IFLC sanat ekibinin organize ettiği Ümit Nağmeleri'nin 2024 yolculuğu Danimarka'nın başkenti Kopenhag'dan başladı. Yeryüzü Mirasçıları adıyla sahne alan yolculuk, Kopenhag'da sanatseverlere unutulmaz anlar yaşattı. Mustafa Sarıtaş'ın sunduğu programda hüzün ve sevinç bir aradaydı.
Silm Vakfı'nın sponsorluğunda gerçekleştirilen programa Danimarka'nın yanı sıra komşu ülke İsveç'ten de çok sayıda sanatsever katıldı. Katılımcılar programın başlamasına saatler kala salona akın etti. Dakikalar ilerleyip program başladığında ise sahnede aşina bir isim vardı. Mustafa Sarıtaş sahne performansını sunuculukla harmanlayıp, programa renk kattı.
Genç sanatçıların sahne aldığı gösterinin başlangıcı Zülfü Livaneli'nin klasikleşen eseri 'Merhaba' ile yapıldı. Şarkıya çok sayıda izleyici de eşlik etti. Hemen ardından yine Livaneli'den bir eser vardı. Bu kez iki genç ses Kevser ve Kübra 'Sürgün' parçasını yorumladı.
Yeryüzü Mirasçıları bu yıl skeçlerle zenginleştirilmişti. Türkiye'nin içinden geçtiği hukuksuzluk dönemi hali ve hapishaneleri dolduran masumların yaşadıkları da sahnelendi. Medrese-i Yusufiye konseptinin sahnelendiği tiyatro bölümleri izleyicilerden tam not aldı. Özellikle 'Terörist' adlı oyunda söylenen şu çarpıcı cümle hafızalara kazındı; ''Hiç bomba atmamış, hiç adam öldürmemiş kişiden terörist mi olur?''
Programın en hüzünlü anlarından biri KHK'lı öğretmen Fadime Güler'in vefatından önce yazdığı 'Elveda' şiiriydi. Adıyaman'da din kültürü öğretmeni olan Fadime Güler, KHK ile öğrencilerinden koparıldıktan sonra amansız bir hastalık olan kansere yakalanır. Uğradığı zulme hastalığın eklenmesiyle zor günler geçiren Fadime Öğretmen, ruhunun ufkuna yürümeden önce 'Elveda' şiirini yazar. Geride gözü yaşlı bir eş ve iki evlat bırakan Fadime Öğretmen'in Elveda şiirini Nurefşan seslendirdiğinde salonda hüzün ve gözyaşı vardı.
Türkiye'nin zengin müzik kültürü, geniş bir yelpazede profesyonel sanatçıları aratmayan gençler tarafından icra edildi. Genç yetenekler Grup Yorum'dan 'Uğurlama', Manga'dan 'Dursun Zaman', Cem Adrian'dan 'Kül' eserlerini, büyük bir ustalıkla yorumladı.
Almanya'dan Ebubekir, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin 'Bir Yiğit Vardı' şiirini seslendirdi.
Türkiye'nin renklerini yansıtan eserleri sadece Türkiye kökenliler seslendirmedi. Afrika'dan Amin ve Said, Orta Asya'dan Mığtıbek ve Avrupa’dan Xhoni Ümit Nağmeleri'nin kadrosundaydı. Amini, Necip Fazıl Kısakürek'in 'Bizim Şarkımız' şiirini, Türkçe Olimpiyatları ve IFLC sahnelerinden yetişen Xhoni 'Aşılmaz'ı, Mığtıbek 'Kendine İyi Bak'ı yorumlayarak dinleyenleri Ahmet Kaya, Said ise 'İtirazım Var' şarkısıyla Müslüm Gürses yolculuğuna çıkardı.
Türkiye'nin farklı yörelerinden derlenen türküleri, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin bestelenen eserleri takip etti. Hocaefendi'nin 'Çıktık Dikenli Yollara, Geriye Dönmeyeceğiz' şiirini okuyan genç sanatçılar, gecenin finalini Hocaefendi'nin 'Bir Işık Sun' isimli eserinden bestelenen 'Namın Duyulsun' eseriyle yaptı.
Ümit Nağmeleri'nin sanatın evrensel diliyle sadece şarkı ve türkü icra etmiyor. Hizmet Hareketi gönüllülerinin içinden geçtiği sosyal soykırım sanat ve müziğin diliyle geniş kitlelere ulaştırılıyor. Evrensel hukuka göre suç olmayan eylemlerden dolayı özgürlüklerinden mahrum tutsakların içeriden yazdıkları özlem ve umut dolu satırlar seslendiriliyor.
Yeryüzü Mirasçıları'nın yolculuğu Hollanda (Amsterdam), Fransa (Strazburg), Almanya (Berlin, Frankfurt), Polonya (Varşova) gibi şehirlerde devam edecek ve daha sonra ABD’nin farklı şehirlerinde; New Jersey’den Houston’a ve Los Angeles’a, kadar bir dizi performansla sanatseverlerle buluşacak.