Zaman durdu, PC ne yapsın?

Samanyoluhaber.com yazarı Kadir Gürcan'ın haftalık yazısı
KADİR GÜRCAN

Sürpriz seçim sonuçları gelmeye başladıktan sonra havuz medyasının internet sitelerinde garip şeyler oldu. Sabahın erken saatlerinde önceden garantilenmiş zafer coşkusu öğleden sonra beklenmedik bir iç çöküntüye dönüşüverdi. Dağılmışlığı toparlama gayreti olduğu her halinden dökülen tatsız-tuzsuz Balkon ritüeli de yaraya pek merhem olmadı. Nerde o eski coşku, nerede o eski zafer günleri! 

Şokun tesirinden olsa gerek internet sitelerinin güncellenme periyodu sabah saatlerine asılı kaldı. Hatta kendi kendime “Acaba benim Karakaçan da mı bir arıza var?” diyerek PC (HP Windows) mi, eski tutkum Mac ile değiştirsem mi diye düşünesim geldi.

Meğer öyle değilmiş. Günlük haber akışı ve propaganda listesini Saray'dan direktif olarak alan havuz medyası için bağlantıda yaşanan hafif aksama derin hasarlı kalp krizine dönüşmesin mi? Cumhurbaşkanı'nın gecenin ilerleyen saatlerinde yapacağı sönük Balkon Konuşması'na kadar haber merkezi çalışanları, iktidarın yıpranmış ekran yüzleri ile vakit kazanalım derken bir yandan da dozajı yüksek antidepresan ile teskin olmuşlar. Heyhat ki, o derde deva olmadı. 

Ağır yenilginin verdiği hasarın şiddetini hafifletmek için arkasına sığınılan “Seçmen ne mesaj verdi. Bu bizim için bir uyarı. Sandık sonuçlarını iyi okumalıyız. Halkımızın takdirine razıyız! Seçimden çıkarılacak dersler!” türünden alışılmış klişelere inanmadıkları gün gibi aşikar. Eğer bir hafta önceki tahminleri tutsaydı haklı çıkmış olmanın şımarıklığına şahit olacaktık. Seçim mağlubiyetinden fevri dönenlerden biri “Materyalist eğitim yüzünden kaybettik!” demez mi? Yahu aynı seçmen 14 Mayıs'ta size oy vermedi mi? Bu eğitim dediğiniz şey Ramazan Pidesi değil ki, mevsimi gelince farkedilsin ederini üzerinde satışa sunulsun. Eğer on yıllık temel eğitim sürecinde veremediğiniz zihni aydınlanma ve değişimi on ay içerisine sıkıştıran bir eğitim teklifi varsa, bence bu süreci dikkate alıp, adını ne koyarsanız koyun denemekte fayda var. 

YSK'nın iktidar ve Saray memnuniyetini esas aldığı çalışma takvimi seçim öncesi ve sonrasında devam etti. Seçimlerin adilane şartlarda gerçekleşmesini teminin ötesinde bizzat seçim sonucuna tesir etme gayretleri yeni değil. 2019 seçimlerinde İBB Başkanı'na “Mazbatasını vermeyiz!” diyerek ayak direten YSK Başkanı şimdi tarih oldu ancak kurumun işleyiş mantalitesinde fazla bir değişiklik olmamış. Van'da denenen mazbata garabeti bu yüzden kimseyi şaşırtmadı. Seksen beş milyonun önünde işi oldu-bittiye getirmelerine ramak kalmıştı ki sandıktan çıkan ağır darbenin öyle yara bandı ile falan tedavi edilemeyeceğini anlayıp geri adım atmak zorunda kaldılar. Bereket versin, daha önce İstanbul'da yaptıkları gibi “Seçim yenilensin!” demediler. Van'da yüzde elli beş ile kazanan adayın seçim tekrarında yüzde yetmişe çıkması işten bile olmazdı. Nitekim 2019 yerel seçiminde İstanbul'da yaşanan bu değil miydi?
Seçim sonrasında hükümetin yaptığı durum değerlendirme girişimleri de inandırıcı değil. Yenilginin şokunu atlamaları için biraz süre gerekecek. Kolay değil, yerel seçimin şoku ile freni fazla zorlayınca bütün balatalar ile birlikte yürüyen aksam zarar gördü. Şimdilik kabineyi şöyle bir harmanlayıp, bir kaç etkisiz bakanı trenden indirince seçmenin düştüğü derin korku, inkisar ve endişeyi dağıtacaklarını düşünüyorlar. Durum değerlendirmesi yine eski bildiğiniz edebiyat; “Eski ayarlarımıza geri dönelim!”.
Teknolojik gelişmelerde mevcudu muhafaza ya da eski ayarlara dönme girişimleri pek başarılı olmuyor. Cell phone da dahil elektronik cihazlarda sürekli geliştirilen uygulamalar bir sonraki versiyonun uyumunu da dikkate alarak yol alıyor. Yoksa yeni geliştirilen uygulamanın eskinin tekrarı olmasının mantıki bir zemini yok. Yeni uygulamalara adapte olamayanlar da zaten sürümden kaldırılıyor. Cep telefonlarında çığır açan ve bizzat Steve Jobs'ın tanıttığı Iphone'in ilk versiyonu şimdi sadece teknoloji müzesinin için bir şey ifade ediyor.

İktidarın seçim kampanyası boyunca joker olarak kullandığı Saray'ın debdebeli mitinglerine ne oldu dersiniz? Havuz medyasının elle saymış gibi verdiği abartılı rakamlar eğer doğruysa yerel seçimler mevcut iktidarın ciddi bir galibiyet alması gerekiyordu. Ancak gelinen noktada kızgınlığın sadece muhalefet ile sınırlı kalmadığı, aksine bizzat iktidar tabanının da ciddi bir sarsıntı yaşadığı hatta fark edilir bir eksen kaymasına düştüğünü söyleyebiliriz. 

Seçim akşamı Balkon Konuşması'nın ardından elindeki pankartları sürüye sürüye evine giden iktidar seçmenlerinin, “Bir değil, iki değil. Adam üç defadır aynı rakibe yeniliyor!” burukluğu ile derin bir hicrana sürüklendiğini tahmin edebiliriz. Dahası, geçtiğimiz yıl yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde eğer İBB Başkanı aday olsaydı on ay önce “Üçüncü yenilgi!” ye şahit olur muyduk diye düşünüyor olmasınlar? Şeytan bu, olmadık şeyleri akla getirir mi getirir. 

Neyse ki, klavye tuşları iyiden iyiye yıpranan emektar PC'min boşuna günahını almışım. Meğer zaman sadece Saray'a bağlı mantalite için durmuş ve kısa zamanda tekrar aktif olması ya çok zor ya da imkansız. Pazartesi'ye uyanmamak için gözlerini kapatan bir ekibin eski ihtişamlı günlerin hayalinden kurtarmak kolay olmayacak.
08 Nisan 2024 15:34
DİĞER HABERLER