Yeşil Sol Parti’den milletvekili adayı olan Hasan Cemal, gazeteciliği bıraktığını açıkladı. Cemal, “Elimi taşın altına sokarak, Türkiye'nin zincirlerini kırmasında bir rol üstlenmek istiyorum” dedi.
Gazeteci Hasan Cemal, 14 Mayıs seçimlerinde Yeşil Sol Parti’den milletvekili adayı oldu. İstanbul 2. Bölge 3. sıradan aday olan Cemal, T24’deki yazısnda gazeteciliğe veda ettiğini duyurdu.
Hasan Cemal, T24 sitesinde kaleme aldığı “Hayata yeni bir başlangıç” başlıklı yazısında milletvekili adaylığı nedeniyle gazeteciliği bıraktığını belirtti.
Cemal, yazısında “54 yıldır çok severek yaptığım gazeteciliği, içim acıyarak da olsa, noktalıyorum. Ben de elimi bizzat taşın altına sokmak için Yeşil Sol Parti listesinden milletvekili adayı olarak siyasete giriyorum” ifadelerini kullandı.
Cemal’in yazısının ilgili kısmı şöyle:
“Bugün bütün iktidar ipleri Saray’daki “tek adam”ın elinde. Rejimin adı bu yüzden “tek adam rejimi…” Eski zamanlarda Türkiye sabaha karşı “tank sesleri”yle gelen askeri darbe düzenlerinde yaşardı. Bugün ise “seçim sandığı”ndan çıkan, ama demokrasi ve hukukun üstünlüğünü askıya alan “sivil darbe düzeni”nde yaşıyoruz. Bunun için de ilk adım, “tek adamı”, Recep Tayyip Erdoğan’ı 14 Mayıs’ta halkın oylarıyla iktidardan indirmektir.
Sonra da Türkiye’de barış, demokrasi ve adalet yolunda yürümeye başlamaktır. İşte bunun için HDP’den yapılan milletvekilliği teklifini kabul ettim ve Yeşil Sol Parti listesinde İstanbul 2. Bölge 3. sıradan aday oldum. Böylece 54 yıldır çok severek yaptığım gazeteciliği, içim acıyarak da olsa, noktalıyorum.
Şimdi de doğrudan elimi taşın altına sokarak, Türkiye’nin zincirlerini kırmasında bir rol üstlenmek istiyorum. Seçilirsem, gazeteciliğe başladığım Ankara’ya, 54 yıl sonra bu sefer siyasetçi olarak döneceğim. Barış, demokrasi, adalet ve özgürlükten yana olanların el ele tarih yazacakları, tarih yapacakları bir döneme giriyor. Türkiye. 100. yılında, depremlerin korkunç bir felakete dönüşmediği, Cumhuriyet’i demokrasiyle taçlandıracağımız, demokratik cumhuriyeti kuracağımız bir dönem…
Çok heyecanlıyım. Ama önce 14 Mayıs’ta Erdoğan’a “hadi sana artık güle güle!” demek lazım. Bu çürümüşlük düzeni Türkiye’nin kaderi değildir.
Mesleğimin son on yılında yan yana gazetecilik yaptığımız Doğan Akın ve T24’e teşekkürü borç biliyorum. Arada bir yine T24’te buluşmak üzere hoşçakalın.”