TTB’nin COVID-19 pandemisi 6. Ay raporunda “İnfluenza benzeri hastalık ve ağır solunum yolu enfeksiyonu yakınmalarıyla başvuran her hastaya eş zamanlı influenza ve COVID-19 testi yapılmalı” önerisi yer aldı.
Türk Tabipleri Birliği (TTB) COVID-19 pandemisi 6. Ay değerlendirme raporunu bugün açıkladı.
Raporla ilgili basın açıklamasında konuşan TTB Merkez Konseyi Başkanı Prf. Dr. Sinan Adıyaman, “Eğer Türk Tabipleri Birliği’nin önerileri hayata geçirilseydi, eğer bizlerle sürekli, yapıcı, açık, eşitlikçi bir görüşme ve salgın kontrolü eşgüdümü sağlansaydı bugün Türkiye’de bu kadar hasta ve ölüm yaşanır mıydı? 41’i hekim olmak üzere 95 sağlık çalışanını kaybeder miydik?” dedi.
Raporda hem güncel durum hem de Sağlık Bakanlığı başta olmak üzere yetkililerin yapması gerelenler ve öneriler yer aldı.
İnfluenza ve pnömokok aşıları
Raporda, grip (influenza) mevsiminin de yaklaştığı, önlemlerin bu d gözetilerek düzenlenmesi gerektiği ifade edildi:
“Önümüzdeki sonbahar aylarında COVID-19 salgınının hız kazanacağı öngörülmektedir. Eş zamanlı olarak özellikle Ekim-Mart ayları arasında influenza’nın da artması tanısal güçlüklere yol açabilecektir.
“Bu nedenle COVID-19 tanı kapasitesi güçlendirilmeli, influenza benzeri hastalık ve ağır solunum yolu enfeksiyonu yakınmalarıyla başvuran her hastaya eş zamanlı influenza ve COVID-19 testi yapılmalı, öncül çalışmalarda COVID-19 mortalitesini azalttığına ilişkin bulgular saptanan influenza aşısının ücretsiz olarak çok yaygın biçimde uygulanması için yeterli aşı stoğu dahil olmak üzere gerekli önlemler alınmalı, risk gruplarına pnömokok aşısı da yapılmalıdır.”
“Tablonun ağırlaşacağından korkuyoruz”
“Normalleşme” döneminin etkilerine dair de şu ifadeler yer aldı:
“Bizim “yeniden açılma”, hükümetinse “normalleşme” olarak adlandırdığı kontrolsüz sürecin sonucunda hız kazanan salgın, sağlık çalışanlarının sağlığını giderek daha fazla tehdit eder hale gelmiştir. Yönetilemeyen salgın, sağlık çalışanlarını ve hekimleri yoruyor, tüketiyor, öldürüyor!
“Son haftalarda neredeyse her gün bir veya birkaç sağlık çalışanını kaybediyoruz. Bu tablonun sonbahardan itibaren daha da ağırlaşacağından korkuyoruz.
“Sağlık Bakanlığı’nın, kendilerine ilettiğimiz sağlık çalışanlarına düzenli PCR testi yapılması, PCR testi negatif ama kliniği COVID-19 ile uyumlu olanların çalıştırılmaması, kişisel koruyucu ekipman eksikliklerinin giderilmesi, COVID-19’un meslek hastalığı kabul edilmesi taleplerimize bir an önce olumlu yanıt vermesini bekliyoruz.”
Okul sağlığı hizmetleri
Ağustos sonu olarak planlanmış olan okulların açılma tarihi 21 Eylül’e ertelenmişti. Raporda, buna dair şu değerlendirme yer aldı:
“Okulların pandemi devam ederken açılması konusunda eğitimde eşitliği gözetecek bir bakış açısıyla hazırlanacak kısa, orta ve uzun vadeli stratejik planlara gereksinim olduğu, karar süreçlerine eğitim ile ilgili meslek örgütlerinin, öğretmenlerin ve ailelerin katılımının sağlanması gerektiği açıktır.
“Okullarda teması azaltacak ve risk grubunda olanları koruyacak önlemler alınmalı, okul sağlığı hizmetleri yapılandırılmalı ve etkinleştirilmelidir.”
“Salgın kamu-özel ayrımı yapmıyor”
“Salgın ile geçen 5 aydan sonra Cumhurbaşkanlığı “COVID-19 Kapsamında Kamu Çalışanlarına Yönelik Tedbirler” konulu bir genelge yayınlamıştır. Salgın çalışma yaşamında kamu-özel sektör ayrımı yapmamaktadır.
“Özel sektör, tarım sektörü ve kayıt dışı alanlarda çalışan emekçiler, esnaf ve işsizler yok sayılamaz, kamu çalışanları dışındakiler kaderleriyle başbaşa bırakılamaz. Çalışma koşulları, özlük hakları ve sağlığın korunmasına ilişkin düzenlemeler sağlık alanı da dahil olmak üzere özel sektör için de bir an önce getirilmelidir.”