Brezilyalı futbolcuların yeteneklerine bütün dünya şapka çıkarıyor. Çalımları, pasları, golleri ve gol sonrası sambalarıyla tüm futbolseverlerin gözbebeği onlar.
Lincoln böyle yerlerde çok yattı kalktı
Jaider Moreira, 1913’te kurulmuş Bonsucesso Kulübü’nün başkanı. Moreira ile Rio’nun kuzeyinde, kenar mahallelerinin içindeki kulübü geziyoruz. Yatakhanelerin görüntüsü inanılır gibi değil. Bir odada 15’e yakın ranzadaki battaniyeler ve çarşaflar kelimenin tam anlamıyla leş gibi... Soyunma odaları ve tuvaletlere kokudan girilecek gibi değil. "Şu anda gördüğünüz buranın iyi hali," diyor Moreira. Ve ekliyor, "Bir ay önce gelseydiniz buradan içeri giremezdiniz."
Moreira, her yanı dökülen kulübün ihtiyaçlarını karşılıyor. Bunun karşılığında da, başka takıma transfer olan her oyuncunun bonservis bedelinin yüzde 80’ini alacak. Kulüpte 14-18 yaşlarında 30’a yakın çocuk var. Bu çocuklar, yetenek avcıları tarafından Brezilya’nın çeşitli köylerinde keşfedilmiş. Moreira da masraflarını karşılayıp onları buraya getirmiş. Bir sınavdan daha geçecekler. Kazananlar kalacak, kaybedenler köylerine dönecek. "Brezilya’nın gerçek futbol okulu buralarıdır. Her gecekondu bölgesinde 500 bin kişi yaşıyor ve bunların yüzde 10’u çocuk. Brezilya’nın tüm plajları, sokakları da onların okuludur. Bakın Galatasaray’ın transfer ettiği Lincoln de buralarda çok yattı kalktı. Aurelio bu sahada çok top oynadı."
Savaş kahramanımız olmadı, kahramanlarımız futbolcular
Brezilya’nın futbolda dünyaya hükmetmesinin sırrı ne?
188 milyonluk nüfusumuz var. 70 milyon nüfuslu Türkiye’de 100 profesyonel kulüp vardır en fazla. 180 milyon nüfuslu Brezilya’da ise 2 binden fazla. Brezilya Futbol Federasyonu’na kayıtlı tam 35 bin profesyonel oyuncu var. 2 bin kulübün her birinde, 30-40’ı A takımda, 50’si 20 yaş altı takımda, 50’si çocuk takımında ve 50’si de 10 yaş civarında futbolcu bulunur.
Farkınız sadece nüfus mu? O zaman Çin’den niye iyi futbolcu çıkmıyor?
Tarihimizde hiç savaş yok. Savaş kahramanlarımız da yok... Burada, yani Brezilya’da kahramanlar futbolcular. Erkek çocuk sahibi her anne ve babanın rüyası, oğullarının ünlü bir futbolcu olmasıdır. Futbol buradaki çocuklar için bir kurtuluş. Futbol ün demek, para demek. Çünkü Brezilya’da ünlü bir futbolcunun getirdiği hava, şöhret ve para çok farklıdır. Tabii böyle olunca ülkenin en küçük kasabalarına, hatta köylerine bile yayılan, "Birini bulup para kazanayım" diye düşünen belki de on binlerce avcı var. FIFA lisanslı 120 menajer var. Ve binlerce de lisanssız menajer. Portföyünde 200 futbolcu bulunan menajerler var. Yani Brezilya’da futbolcuların bonservisi kulüplerden daha çok menajerlere ait. Yetenek avcıları bu menajerlere bağlı çalışır.
Ne yapıyor bu avcılar?
8-9 yaşındaki çocukları kapıyorlar. Ve ailelerine 100 dolar gibi bir aylık veriyorlar. Ama sadece bununla sınırlı değil: Çocuğu diş hekimine götürüyorlar, aylık kontrollerini yaptırıyorlar. İlaç ve gıda yardımı yapıyorlar. Çocuk 10 yaşına gelince, "Çocuk bezi takımı" dediğimiz, kulüplerin altyapı takımlarında oynatmaya başlıyorlar. Çocuk burada belli bir yaşa gelince avcı, çocuğu ulusal liglerde oynayan bir takıma bedelsiz kiralıyor. Bundaki amaç çocuğun oynayarak vitrine çıkması. Eğer oyuncu iyi paraya satılırsa kulüp de komisyonunu alıyor.
Kulüplerin hiç mi katkısı yok futbolcu bulmak için?
- Büyük kulüpler iyi bir yetenek yakalayana yardımcı olur. Kendi cebimden 12 çocuğun ailesine 100 dolar veriyorum. Okul masraflarını karşılayıp elbisesini alıyorum. Baktım çocuk çok iyi, çok iyi para veriyorum. Ayda 1500 Real (100 dolar= 190 real) ailesine ödeme yaparım.
ABD TEHDİDİ
Uzun vadede ABD pabucumuzu dama atabilir. Çok sayıda çocuk futbol oynuyor. Sadece Denver’de 10 bin öğrencileri var. Ayrıca kaliteyi çok geliştirmişler. Ve 5 bin kız, 5 bin erkek aynı yerde futbol oynuyor.
İKİ UYANIK BANKACININ RONALDO’SU
Ronaldo 17 yaşındayken, Reinaldo Pitta diye bir yetenek avcısı onu keşfediyor. Ve iki bankacı arkadaşına ondan söz ediyor. İki bankacı sağdan soldan topladıkları 25 bin dolarla bonservisini satın alıyor. Bütün büyük takımları tek tek dolaşıyorlar.
Cruzerio takımı Ronaldo’yu beğenip sözleşmesinin yüzde 50’sine ortak oluyor. Bir yıl sonra Ronaldo, Hollanda’nın PSV Eindhoven takımına tam 6 milyon dolara satılıyor. İki bankacının cebine de 3 milyon dolar giriyor.
BREZİLYALI FUTBOLCUYU ÜLKESİNDE NE TUTACAK?
Brezilya Süper Ligi’nin yayın haklarını geçen sezon 125 milyon dolara ülkenin en büyük televizyon kanalı Oglobo aldı. Rekabet nedeniyle Oglobo bu yıl rakamı 350 milyon dolara çıkardı. Gelecek yıl bu rakamın 600-650 milyon dolara çıkması bekleniyor. Bu rakamın yükselmesi kulüplerin güçlenmesi, Brezilyalı yıldızların ülkelerinde kalması demek.
ÜCRETLER TÜRKİYE’DEN DÜŞÜK
Brezilya Süper Ligi’nde forma giyen ortalama bir oyuncu aylık 25 bin dolara yakın kazanıyor. Yıldız statüsündekiler ise 100 bin dolar. Türkiye’deki ortalama rakamlarla karşılaştırdığımızda belki az görünebilir ama rakamlar giderek yükseliyor.
Bayram Tutumlu Aurelio’yu benden çaldı battım, resmen iflas ettim
Sizin ortaya çıkardığınız bir yetenek var mı?
Olmaz mı? Mesela Fenerbahçe’de oynayan Mehmet Aurelio. Aurelio, Rio’nun fakir semti Olaria’da futbola başladı. Oradaki yetenek avcılarından biri, "Yetenekli bir oyuncu var" dedi. Baktık iş var, salon futbolunda denedik. O zaman 14 yaşındaydı. Sonra genç takıma kadar yükseldi. İki yıl Olaria’da oynadı. 17 yaşında da Flamengo’ya verdik ödünç olarak. Flamengo’da da 300-400 dolar aylık alıyordu. Olaria’nın A takımında 750 dolar kazanır hale geldi. Sonra eyalet ligi maçlarında Trabzonspor Başkanı Özkan Sümer onu beğendi, satın aldılar.
Ucuza mı aldılar o zaman?
Tabii ki. Türk takımlarının öğrenmeleri gereken bir şey var. Fenerbahçe, Cruzerio takımından Alex’i 5 milyon dolara alıyor. Ama Sao Paulo, Cruzerio, Flamengo, Botafogo 2. ya da 3. ligden oyuncu alıp vitrine çıkarıyor. Bu büyük takımlardan oyuncu transfer edince çok para veriyorsunuz. Bunu Türkler biraz geç öğrendi. En iyisini Wederson’u alt liglerden transfer eden Ankaraspor yaptı.
Aurelio ile hálá görüşüyor musunuz?
Hayır. Bayram Tutumlu onu benden çaldı. Her şeyimi Aurelio’ya yatırmıştım. Bir sabah, noterden Türkçe bir zarf geldi. Hemen tercüme ettirdim: Artık menajeri olmadığımı, benden ayrıldığını yazıyordu. Dedim ya her şeyimi yatırmışım Aurelio’ya. Battım, resmen iflas ettim.
Türkler transferde nasıl davranıyor?
- Türkler hep dikkatli ve temkinli davranıyor. Asla menajerlere güvenmiyorlar. Bir oyuncu gösterince acaba kazık mı yiyorum diye düşünürler. Ben oyuncuya kötü der miyim. İyidir deyip satıyorum. İyi dediğimiz oyuncuyu Corinthians 100 bin dolara alıp bir yıl sonra Türklere milyon dolara satıyor. Mesela bir yöneticinin güvenini kazanıyorsunuz, bir bakıyorsunuz, yönetici ya da teknik adam değişmiş. Samsunspor ilk defa sözüme güvendi, 400 bin dolara Rafael’i aldı. Ertesi yıl 1 milyona sattı. Mesela Reinaldo’yu almış Manisa. Öyle bir para verdiler ki kurtulmak için... O parayla Türkiye’de ufak bir takımı ilk dörde sokardım.
MİLLİ TAKIMA KOMİSYON
Brezilya Milli Takımı’na ilk kez çağrılan her oyuncu kendisini kadroya çağıran teknik direktöre transferinden belirli bir yüzde verir. Çünkü Brezilya Milli Takımı’nda oynamak bir futbolcu için en büyük şanstır.
TÜRK YÖNETİCİLERLE İLGİLİ İKİ MÜTHİŞ İDDİA:
TRANSFERİ YAPAN BİR KISMINI CEBE ATAR, BUNU TÜRKLER DE YAPAR
Burada futbolda her türlü dolandırıcılık olur. Mesela bir kulübün yöneticisi gelir, "500 bin dolarlık futbolcunun transfer bedelini 800 bin dolar yaz, fark bana kalsın" der. Para nereye gider kimse bilmez. Türkler de bunu yapar.
(Not: Türkiye’den herkesin tanıdığı bir kulüp menajeri ve bir teknik direktör de var aralarında. İsimleri yayınlanmamak şartıyla bana bildirdi.)
2007 TRANSFERLERİ HAKKINDA NE DÜŞÜNÜYOR?
Lincoln’a kötü demem mümkün mü? 14 yaşında başladı futbola. 21 yaşında profesyonel oldu. Çok tanınmadan yurtdışına gitti. Ama çocukluğundan beri sorumluluklarının bilincinde bir oyuncu.
Roberto Carlos Brezilya’da çok sevilir. Müthiş bir futbolcudur. Kariyerinin sonunda kimse ona bu parayı vermezdi. Bence iyi bir transfer yaptı.
Rizespor’a Leandro diye bir oyuncu sattım. Fenerbahçeli Alex’ten daha dinamik bir 10 numara. Ve Elionar... Forvet. İzleyin bu adamları ve görün nasıl futbolcu olduklarını.
EN ENAYİ HOCA
Renato Gaucho (üstte)... Brezilyalılar bu ismi duyduklarında bıyık altından öyle bir gülümsüyor ki, işte bu da onu deli ediyor. Çünkü Gaucho dünyanın en enayi teknik adamı olarak anılıyor. Renato, Fluminense takımının teknik direktörüyken, Ronaldinho, Gremio takımında oynuyordu. Evet, İspanya’nın Barcelona takımında forma giyen ünlü Ronaldinho. Gremio kulübü, borçlu olduğu Renato Gaucho’ya iki seçenek sundu. "Paramız yok. İki oyuncumuz var: Tinga ve Ronaldinho. Birini al da borcumuz kapansın." Gaucho, "Bu yaramaz" diyerek Ronaldinho’yu pas geçip Tinga’yı seçti. Basın hálá "Sen zaten futboldan, futbolcudan ne anlarsın ki" diye onunla dalga geçiyor.
Mehmet ARSLAN - HÜRRİYET