Yolsuzluğu soruşturan polisler, adreslerini cezaevi olarak bildirdi

Türkiye'yi sarsan 25 Aralık yolsuzluk dosyasında görev aldıkları için yargılanan emniyet mensuplarının davasında avukatlar, mahkemeye yetkisizlik itirazında bulundu. Dosyanın Ankara'ya gönderilmesi gerektiğini ifade eden avukatlar, müvekkilleri hakkındaki işlemlerin siyasilerin talimatıyla yürütüldüğünü vurguladı.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya eski Mali Şube Müdürü Yakub Saygılı'nın da aralarında bulunduğu bu dosyadan tutuklu 6 kişi cezaevinden getirildi. Başka dosyadan tutuklu 3 kişi ile tutuksuz yargılananlar ve avukatları da salonda hazır bulundu. İddianamede mağdur ve müşteki olarak gösterilen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile bazı bakanların avukatları da duruşmaya geldi.

Duruşmada önce sanıkların kimlik tespiti yapıldı. Tutuklu emniyet mensupları adreslerini cezaevi olarak bildirdi. Kimlik tespiti devam ettiği sırada sanık avukatlarından Osman Ertürk, şikayetçi olan siyasilerin avukatları ile yan yana oturduğunu, hazırlamaya çalıştığı savunmasını gizlemeye çalıştığını, 74 yaşında bir avukatın ayakta kaldığını belirtti. Fiziki şartların adil yargılamaya uygun olmadığını belirten Ertürk, "Ya müdahil avukatlar uygun bir yere alınsın ya daha geniş bir salona geçelim ya da hep birlikte Silivri'ye gidelim. Öncelikle bu konuda bir karar vermenizi talep ediyorum." dedi.

Mahkeme heyeti bu talebe olumlu karşılık vermedi ve kimlik tespitine devam edildi. Tespitin ardından avukatlar söz aldı. Yakup Saygılı ve Kazım Aksoy'un avukatı eski İstanbul Baro Başkanı Muammer Aydın, yetki itirazında bulundu. Bu dosyanın hakimlerinin Yargıtay'da yargılandığını hatırlatan Aydın, aralarında bağlantı bulunduğu için yasa gereği bu dosyanın Yargıtay'daki dava ile birleştirilmesi gerektiğini söyledi.

AVUKAT MUAMMER AYDIN: DOSYA ANKARA'YA GÖNDERİLMELİ

Müvekkillerine darbe suçlamasının da yöneltildiğini ifade eden Aydın, yürütme organının Ankara'da olduğu için de dosyanın Ankara'ya gönderilmesi gerektiğini vurguladı. Aydın, mahkeme heyetinin oluşturulmasının tabi hakim ilkesine uymadığı için görevsizlik yönünden de itiraz ettiğini kaydetti.

Avukat Aydın, heyetin tabi hakimlik ilkesine uygun olmadıklarına örnek olarak Dink soruşturmasında açılan yeni dava ile ilgili kararı gösterdi. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nin suç tarihinden sonra kurulduklarını belirterek dosyayı kabul etmediğini hatırlattı.

Avukat Murat Erdoğan da, 25 Aralık yolsuzluk dosyasını özetledi. 25 Aralık'ın usul ve yöntem olarak diğer normal dosyalar gibi bir soruşturma olduğunu ancak muhatapları nedeniyle farklılaştığını kaydetti.

'DOKUNULMAZLAR, SUÇ İŞLEYENLERLE GÖRÜŞTÜĞÜ İÇİN DİNLEMEYE TAKILDI'

Yolsuzluk kapsamında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve dokunulmazlığı olan kimsenin dinlenmediğini belirten Erdoğan, dokunulmazlıkları olmamasına rağmen Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın oğlu ve damadının da dinlenmediğini ifade etti. Kamuoyunda çarpıtmalar yapıldığına işaret eden Erdoğan, dokunulmazlığı olanların suç işlediği belirtilen kişilerle yaptıkları görüşmelerin TİB tarafından kayda girdiğini hatırlattı.

'DÖNEMİN BAŞBAKANI' İFADESİ HİÇBİR YERDE GEÇMİYOR'

'Yolsuzluğun 2. ve 3. Boğaz köprüleri ile 3. havaalanı gibi projelerin engellenmesine yönelik, dış güçlerle birlikte yapıldığı, bir darbe olduğu' iddialarının sürekli işlendiğini kaydeden Avukat Erdoğan, dosyada bu projelerle ilgili hiçbir ifadenin bulunmadığını vurguladı. 'Dönemin başbakanı' ve 'örgüt lideri Recep Tayyip Erdoğan' ifadesinin de hiçbir yede geçmediğini söyleyen avukat Erdoğan, fezleke içeriklerinin tartışılmaması için bu iddiaların ortaya atıldığını ifade etti.

Erdoğan, siyasilerin 'bu bir darbe' demeleri üzerine sonradan görevlendirilen yargı ve emniyet mensuplarının altını doldurma yarışına girdiğini kaydetti.

'ERDOĞAN, BBP'Lİ REMZİ ÇAYIR'A 'SULH CEZA HAKİMLİĞİ CUMHURBAŞKANININ ÖNÜNDE, BUNLARI DEFTERİNİ DÜRECEĞİZ' DEDİ'

Müvekkilleri hakkındaki adli işlemlerin siyasilerin talimatlarıyla yürütüldüğünü uzun uzun anlatan Erdoğan, buna yönelik örnekler anlattı. Siyasilerin intikam alacaklarını, davalar açılacağını söylediğini kaydeden Erdoğan, "Dönemin Başbakanı Erdoğan, sulh ceza hakimlikleri için proje geliştirdiklerini söyledi. BBP yöneticisi Remzi Çayır, Erdoğan'ın partilerini ziyaretinde, 'sulh ceza hakimliği düzenlemesi cumhurbaşkanının önünde, onaylanır onaylanmaz bunların defterini düreceğiz' dediğini açıkladı. Bu açıklama yalanlanmadı." diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, 'Başka atamaların yanında sulh ceza hakimleri de atandı, yarın göreve başlayacaklar, neler olacağını göreceğiz' şeklinde ifadesi olduğunu kaydeden Erdoğan, Cumhurbaşkanının yargı adına konuşmakta sakınca görmediğini belirtti.

Yeni görevlendirilen savcıların hemen bir gün de onlarca klasörü inceleyip yüzden fazla polis hakkında işlem başlattığını ifade eden Erdoğan, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 'daha neler neler çıkacak' dediğini, 'pişman olduklarını söylerlerse affederiz' şeklinde ifadeler kullandığını hatırlattı.

Müvekkilleri hakkında tahliye kararlarının uygulanmaması sürecini de detaylı anlatan Erdoğan, bu olaydan sonra da siyasilerin talimat şeklinde açıklamaları olduğunu ifade etti.

Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun tahliye veren hakimlerle ilgili talimat aldıklarına dair ellerinde kayıtlar olduğunu ve açıklayacaklarını söylediğini hatırlatan Erdoğan, hala bir şey gösteremediklerini kaydetti.

Aynı hakimlerle ilgili Cumhurbaşkanının, 'HSYK toplanmakta geç kaldı' ifadesini kullandığını söyleyen avukat Erdoğan, "Bunun üzerine hemen HSYK 2. Daire Başkanı geç kaldıkları için özür diledi, araya hafta sonunun girdiğini belirtti. Devamında hemen iki hakim açığa alındı. HSYK'nın diğer yetkilileri de hakimlerin kararlarıyla ilgili 'karşılığı olur' şeklinde açıklamalar yaptılar. 5 gün sonra da tutuklandılar." dedi.

Cumhurbaşkanının, Adana'daki MİT TIR'ları dosyası üzerine bir başka konuşmasında 'yargıda başka tutuklamalar da olabilir' ifadesini kullandığını, 'yargı kırmızı kitaba göre karar verecek' denildiğini söyledi. Bir hakimin de hemen kararında 'kırmızı kitabı' gerekçe gösterdiğini belirtti.

Binlerce polis, hakim ve savcının görev yerlerinin değiştirildiğini, bazılarının meslekten atıldığını ve tutuklandığını hatırlatan Erdoğan, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun bunun üzerine '17-25 Aralık'ı sahiplerine iade ettik' dediğini söyledi.

Avukat Erdoğan, bu gelişmelerin müvekkilleri hakkındaki yargısal işlemlerin siyasilerin talimatıyla yapıldığının göstergesi olduğunu vurguladı.

Yetki yönünden itirazı olduğunu kaydeden Erdoğan, dosyanın Ankara'ya gönderilmesini talep etti.

Mahkeme, duruşmaya öğle arası verdi.



CİHAN
06 Ocak 2016 14:32
DİĞER HABERLER