G20 Zirvesi dolayısıyla dünyanın gözü Türkiye'ye çevrilmişken, polislerin ülkenin en çok satan gazetesi Zaman'ın önüne TOMA ve helikopterle gelmesi Meclis gündemine taşındı. CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Zaman'a baskıyı Başbakan Ahmet Davutoğlu'na sordu.
Davutoğlu tarafından cevaplandırılması istemiyle Meclis Başkanlığına soru önergesi veren Tanrıkulu, "Koza-İpek Grubu'nun Bugün ve Millet gazetelerine kayyum atanmasından sonra Özgür Bugün ve Özgür Millet adıyla çıkarıldığı iddia edilen gazetelerin Zaman Gazetesi'nin matbaası Feza Gazetecilikte basıldığı ihbarı üzerine polis dün gece matbaaya baskın düzenlemiştir. Matbaanın yanı sıra Zaman Gazetesi'nin Yenibosna'daki merkez binasına TOMA ve çok sayıda polis gelmiş, Bakırköy 3. Sulh Ceza Hakimliği'nin, 556 sayılı markalar hakkındaki kanun hükümlü kararname gereğince marka hakları hukukuna aykırılıktan ve Özgür Bugün isimli gazetenin künyesinde yer alan basım yeri Feza Gazetecilik AŞ olarak göründüğünden, burada basılıp basılmadığının tespiti için arama kararı çıkartıldığına karar verildiği belirtilmektedir. Ancak bu karara aykırı olarak polisin Zaman Gazetesi, Today's Zaman Gazetesi ve Aksiyon Dergisi'nin yazı işlerine de girerek burada arama yaptığı ifade edilmektedir." dedi.
Bu bağlamda Tanrıkulu, şu soruları yöneltti: "Gerekli izinleri alarak yayın yapan Özgür Bugün Gazetesi'ne yönelik 'isim hakkı' konusundaki bir şikayet üzerine, bu gazeteyle 'basım' dışında hiçbir ilgisi olmayan matbaanın hedef alınmasının gerekçesi nedir?
Zaman, Today's Zaman ve Aksiyon Dergisi'nin yazı işlerine polis baskını neden gerçekleşmiştir?
Zaman Gazetesi'nin Yenibosna'daki merkez binasına TOMA ve çok sayıda polisin gelmesi muhalif olarak görülen medyayı sindirme amaçlı değil midir?
Bu baskının Zaman'a yapılacak bir el koymanın provası olduğu iddiası doğru mudur? İddia doğru ise bu şekilde olası el koymada gösterilecek kamuoyu tepkisi mi test edilmektedir?
Zaman ve muhalif olarak görülen diğer medya gruplarına da baskın yapılacağı ve kayyum atanacağı iddiası doğru mudur?
İddalar doğru ise hükümeti eleştirme hakkının olmadığı bir medya yapısına mı geçilecektir?" CİHAN