Yusuf Ziya Abi’ye veda…

TRT ve Samanyolu Televizyonu’nda yaptığı program ve seslendirmeleriyle tanınan Yusuf Ziya Özkan'ın ardından Yazar Nedim Hazar bir yazı kalem aldı
 M. NEDİM HAZAR - TR724.COM

Samanyolu TV henüz kurulmamış…

Sema Video isminde video kaset kiralama şirketi gibi bir şey var, birkaç samimi sanattan anlayan insan mekanda oturmuş, hassasiyeti yüksek olanların da izleyebileceği filmler, belgeseller konusunda çırpınıyorlar. Kimi belgeselleri dublajla, kimi filmlerin sakıncalı yerlerini kısaltarak hedef kitlelerinin izleyebileceği materyaller hazırlıyorlar.

Laf aramızda bazen bu “ayarlama” işi o kadar abartılıyor ki, ortaya komik ve mantık dışı materyaller de çıkıyor.

Tuareg diye bir film hatırlıyorum mesela. Filmin başrolünde kadın olduğunu yıllar sonra öğrenmiştim. Ya da bazı belgesellerde didaktizm seslendirmenin tepesine öylesine çörekleniyordu ki, hani Cuma hutbesi yerine o metinler okunsa kimse yadırgamazdı.

Fakat hakkını teslim edelim, sinemanın can çekiştiği, erotik film furyasının salonları esir aldığı, üzerine bir de askeri cuntanın nefes aldırmayan sansürlerinin olduğu dönemden bahsediyorum.

Film çekmek zaten ekonomik ve insan kaynağı olarak mümkün değil. Eldeki filmlerin ise bakılacak bir tarafı yok.

Hele de Türk filmleri.

80 sonrası başlayan sosyal duyarlılıklı kadın filmleri diye evlere şenlik bir furya var.

Sol iktidar aklı sıra sosyal duyarlılığa katkıda bulunmak için devlet kesesinden her türlü marjinal senaryoya yol veriyor.

Yoksa bu işlere para yatıran yok zaten.

İzleyen de yok haddi zatında.

İşte böyle bir zamanda ziyaretine gittim Yusuf Ziya Özkan’ın…

O bitmeyen tebessümünden cömertçe sunduğu sohbetimizde (sanırım 87 yılı filandı) belki ilerde açılacak, hassasiyeti bizim hassasiyetimize yakın TV kanallarından bahsetti umutla.

Gerçekten inanıyordu.

Ben ise, bu işe yeni merak sarmış bir sinefildim en fazla.

Diyaloğumuz giderek sıkılaşmıştı.

Sonra, Allah’ın lütfuyla elimizi attığımız her şey imkana ve cevhere dönüştü adeta.

Değil bir kanal, kanallar açıldı. Pek çok yerli yapım üretildi.

Yusuf Ziya ağabey ise bu işin temel yapıtaşlarından biri olmasına rağmen hep arka planda kalmayı tercih etti.

Ne görev veriliyorsa onu yapıyordu.

Ben ona “Aspirin” diyordum.

Öyle bir şeydi zira. Başınız mı ağrıyor Aspirin… Dişiniz, kulağınız, karnınız… Hemen bir Aspirin. Ateş yükseldi Aspirin, mideniz kötü Aspirin…

Yusuf Ziya Ağabey böyle bir şeydi. Haber sunucusu yok, hemen o geçerdi. Sohbet programının sunucusu kızıp gitmiş, hiç tereddüt etmeden çıkardı ekrana.

Normal zamanlarda ise severek yaptığı şey, mübarek aylarda ayet-hadis seslendirmesi. Bir de Hocaefendi’nin metinleri.

Kalbin Zümrüt Tepeleri yazılarını başka kimse okuyamazdı eminim.

Bir film çekimi için stüdyo sahnesi gerektiğinde sene 1990’dı ve Samanyolu’nun stüdyosundan başka çekim yapabileceğimiz yer yoktu. Gittik…

Çekimlerde seyirciye ihtiyaç var, çıkıp birkaç arkadaş buldum. Bir de sunucu…

Kimse yok…

Odasının önünden geçerken kapı açıktı beni görünce yine o müthiş tebessüm.

Hemen daldım ve “Gel abi seni filmde oynatacağım” dedim.

Tek kelime itiraz bile etmedi.

Konu nedir, kim oynuyor, kaç lira ödüyorsunuz filan.

Bunların hiçbiri mevzu bahis bile olmadı.



 


Önce böbrek rahatsızlığı onu yatağa bağladı.

Muazzam üzülmüştüm. Konuşurken hayret verici bir tevekkül içinde olduğunu duydum.

Yeryüzü bu tür muhteşem insanların yüzü suyu hürmetine herc ü merc olmuyordu eminim.

Sonra malum olaylar.

Kanal kapatılırken duyduğu hüznü anlatamam.

Ama bir a kadar da müheykel tevekkül.

Sonra uzun süre iletişimim kopmuştu.

Koronavirüse yakalandığını duydum. Çok üzüldüm.

Cennet perforecisi, yoğun bakımda derin bir aleme dalmıştı.

İyi haberini almak umuduyla dualara sarıldık. Onun o müthiş sesiyle sayısız kere dillendirdiği dualara.

Ve maalesef önceki gün acı haberi aldık.

Yusuf Ziya Ağabey, Rabb-i Rahimine gitmişti.

Muhtemelen o müthiş sesiyle, “Ben geldim ya Resulallah” diyecekti. “Gönüllere sizin sevdanızı nakşetmek için sesini amade eden ben; Yusuf Ziya Özkan…”

Zihnimde Fecr suresinin son ayetleri dönüp duruyor:

“Ey kâmil bir iman ve salih amellerle huzura ermiş nefis! Sen O’ndan razı, O da senden razı olarak Rabbine dön! Dürüst ve samimi kullarımın arasına katıl! Cennetime gir!”

Rabbim cennet-ül firdevsteki en mutena mekanlarda ağırlasın inşallah!

Buyurun onun o muhteşem sesinden bir çalışma


<iframe width="560" height="315" src="https://www.youtube.com/embed/z_NrZdaV43Q" title="YouTube video player" frameborder="0" allow="accelerometer; autoplay; clipboard-write; encrypted-media; gyroscope; picture-in-picture" allowfullscreen></iframe>
04 Eylül 2021 15:01
DİĞER HABERLER