhterem Fethullah Gülen Hocaefendi’nin aydınlık ruh dünyasından kopup gelen Başyazılar’ı olmak üzere; kendi sahasında uzman ilim adamları ve akademisyenler tarafından kaleme alınan marifet yüklü makaleler yer almakta ve bunlar meraklı okuyucuların istifadesine sunulmaktadır.”
‘Yeni Ümit Yalnızca Bir Dergi Değildir’
Yeni Ümit Dergisi’nin sadece yazılarıyla değil; bugüne kadar gerçekleştirdiği pek çok uluslararası sempozyum ve panellerle de (Kur’an’ın Mucizevî Korunması, İstanbul; Kur’an ve İlmî Hakikatler I-II, İstanbul; Peygamber Yolu, Gaziantep ve son olarak 2013 Nisan’ında İstanbul’da yapılan Ortak Yol Haritası İcma ve Kolektif Şuur.) belirlediği misyonuna hizmet ettiğini ifade eden Bircan, yapılan bu sempozyum ve panellere dünyanın dört bir yanından kendi alanında otorite haline gelmiş mümtaz ilim adamları ve akademisyenlerin katıldığını ve çok geniş kitlelere hitap eden katılım imkanı sağlayarak aydınlarla aydınlığa aç halk kitleleri arasında kopması asla mümkün olmayacak sağlam zihnî ve kalbî bağlar tesis ettiklerini dile getiriyor.
“İslam’ın temel hüküm kaynakları olan Kur’an, Sünnet ve İcma üzerine tertip edilen bu organizasyonlarla, söz konusu kaynakların yeniden Müslümanların gündemine çekilmesi sağlanmakta ve böylelikle yüce dinimiz İslam’ın canlılığını müntesiplerinin zihninde bir kez daha yakalamasının önü açılmaktadır.” diyen Bircan’ın 100. sayıya dair düşünceleri ise oldukça mütevazi: “25 yaşına basan dergimizin çıktığı bu kutlu yolda tek sermayesi ve yol azığı Cenab-ı Mevlâ’nın nazarına takdim edilen mütevazı gayretler, takipçilerinin de samimiyet ve hulus-u kalple ede geldikleri dualardır. Muvaffakiyet ve inayet ise, her iyi ve güzelin hakiki sahibi Allah’a aittir.”
Yeni Ümit… Kur’an’ın diliyle hayata eşlik eden dergi…
İnanmak ve inandığı gibi yaşamak her insanın en tabi ihtiyacı. Yeni Ümit, bu ihtiyaca cevap verebilmek için 25 yıldır dini ilimler ve kültür sahasında yayın yapıyor. İslam dininin semavi hakikatlerini tüm orijinalliğiyle yeniden keşfedip zamanımıza seslendirmeyi amaçlıyor. Doğru bilgiye ulaşmanın yollarını kolaylaştıran Yeni Ümit, sahasında söz sahibi akademisyenlerin bir araya geldiği bir dini düşünce ve fikir platformu. Ele aldığı her bir konuyu büyük bir titizlikle inceleyen dergi, inanç dünyamızdan ilham aldığı ümitten meşalelerle günümüz insanına ışık tutuyor.
100. Sayının İçeriğinden…
Kolektif Şuur…
Gündemin sıcaklığına dair yazılmadı ama o niyetle de okunabilir… ‘Milletlerin hayatında en buhranlı dönemler, içtimaî değişim ve yeniden tekevvün aralıklarında görülür. Tıpkı bazı canlıların geçirdiği "metamorfoz" hâdisesine benzer şekilde, yenilenme süresince sancılar, sıkıntılar, zincirleme infialler, bazı şeylerin atılıp yeni bazı şeylerin geliştirilmesi gibi... Kitleleri gerilime sevk eden hâdiselerle, toplumda ferdî ve içtimaî bunalımların yaşanması kaçınılmaz olur. Bir de, yapılacak işler, daha önceden denenmiş bir kısım sabiteler esas alınarak yapılmıyorsa, dünya kadar yanlışlıklara girilebilir. Yer yer mantık ve muhakeme hisse yenik düşebilir. Varsa, şöyle böyle uyulması düşünülen plânlar, onların dışına çıkılabilir ve sığ, küçük projelerin dar çerçevesi içinde umumî âhenk bütün bütün altüst olup, genel tasavvur ve düşüncelerin hilâfına akla hayale gelmedik handikaplarla karşılaşılabilir; dolayısıyla da yığınlar, hattâ onları idare edenler, aklî ve mantıkî olmaları gerektiği yerde günümüzde çokça müşâhede edildiği gibi hissî hareket ederek yapma kuşağında çeşit çeşit yıkmalara sebebiyet verebilirler.’
Katılım Bankacılığı Nedir Ne Değildir?
Banka mı, katılım bankası mı? Yok birbirinden farkı diyorsanız, bu yazıyı sonuna kadar okuyun… Katılım bankalarının bazı işlemleri faize dayalı geleneksel bankalarınkilere çok benzediği, verdikleri kâr payları ile banka faizlerinin birbirine çok yakın olduğu vs. sebeplerle bu kurumlar kıyasıya eleştirilere uğruyor. Hâlbuki çok tabiî olan bu ve diğer benzerliklere rağmen iki banka türü arasında çok ciddi farklar var. Bu yazıda katılım bankacılığı, bugünkü görünümleri dikkate alarak tanımlanıyor, en fazla yaptıkları işlemlerden olan peşin alıp vadeli satma işlemi İslâmî-iktisadî bir perspektiften değerlendiriliyor ve faiz-kâr benzerlik ve farklılıkları ortaya koyuluyor.
Günah ve Tevbe
Günah-tevbe-af kavramlarının birbiri ile olan münasebetine dair çarpıcı bir yazı… Günah tevbeyi gerektirir, başka bir deyişle tevbe ancak günah ile mana kazanır. Tevbenin ardından da af gelir ki, af olmadığında tevbenin de bir anlamı kalmaz. Bu itibarla Kur'ân, günahtan bahsettiği ölçüde tevbeden de bahseder ve Allah'ın bağışlayıcı, affedici olduğuna sık sık vurgu yapar.
İslâm'da Fıtrata Müdahale Sayılan Fiiller
İnsanın yaradılışındaki özellikler ve yaşamın devamında bu özellikleri zorlayan filler nelerdir?
Hilkat, yaratılış, karakter, adetullah, din v.b. mânâlarda kullanılan fıtrat kelimesinin geniş bir anlam yelpazesi vardır. Fıtrat, sadece insanlarla alâkalı olmayıp, bütün bir varlığın yaratılışında bulunan özellik ve hususiyetleri ifade eder. Zîrâ fıtrat, Cenab-ı Hakk'ın her bir varlığı kendine has bir mahiyet ve tabiatta yaratması demektir… Estetik ameliyat, cinsiyet değiştirmek veya karşı cinse benzemeye çalışmak, dövme yaptırmak, iğdiş etmek, dişlerin şeklini değiştirmek gibi sıkça sorulan sorulara fıtrat eksenli verilen cevaplar bu yazıda.