Tayyip Erdoğan, Katar Emiri'nin hediyesi olduğunu iddia ettiği VIP donanımlı Boeing 747-8 tipi özel uçakla ilgili, “Katar bu uçağı satıyordu, hatta rakam bildiğim kadarıyla 500 civarındaydı. O esnada biz de ilgilendik. Katar Emiri, bundan haberdar olunca uçağı Türkiye’ye hibe etti” ifadelerini kullanırken açıklama inandırıcı bulunmadı
Erdoğan, Azerbaycan dönüşü uçakta ülke gündemi ve bölgedeki gelişmelerle ilgili açıklamalarda bulundu.
“ZARRAB'DA BAŞKA KELEPÇELER VAR”
Zarrab'ın Newyork’ta lokantada görüntülenmesi ile ilgili de konuşan Erdoğan, “Demek ki o hukukçular bu işi iyi bilmiyor, çünkü görüntülendiği yanındaki bayan onun avukatı zaten. (Serbest kalması) Tabii ki mümkün değil, mümkün olur mu? Bir taraftan öyle diyorlar, şu diyorlar, kelepçeli diyorlar ama demek ki orada bu kelepçelerin dışında başka kelepçeler de var” dedi.
“O UÇAKLA BİZ DE İLGİLENDİK, KATAR HİBE ETTİ"
(Katar Emiri'nin hediye ettiği uçak) Sağırları incitmek istemem. Ama bahsettikleriniz, duymuyorlar ama uyduruyorlar. İşin aslı nasıl peki? Katar bu uçağı satıyordu, hatta rakam bildiğim kadarıyla 500 civarındaydı. O esnada biz de ilgilendik. Katar Emiri, bundan haberdar olunca uçağı Türkiye'ye hibe etti; ‘Ben Türkiye'den para almam; bunu Türkiye'ye hediye ediyorum, hibe ediyorum' dedi. O uçak benim şahsımın değil, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nindir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne verilecek böyle bir uçak, CHP'yi niye rahatsız ediyor? Ya da onların TV kanallarını niye rahatsız eder? Bunları anlamak mümkün değil. Ben bunlara hukuki davalar açtım. Bunlar mahkeme mahkeme sürünecekler. Hepsi, genel başkanları da öyle. Atar atar iftiraları, biz davaları kazanıyoruz; o ödemekten bıkmıyor, biz de kazanmaktan bıkmayacağız, devam edeceğiz. Sözünü ettikleri uçak şu anda boyanıyor. İnşallah her şey bitikten sonra bir seyahati de onunla yaparız. Ama Türkiye Cumhuriyeti'nin uçağına bineceksiniz, benim uçağıma değil.
500 MİLYON STERLİNLİK UÇAK
Boeing 747-8 model uçağın içinde 7 yatak odası, 2 özel salon, toplantı odaları ve küçük bir hastane bulunduğu, donanımsız fiyatının 400 milyon dolar, VIP halinin ise 500 milyon sterlin (4 milyar 240 milyon TL) civarında olduğu iddia ediliyor. 2014’te Plan ve Bütçe Komisyonu'nda konuşan dönemin Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nın maliyetinin 1 milyar 370 milyon lira olduğunu açıklamıştı. Bugünkü kura göre uçağın değeri, Beştepe’nin maliyetinin üç katından daha fazla.
HİBEYE KARŞI NE HİBE EDİLECEK?
Erdoğan’a, Katar Şeyh’i tarafından hediye edildiği öne sürülen uçakla ilgili konuşan CHP Ankara Milletvekili Gamze Taşcıer, "Hediye denilen şey bir süs eşyası değil, milyarlarca liralık bir jumbo jet. Karşılıklılık esasına göre, bu ‘hibe’ karşılığında biz de bir hibe ya da hediye verdik mi, verecek miyiz?" şeklinde konuştu.
Taşcıer, sosyal medya üzerinden verdiği yanıtta, “Beş günün ardından nihayet uçan saray soruma yanıt geldi. Cumhurbaşkanı'nın itirafı ile uçağın varlığı kabul edilmiş oldu. Kendisinin ifade ettiği üzere, uçağın “hibe” olduğu meselesini kamuoyunun takdirine bırakıyorum” dedi.
Konuyla ilgili başka soruları olduğunu belirten Taşcıer şöyle devam etti:
HALKTAN GİZLENECEKMİŞ
“En başından beri yerli-yabancı basında yer alan iddiaları dile getirdim ve sorular yönelttim. Anayasal hakkımı kullanarak soru önergesi verdim. Halkı bilgilendirmek bir kamu görevidir. Sordum, yanıt bekledim, açıklama yapılmak zorunda kalındı. Öyle anlaşılıyor ki, uçan sarayın varlığını gündeme getirmeseydim, Saray'ın uçaktan bahsetmeye niyeti yokmuş. Böylesine önemli bir bilgi halktan gizlenecekmiş. Bu uçak madem hediyeydi, neden açıklanması için beklendi?
SÜS EŞYASI DEĞİL JET
Uçan Saray'ın yeni sahibi, Katar Emiri'nin uçağı satışa çıktığında ilgi gösterdiklerini de itiraf etmiş. Halka tasarruf yapması, döviz bozdurması, ABD mallarını kullanmaması söylenirken 500 milyon dolar verilerek uçak satın alınacakmış. Hediye denilen şey bir süs eşyası değil, milyarlarca liralık bir jumbo jet. Bu boyutta hediye karşılıksız, “Şeyh ülkemizi çok seviyor” cümlesiyle açıklanamaz. Karşılıklılık esasına göre, bu “hibe” karşılığında biz de bir hibe ya da hediye verdik mi, verecek miyiz?”