AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın TL’ye teşvik paketi açıklaması sonrası döviz kurlarındaki düşüşün arka planı deşifre olmaya başladı. Dün Birleşik Arap Emirlikleri’nden çuvalla dolusu para getirildiği iddiası, fotoğraflarıyla birlikte haber olmuştu. Bugün ise ekonomi yazarı Uğur Gürses çok önemli bir veriyi köşesine taşıdı. Buna göre MB, pazartesi ve salı günleri yine kamu bankaları üzerinden yaklaşık 7 milyar dolarlık satış yapmış.
Bu arada, TCMB en son 17 Aralık’ta piyasaya doğrudan döviz müdahalesinde bulunmuştu. O tarih ile 21 Aralık arasında MB’nin net rezerv açığının 7 milyar dolar düzeyinde arttığı görülüyor. 17 Aralık’ta – 58 milyar dolar olan net rezerv pozisyonu, 21 Aralık itibariyle – 65 milyar dolara gerilemiş.
Uğur Gürses’in T24’te yayınlanan yazısı şöyle:“Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından pazartesi akşamüzeri açıklanan “Kur korumalı TL mevduat” mekanizmasının ilanı ile 18 TL’ye kadar yükselmiş dolar kuru 12-13 TL seviyesine düşürmüştü. Bu açıklamanın olduğu saatler Türkiye’deki piyasaların kapandığı saatler olsa da uluslararası işlem platformlarında işlemler yapılabiliyordu. Cumhurbaşkanının açıklamalarının “anons etkisi” ile kurların gerilediği görüldü. Kimi iktisatçıların “örtülü faiz artırımı” diye tanımlamaları oldu. Ancak o saatlerde kimi bankacılar, kamu bankalarının eskiden olduğu gibi platformlarda döviz satışında görüldüğünü söylüyordu.
Kararın açıklandığı günün ertesi günü (21 Aralık Salı) kurların gerilemiş halinde bile yine aynı biçimde satış yapan kamu bankalarının izlerinden bahsediliyordu. Kurların gerilemesi ile dövize talep geldiği anlaşılıyordu. Bazı banka genel müdürleri de vatandaşın milyar dolarlık döviz bozdurduğunu anlatırken, Anadolu Ajansı da döviz büfesi önünde “vatandaşların döviz bozdurmak için kuyrukta olduklarını” aktarıyordu.
Öyle ki kimi mecralarda “bunu haber alanların milyar dolarlık satış yaparak kazanç elde ettikleri” iddia ediliyordu. Banka müşterileri için mobil bankacılık uygulamaları üzerinden öyle kolay olmayan bir yol.
“Anons etkisiyle” kurların düştüğünü düşünen bazı döviz yatırımcılarının ellerindeki dövizi satmaya çalışmaları gayet normal. Ancak kuru gerileten bu “anons etkisi” miydi? Yoksa buna eşlik eden “gaz verici” kamusal organize satışlar mıydı?
Bunların nihai izlerini verilerde aramak gerekiyordu.
Nitekim ilk akan verilerden biri olan Merkez Bankası’nın analitik bilançosu bize bu verileri ve ipuçlarını sunuyor.
Bankanın verileri, Merkez Bankası’nın pazartesi günü 3.5 milyar dolar, salı günü de 3.4 milyar dolar sattığını gösteriyor.
Özeti şu: 18 TL’den 12-13 TL’ye düşürmek için 7 milyar dolar satılırken, propaganda kanallarında da kamusal döviz satışları hiç söylenmeden, tek başına “vatandaşın sattığı” anlatılmış oldu.
20 ve 21 Aralık günlerinde Merkez Bankası’nın hiç dövize satış yönünde doğrudan müdahale yapmadığı biliniyor. Böylelikle bu iki günlük toplam 7 milyar doların yine “arka kapıdan” kamu bankaları aracılığıyla satıldığı apaçık ortada. Son bir aydaki en güçlü satışlar da bunlar olmuş.
Kaynaklarım kamu bankalarının yaptığı gibi bazı özel bankaların da “arka kapı” operasyonlarına girmeye “ikna edildiğini” anlatıyor.
Merkez Bankası son 3 ayda faizi enflasyonun altına çekerek TL’den kaçışı hızlandırdı. Aralık ayında ise döviz satış müdahalelerinde başlayarak 21 günde 17 milyar dolar satış yapmış oldu. Brüt döviz rezervleri ise 21 Aralık gün sonu itibariyle 113 milyar dolara gerilemiş durumda.