Yüzde 50'nin sırrını açıkladı!

Yüzde 50'nin sırrını açıkladı!
Seçim Koordinasyon Merkezi Başkanı Mustafa Ataş, çalışmalarını şöyle anlattı....
* Çalışmaya 2010’un Şubat-Mart ayından itibaren başladık. Bir plan yaptık, planı bozmadık. Sadece referandum için ara plan koyduk. Üç ay toplantılar yaptık Altı bölge belirledik. Her bölgenin bir koordinatörü oldu. Herkese 19 il belirledik... * İnsanların giyim kuşamından, el sıkmasına kadar bütün bu detayları arkadaşlarımızla paylaştık. Saçı, sakalı, günlük traşı, ayakkabısının boyası, pantolonun ütüsüne kadar bunları ısrarla tekrarladık. 4 binin üzerinde arkadaşlarımızı eğittik... İktidar partisinin 4. katında bulunan Seçim Koordinasyon Merkezi (SKM) seçim dönemi boyunca ‘kozmik kat’ olarak çalıştı. Özel kart verilen bir avuç insanın dışında kimse bu bölüme giremediği gibi milletvekili adayları da 4. kata adım atamadı. Genel Merkez, SKM Başkanı Mustafa Ataş ve Seçim İşleri Başkanı Haluk İpek’le tüm Türkiye çalışmalarını buradan yürüttü. Yüzde 50’nin arkasındaki organizasyon olan SKM’nin çalışmalarını Başbakan Erdoğan’la il başkanlığı döneminden bu yana birlikte çalışan İstanbul Milletvekili Ataş anlattı: * Herkes yüzde 50’nin sırrını merak ediyor? Başbakanımızın olağanüstü performansı, Ak Parti iktidarlarının istikrarlı olması ve güven vermesi. Başbakanımız dünyada hiçbir siyasi lidere, Başbakan’a nasip olmayacak bir özgüvenle ülkeyi yönetti. Milletimiz kendisine büyük güven duyuyor. Milletimiz bu siyasi yapıya öyle alıştı ki eski alışkanlıkları unuttu, yepyeni bir sayfa açtı. Başbakanımızın 1994 yılındaki İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlğı sürecindeki başarısı, çalışkanlığı üçüncü dönem iktidarımızın mihenk taşıdır bana göre. Biz milletimizi mahçup etmedik, millet de bizi mahçup etmedi. * Temiz sayfadan kastınız nedir? Yani yerine getirilmeyen vaatler. Millet bunları siyaset tarihinin tozlu raflarına kaldırdı. Ak Parti’yle temiz bir siyaset anlayışı yerleşti. 2002 yılındaki genel seçimlerde Başbakan ‘Size 3 yıllığına hiçbir şey vaat etmiyorum. Sonrasında gerçekleşeceğini göreceksiniz’ demişti. Öyle de oldu. Bu imaj üçüncü dönem seçim kampanyamızda milletin kafasına yerleşti. Millet ‘Tayyip Erdoğan söylüyorsa yapar’ dedi. * SKM kozmik kat olarak anıldı. Nasıl çalıştınız? Biz kendimize örnek olarak Başbakan’ı aldık. Kendisiyle 30 yılı aşkın süredir birlikte siyaset yapıyorum. Teşkilatçılıktaki disiplini, takipçiliği, çalışma performansını Başbakanımızın alışkanlığından kazandık. Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nda program sorumluluğunu üstlendim. Kendimi çok şanslı hissediyorum bu anlamda. Çünkü bu herkese nasip olmaz. Disiplin içinde çalışmalarımızı ortaya koyduk. * Düğmeye ne zaman bastınız? AK Parti olağan 3. genel kurulunun sonrasında başladık. Yani 2010 yılının Şubat-Mart ayından itibaren başladık. O tarihte genel seçimle ilgili master bir plan yaptık. Önümüze bir plan koyduk ve yapılacak her şeyin tarihi belirlendi. Araya bir referandum girdi biliyorsunuz. Buna rağmen planımızı bozmadık. Halk oylamasına yönelik ara programlar koyduk. Diğer yandan planlarımız devam etti. Kasım ayında da teşkilata yönelik çalışmalara başladık. * Teşkilata yönelik ne tür çalışmalar yapıldı? Türkiye genelinde 6 bölge belirledik. Her bölgenin bir bölge koordinatörü oldu, bunlar seçim işleri başkan yardımcımızın yardımcısı olarak görev yaptılar. Herkesin sorumlu olduğu 12, 13 veya 14 il verildi. Sonra 19 il belirledik ve oralarda bölge toplantıları yaptık. Tam 3 ay sürdü. * Kimler katıldı toplantılara? Birimimizle ilgili il ve ilçe düzeyinde sorumlu arkadaşlarımızı çağırdık. İl seçim işleri başkanı, il SKM başkanı, kadın ve gençlik kollarımızın il seçim işleri başkanları, hangi illeri toplantıya çağırdıysak onların ilçe başkanları, ilçe seçim işleri başkanları ve ilçe SKM başkanlarından oluşan toplantılar oldu. Çok kalabalık toplantılarda verim düştüğü için sayının 200-250’yi geçmemesine dikkat ettik. İl ve ilçelerde SKM’ler nasıl çalışacak bunları çok detaylı olarak anlattık. Sonra insani ilişkiler noktasında miletvekili adaylarımızın halkla nasıl temas kuracaklarını anlattık. SKM’lerin hizmetleri nasıl olacaktan, insanların giyim kuşamından, el sıkmasına kadar bütün bu detayları arkadaşlarımızla paylaştık. Seçmenin gözüne bakacaksınız * Milletvekili adaylarınız vatandaşın elini nasıl sıktılar? Biriyle tokalaşırken o kişinin gözlerine bakmıyorsanız, bu eksik bir insan ilişkisidir. Elini sıktığınız insanın mutlak gözünün içine bakacaksınız ve göz teması olacak. Bütün bu incelikleri arkadaşlarımıza anlattık. Saçı, sakalı, günlük traşı, ayakkabısının boyası, pantolonun ütüsüne kadar bunları ısrarla tekrarladık. Yüzde yüz başarı olduk mu derseniz hayır, ama anlattık. * Eğitimde başka nelere dikkat etmeleri konusunda uyardınız? Mesela esnaf ziyaretine giderken 10 kişinin birden içeri girmemesi gerektiğini söyledik. Müşterisi varsa uğurladıktan sonra girmesini istedik. Kimsenin alış veriş sistemini bozmamaları gerektiği konusunda uyardık. Araçlarımıza ‘11’den sonra anons yapın insanları rahatsız etmeyin’ dedik. Hızlı kullanmayın, durun, ananston sonra devam edin dedik. Bunlar bile düşünüldü. Adaylarımızın yanında ilçe, il yönetimi, kadın kolları, gençlik kolları, belediye meclis ve il genel meclisi üyelerimizden mutlaka bir ekip oldu. Yani her adaya böyle bir ekip kuruldu. * Diğer partilerden daha önce yola çıktınız diyebilir miyiz? Şöyle anlatayım, YSK seçim takvimini yayınlamadan biz kendi iç takvimimizi yaptık. Önceki yılların tecrübelerine dayanarak bu programı çıkardık ve kademe kademe uyguladık. Her gün ne yapacağımız belliydi. Bu nedenle hiçbir sıkıntı yaşamadık. Sayın Başbakan ve Genel Başkan Yardımcılarından oluşan kurullar saat gibi, tıkır tıkır işledi. Hiçbir aksaklık olmadı. Müthiş bir ekip çalışması yaptık. Adaylar çalışmaya başladı ve her gün il başkanları, adaylar ile bire bir görüştüm. Ne yapıldı, bilgi aldım. En az aradığım il başkanını 2 defa aramışımdır. * Kaç kişiye eğitim verdiniz? 4 binin üzerinde il, ilçe seviyesinde arkadaşlarımızı eğittik. Onlar da kendi altlarına o eğitimi verdiler. * Adayları adım adım takip ettiniz yani... Hepsiyle bizzat ben görüştüm, teşkilatın programları düzenli yapıp yapmadığını sordum. Ama teşkilatları da çalışmalar nasıl gidiyor, şikayet, eksiklik var mı diye aradım. İki tarafı da bir anlamda test etmiş oluyorsunuz. Her gün ortalama 200 civarında görüşme yaptık. Başbakanımızın çok önemli gördüğü iki husus “disiplin” ve “takip”tir. Disiplin olmayan yerde kargaşa vardır. Takip edilmeyen bir işin sonuçlanması ise mutlaka zaafa uğrar. * Başbakan çok sert görünüyor dışardan bakınca... Başbakanımızın ilke ve kuralları var. Bunlardan taviz vermeyen biri. İkili sohbetlerde ise inceliği ve hassasiyeti var. Bir yandan yapılacak işle ilgili korkunç derecede kuralcı, disiplinli, takipçi diğer tarafta sohbet ettiğinizde örneğine çok az rastlanacak bir beyefendi. Esprili, güler yüzlü.. Tanımayan bir insan ‘çok sert , kuralcı’ diyebilir. Ama ikili ilişkide farklıdır. Bunu söylerken bir taraf çok olumlu bir taraf olumsuz anlamında söylemiyorum. Eğer o disiplin, takipçilik, kuralcılığı olmasaydı bu başarılar elde edilemezdi. Mesela bana bir görev verdiyse 1 gün, olmadı 5 gün hatta 5 yıl sonra hesabını sorar. Siz unutursunuz ve zannedersiniz ki o da unutur. Unutmaz. Zamanı gelince, ‘o iş ne oldu’ der. Siz hangi iş derken ‘unutmuşsun’ dediğinde şaşırır kalırsınız. Yakınında çalışmak çok zevkli ama çok da zor bir şey. Sahada 500 bin kadın çalıştı * Kadın seçmenlerin ilgisi çok fazlaydı. Özel bir çalışmanız oldu mu? Kadın kollarımız genel merkezden başlar, mahalle, sandık teşkilatlarına kadar uzanır. Her ara kademede görev yapan kadın kollarımız var. Bu seçimin kahramanı kadın kollarımız, daha doğrusu kadın çalışmalarımızdır. Birinci pay Başbakan’ın, ikinci pay kadınlarındır. Kapı kapı seçmen seçmen dolaşarak emek verdiler. Uykularından, eşlerinden, çocuklarından fedakarlık ettiler. * Sahada kaç kadın çalıştı? 81 il teşkilatı, 956 ilçe, belde, mahalle teşkilatlarımızı da katarsak tahmin ediyorum 500 bine yakın bayan kardeşimiz sahada aktif çalışma yaptı. * Sizinle irtibatları nasıl oldu? Biz genel merkez düzeyinde muhatap oluyoruz. Hiyerarşik yapıyı da çiğnemeden. İlçedeki bir sorunu muhatap olarak çözmek yerine oradaki il başkanlığı ile çözmeye çalışıyorum. O hiyerarşik yapıyı çiğnerseniz İl başkanlığının otoritesi zayıflar. Teşkilatçılıktaki kuralları işletmeye çalışıyoruz. 12 Haziran gecesi nasıl geçti * Seçim gecesi Türkiye genelinde 1900 bilgisayarla aynı anda il ve ilçelerde verilerimizi aldık. Sandıktan gelen resmi belgeyi elinize aldıktan sonra girişleri yaptırdık. YSK’nın sonuçlarını karşılaştırdık. * İllerimiz ilçe, ilçeler mahalle, mahalleler sandık bazında analiz yapacak. Biz il bazında yapacağız. Şimdi ilk işimiz il teşkilatımızdan değerlendirme raporları almak. Aksaklıklar nedir, kim aksattı, eksiklik neler, gibi. Bunlar bizim bir sonraki seçim için ön hazırlığımız olacak. Şimdiden başlamazsak başaramayız. Başarımızın temelindeki sır burada yatıyor. İŞTE AK PARTİ’NİN ‘KOZMİK ODASI’ Seçim Genel Merkezi, Ak Parti Genel Merkezi’nin 4. katında kuruldu. Özel kart verilen bir avuç insanın dışında kimse bu bölüme giremediği gibi milletvekili adayları da 4. kata adım atamadı. Genel Merkez, SKM Başkanı Mustafa Ataş ve Seçim İşleri Başkanı Haluk İpek’le tüm Türkiye çalışmalarını buradan yürüttü. SKM, Vecdi Gönül’ün seçim kampanyası sırasında “Sadece yemek yemeye vaktimiz var” diye yakınmasına, Bülent Arınç’ın “gitmeliyim, nöbet yazmışlar” diye koyu sohbeti bırakmak zorunda kalmasına neden olmuştu. ‘Erdoğan Modeli’ uyguluyoruz * Bu modele İstanbul büyükşehirle başladınız yanılmıyorsam. Örnek aldığınız ülke veya seçim çalışma sistemi oldu mu? Hayır. Almadık. Temeli Başbakanımıza dayanıyor. Büyükşehir adaylığında Başbakanımızla o dönemde çalışma yapan arkadaşlarımız hep sahayı gözlediler. Bu amatör bir çalışma ile elde edildi. O zaman, şimdi profesyonel olarak yaptığımız çalışmaları yapmaya hiçbir imkanımız ve zeminimiz yoktu. Amatör bir ruhla çalışıyorduk. Ama ‘başaracağız’ diyor ve buna inanıyorduk. 1994’te Erdoğan’ın belediye başkanlığını alacağına bizim dışımızda kimse inanmıyordu. Ama biz inanmıştık. O inançla, o kadro gece gündüz çalışarak 110 bin fark attı ve seçimi aldı. * Recep Tayyip Erdoğan modeli mi diyeceğiz yani? Ben öyle diyorum. Başbakanımızın disiplin, takip ve kuralcı yapısını ilke edindik. Bu o gün birlikte çalıştığı tüm arkadaşlarımıza sirayet etmiştir. * Başbakan kaç saat uyuyor? 4-5 saati geçmez tahmin ediyorum. Eğitimlerde de hep şunu vurguladım: Hepimizin bir görevi var. Varlık sebebimiz Başbakanımızın üzerinden yük almaktır, yük olmak değil. Yüz gram yük almaya gücün yetiyor ve almıyorsan görevini yerine getirmiyorsun demektir. Sayın Başbakan günde 18 saat çalışırken, 8 saat çalışıp eve gitmek bana yakışmaz diye düşüyorum. O koşarken ben yürümemeliyim, hiç olmazsa hızlı adımlarla gitmeliyim.Vatan
16 Haziran 2011 14:40
DİĞER HABERLER