Anayasa Mahkemesi, YÖK başkanına öğretim elemanları hakkında doğrudan soruşturma açabilme yetkisi veren kuralın iptaline karar verdi. Yüksek Mahkeme, yükseköğretim kurumları personelinin, kamu görevlileriyle herhangi bir ayrım gözetilmeksizin aynı disiplin hükümlerine tabi tutulmasını düzenleyen kanun hükmünü de iptal etti, iptal kararı 9 ay sonra yürürlüğe girecek.
Anayasa Mahkemesi, YÖK başkanına öğretim elemanları hakkında doğrudan soruşturma açabilme yetkisi veren kuralı, "bilimsel özerkliği zayıflattığı, YÖK'ün denetim yetkisini aştığı" gerekçesiyle iptal etti.
Resmi Gazetede yayımlanan karara göre CHP, 2547 Yükseköğretim Kanunu'na eklenen bazı düzenlemelerin iptali istemiyle Anayasa Mahkemesine başvurdu.
Dava dilekçesinde, devlet ve vakıf yükseköğretim kurumlarının personeline uygulanabilecek disiplin cezalarını gerektiren fiillere 657 sayılı Kanun'daki fiil ve hallerin de ilave edildiği, bu şekilde 657 sayılı Kanun'da sayılan fiil ve hallerin 2547 sayılı Kanun kapsamına alındığı belirtildi.
Dilekçede, üniversite öğretim elemanlarının memur statüsünde olmadığı halde bu statüye ilişkin disiplin hükümlerine tabi tutulmalarının amacı aşan bir düzenleme olduğu savunuldu.
Dava dilekçesinde ayrıca 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun, "disiplin cezası verme yetkisini" düzenleyen maddesine eklenen ve öğretim elemanları hakkında doğrudan YÖK Başkanı tarafından soruşturma açılmasını öngören kuralın da Anayasaya aykırı olduğu ileri sürülerek, iptaline karar verilmesi istendi.
Anayasa Mahkemesi, her iki düzenlemeyi de Anayasa'ya aykırı bularak iptal etti. Öğretim elemanlarının disiplin sorumluluğu kapsamına 657 sayılı Kanun'da sayılan fiillerin tamamını dahil eden kuralan iptaline ilişkin karar, 9 ay sonra yürürlüğe girecek.
GEREKÇEDEN
Anayasa Mahkemesinin iptal gerekçesinde, yükseköğretim kurumları personeline uygulanabilecek disiplin cezalarına yer verilen kuralda, bu kurumlarında çalışan kamu görevlilerinin herhangi bir ayrım gözetilmeksizin aynı disiplin hükümlerine tabi tutulduğu belirtildi.
Gerekçede, "Anayasa'da üniversiteler, bilimsel ve idari özerkliğe sahip kılınarak diğer kamu kurumlarından farklı değerlendirilmiştir. Buna göre öğretim elemanları hakkında yapılacak düzenlemelerde de söz konusu farklılığın dikkate alınması gerektiği açıktır." tespitleri yer aldı.
"ANAYASAL BAKIMDAN SORUNLARA YOL AÇAR"
2547 sayılı Kanun'un "disiplin ve ceza işleri"ne ilişkin maddelerine, 6764 sayılı Kanun ile eklenen, "657 sayılı Kanundaki fiillere ilave olarak..." şeklindeki ibarelerle, 657 sayılı Kanun'un 125. maddesinde sayılan fiillerin tamamının, 2547 sayılı Kanun kapsamına alındığı belirtilen gerekçede, şunlar belirtildi:
"Bu fiillerin bir kısmının öğretim elemanlarına uygulanması anayasal bakımdan sorunlara yol açacak niteliktedir. Şöyle ki, 657 sayılı Kanun'da yetkili olmadığı halde basına demeç vermek kınama cezasını gerektiren fiiller arasında sayılmıştır. Bir öğretim elemanının bilimsel faaliyet alanına ilişkin bir konuda basın veya medya aracılığıyla kamuoyuna açıklamada bulunmasının disiplin yaptırımına bağlanması ise bilim hürriyeti ile bağdaşmamaktadır."
Gerekçede, 2547 sayılı Kanun'da siyasi parti faaliyetinde bulunmamak kaydıyla yükseköğretim kurumlarındaki öğretim elemanlarının siyasi partilere üye olabileceklerinin düzenlendiği hatırlatıldı.