Suriye'ye silah taşıdığı iddia edilen TIR'larını durdurdukları gerekçesiyle tutuklanan askerler ilk kez konuştu. Dönemin Ankara İl Jandarma Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürü Yarbay Erdal Turna, TIR'ların durdurulmasının önleyici istihbarat dinlemesi doğrultusunda yapılan sıradan bir operasyon olduğunu kaydetti. Binbaşı Bekir Karataş ise “Artık radara giren TIR'lar bile korkudan durdurulmuyor!” dedi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, Grup Başkan Vekili Özgür Özel, milletvekilleri Murat Emir, Utku Çakırözer, Tahsin Tarhan, Fikri Sağlar ile Didem Engin, Gamze İlgezdi ve Zeynel Emre, 28 Aralık'ta Hadımköy Askeri Cezaevi'nde tutuklu bulunan askerleri ziyaret ederek görüştü.
Tutuklu askerler, Suriye'ye silah taşıdığı iddia edilen TIR'lar olayının ayrıntılarına ve olay sonrası yaşadıklarına ilişkin çarpıcı bilgiler verdi. Alınan bilgilere göre, dönemin Ankara İl Jandarma Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürü Yarbay Erdal Turna, TIR'ların durdurulmasının önleyici istihbarat dinlemesi doğrultusunda yapılan sıradan bir operasyon olduğunu kaydetti. Turna, “Ankara'dan Adana'ya giden üç TIR söz konusu. 156 aranıyor ve ihbar yapılıyor. Adana'da konu değerlendiriliyor ve savcıya bildiriliyor. Farkında olmadan MİT personelini dinlemişiz. Tamamen tesadüf.” dedi.
GİZLİ TOPLANTI İDDİASINA YALANLAMA
Soruşturmada ifade veren ‘gizli' tanığı da yalanlayan Erdal Turna, “Gizli tanık tarafından 220 kişi ile gizli bir toplantı yaptığımız iddia ediliyor. O tarihte Jandarma Komutanlığı oradan taşınmıştı. Ayrıca kurum başkanı o tarihte Şili'deydi. Toplantı yaptığımız iddia edilen yerde 220 kişilik salon yok.” dedi. Diğer askerlerin ifadeleri ise şöyle:
TIR'LARI POLİSLER DURDURDU, BİZ DEĞİL
Binbaşı Mehmet Fırat (Hatay İl Jandarma Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürü):“İhbarda Reyhanlı'dan Kilis'e TIR'ların gideceği ve terör örgütüne silah taşıyacağı söyleniyor. Aynı ihbar polise de yapılıyor. Polisler TIR'ı durduruyor. Jandarma bölgesi olduğu için jandarma devriyelerine teslim ediyor. Polisin tutanağı var. İddianame bizim TIR'ı durdurmamızla ilgili ama durduran biz değiliz! Olay yerine 3 saat sonra komutanın talimatıyla gittim. Ama tutukluyum.”
KÖPEĞİ DE ‘PARALELCİ' DİYE SÜRDÜLER, NEREDE OLDUĞUNU DA BİLMİYORUZ…
Binbaşı Bekir Karataş (Adana İl Jandarma Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürü):“Casus, hain, şerefsiz, hummalı gibi muamele görüyoruz. Basından okuduklarınızın tamamı yalan. MİT'e silah çekmek, yere yatırmak filan hepsi yalan. Asıl bize küfredenler MİT'çilerdi. MİT'çiler Audi marka araçla askerlerin arasına daldı. Dört kişilerdi. İçlerinden iki kişi küfür etti. Olay çıkardı. Biz 115 kişiydik olay yerinde. Savcı TIR'lardan numune alarak serbest bıraktı. TIR'ları teslim etmek üzere Ceyhan Kışlası'na giderken bu kişiler yolu keserek olay çıkarttı. Yoksa aslında bu kadar büyümeyecek ve kimsenin haberi bile olmayacaktı. TIR'lara inceleme yapılırken kullanılan bomba arama köpeği ‘Vahim'i de ‘paralelci' diye sürdüler, nerede olduğunu da bilmiyoruz! Hatta onu eğiten görevliyi de sürmüşler.”
Vahim ve Vicdan
JANDARMA İSTİHBARAT BİTİRİLDİ
“Bu olaydan sonra artık ‘Jandarma İstihbarat' diye bir şey kalmadı. Suruç ve Ankara olaylarında bunun eksikliği olabilir. Biz bunları yaşamasak belki bu kişiler bu eylemleri yapamazdı. Şimdi istihbarat, korkusundan rahat hareket edemiyor. Radara giren TIR'ı bile korkudan durduramıyorlar.”
BURUN FARKIYLA PARALELCİ OLDUM!
Yarbay Mustafa Yardımcı (Biyoloji Şube Müdürlüğü Laboratuvar Amir Vekili): “O tarihte laboratuvar amiri burun ameliyatı olmuştu. Onun yerine ben vekalet ediyordum. Gelen numunelere ben baktım. Eğer o ameliyat olmasa ve numunelere baksa o ‘cemaatçi' olacaktı. Burun farkı ile cemaatçi olmaktan yırttı!”
‘EN İYİ SUBAYDIM, 6 AY SONRA TERÖRİST OLDUM!'
Albay Burhanettin Cihangiroğlu (Jandarma Kriminal Daire Başkanı): “25 yıl görev yaptım. Jandarma Kriminal sistemi kuran benim. Olaydan 6 ay önce TSK'nın en kaliteli subayı, albayısın dediler ve görev süremi uzattılar. Şûra kararı ile görev süresi uzatılan tek albayım. 6 ay sonra terör örgütü üyesi diye tutukladılar. TIR'dan seçilen materyaller bize 22 Ocak'ta geldi. Savcı bize yollamış. Bu delillerle ilgili Genelkurmay ve Jandarma Genel Komutanlığı'na kadar bilgi verdim. Bizi olaydan 22 ay sonra, Cumhuriyet Gazetesi haberi üzerine tutukladılar. Sordukları soru şu; ‘Bu delilleri niye incelediniz ve neden hızlı incelediniz?' Biz bu raporu 2 günde yazdık. Mühimmat olduğu zaman erken yapıyoruz. Bana, personelim olan Yarbay Mustafa Yardımcı ile neden telefonla konuştuğumu soruyorlar. Adam benim personelim! Biz görevimizi düzgün yaptığımız için buradayız.”