Zaman'a kayyım tehdidine tepki yağıyor

Zaman'a kayyım tehdidine tepki yağıyor
Anayasa Mahkemesi'nin gazetecilikle ilgili verdiği özgürlükçü karardan sonra medyaya yönelik yeni bir linç kampanyası başlatıldı. Siyasiler, Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül'ün yeniden tutuklanacağı ve Zaman Gazetesi'ne kayyım atanacağı iddialarına da çok sert tepki gösterdi.

MHP GRUP BAŞKANVEKİLİ OKTAY VURAL: TÜRKİYE KAYYIMLAR ÜLKESİ OLDU

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Grup Başkanvekili ve İzmir Milletvekili Oktay Vural, Zaman Gazetesi'ne kayyım atanacağı iddialarına sert tepki gösterdi. "Kayyımlar ülkesi oldu Türkiye" diyen Vural, "Zaten Başbakanlığı da kayyım olarak Cumhurbaşkanı götürüyor. Bakanları da kayyım olarak Cumhurbaşkanlığı danışmanları yürütüyor. Türkiye'de maalesef artık hiçbir medyanın hiçbir özgürlüğü kalmamış. İstediği zaman, istediği yere kayyım atayabilirler. Doğrudan doğruya kayyımla yönetilen bir devlet haline geliyoruz. Bu bir susturma ve yok etme operasyonudur." dedi.
 
KÜLTÜR VE TURİZM ESKİ BAKANI: ÇOK TEHLİKELİ BİR YERE DOĞRU GİDİYORUZ

Kültür ve Turizm eski Bakanı ve aynı zamanda tecrübeli bir hukukçu olan Ertuğrul Günay, Zaman Gazetesi'ne kayyım atanacağı yönündeki iddialara sert tepki gösterdi. Günay, "Çok tehlikeli bir yere doğru gidiyoruz. Bu bir siyasi kavga olmanın ötesine geçti. Türkiye Cumhuriyeti'nin bütün temellerinin, kurallarının ve kurumlarının yıkılacağı bir kaosa doğru sürükleniyoruz." dedi. Ertuğrul Günay, sözlerini şöyle sürdürdü: "Çok tehlikeli bir yere doğru gidiyoruz. Bu bir siyasi kavga olmanın ötesine geçti. Türkiye Cumhuriyeti'nin bütün temellerinin, kurallarının ve kurumlarının yıkılacağı bir kaosa doğru sürükleniyoruz. Herkese, en başta da hukukçulara büyük görev düşüyor. Kendimizi, kendi kişisel ikballerimizi, makamlarımızı, mevkimizi mi koruyacağız, yoksa bu vatanı, bu vatanda birlikte barış içinde yaşama ortamını mı koruyacağız? Hepimizin buna karar vermesi lazım."

İSTANBUL MİLLETVEKİLİ MAHMUT TANAL: HALKIN ÖĞRENMESİNDEN KORKUYORLAR 

CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal Zaman Gazetesi'ne kayyım atanacağı iddialarına da tepki gösterdi. Tanal Twitter hesabından şunları yazdı; "Zaman'a saldırı vatandaşın öğrenme ve bilginlendirme hakkına saldırıdır. Halkın öğrenmesinden korkuyorlar. Zaman'a saldırı ifade özgürlüğüne, düşünce açıklama özgürlüğüne saldırıdır. Basına saldırı demokrasiye ve hukuk devletine saldırıdır."dedi.

İZMİR MİLLETVEKİLİ TACETTİN BAYIR: GÖZÜ DÖNMÜŞ BUNLARIN

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir Milletvekili Tacettin Bayır, Zaman Gazetesi'ne kayyım atanacağı yönündeki iddialara sert tepki gösterdi. Bayır, "Gözü dönmüş bunların. Kendileri için yazan çizenlere balparmak, her şey serbest ama tarafsız yazan ya da biraz eleştirenlerin kafasını koparmaya çalışıyorlar. Kendilerince 28 Şubat'ın intikamını alıyorlar. 'Şimdi sıra bizde' diyorlar. Gün olur devran döner, bunların hesabı sorulur." dedi. Bayır, "Muhalefetin sesi duyulmasın istiyorlar. Kendi havuz medyalarıyla toplumu hipnoz altına almak istiyorlar. Bunu kısmen başardılar. Bu partinin bu uygulamalarla bu oyu alması imkansız. Ama toplumun bilgi alma, haber alma özgürlüğünü ortadan kaldırdıkları için toplumda hipnoz olmuş durumda. Daha kötü olacak gibi görünüyor ama bu iş böyle gitmez. Bir yerde patlayacak. Toplum o hipnozdan kurtulacaktır." dedi.

İZMİR MİLLETVEKİLİ AV. MURAT BAKAN: BASIN HÜRDÜR SANSÜR EDİLEMEZ

Zaman Gazetesi'ne kayyım atanacağı iddialarına tepki gösteren Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir Milletvekili Av. Murat Bakan, "Özgür basın için ve anayasanın, 'Basın hürdür sansür edilemez' ilkesi gereği, Anayasal hakkımızı korumak için Zaman Gazetesi'nin yanındayız." dedi. İktidarın kendisine muhalif olanlara bir bahane ile yönelip önce onları toplum nezdinde itibarsızlaştırmak için havuz medyası aracılığı ile saldırıp karaladığını, kimi gazetecileri vatan haini, sanatçıları ve yazarları da topluma düşmanmış gibi göstermeye çalıştığına dikkat çeken Bakan, "Toplumun tüm muhalif kesimlerini susturmayı hedeflenmektedir. Uzun zamandır özgür basına karşı atılan adımları ibretle izledik. Daha önce yedi kanatın dijital platformdan çıkarılması, Bugün TV, Kanaltürk ve Bugün Gazetesi'ne kayyum atanmasının sonuçları ortadadır."

İZMİR MİLLETVİKİLİ ATİLLA SERTEL: TÜRKİYE'DE BALIK BAŞTAN KOKUYOR

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir Milletvekili ve İzmir Gazeteciler Cemiyeti eski Başkanı Atila Sertel, Zaman Gazetesi'ne kayyım atanacağı yönündeki iddialara sert tepki gösterdi. Sertel, "Ne yazık ki Türkiye'de balık baştan kokuyor." dedi. Konu ile ilgili olarak açıklama yapan Sertel, söyleyecek söz bulamadığını kaydetti. Sertel, "Türkiye'de gerçekleri yazan tek medya kuruluşu bırakmayıncaya kadar sanıyorum bu çabalarını sürdürecekler. Ama çare tükenmiyor, çare tükenmez. Mutlaka başka çareler bulur insanlar ve artık haberleşmenin, iletişimin elektronik ortamda sağlandığı ülkemizde muhalefet sesini duyurmanın yollarını bulacaktır." şeklinde konuştu.

Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar, Ankara Temsilcisi Erdem Gül ve Zaman gazetesine kayyım atanması tehditlerine gazeteciler tepki gösterdi.

 ÇAĞDAŞ GAZETECİLER DERNEĞİ BAŞKANI AHMET ABAKAY: YİNE GAZETECİLİK YARGILANIYOR

Her makamı basın ve ifade özgürlüğüne saygılı olmaya davet ediyoruz. Yine gazetecilik yargılanıyor. Cumhurbaşkanı 'Anayasa Mahkemesi'ni tanımıyorum' diyerek taraf oldu ve mahkemeleri tehdit ediyor. Oysa bizim için önemli olan haberin doğru olmasıdır. Cumhurbaşkanı da Dündar ve Gül'ün haberini doğruladı. Bu tavır basın ve ifade özgürlüğü ile uyuşmuyor. Zaman Gazetesi için ortaya atılan iddialar da umarım ki doğru çıkmaz. Arkadaşlarımız orada gazetecilik yapıyor. Bu basın özgürlüğüne ciddi bir tehdittir. Türkiye bunlara layık değil. Basın özgürlüğü sıralamasında Afrika ülkeleriyle aynı sırada sayılıyor. Hiçbir gazeteye dokunulamaz. Bunu asla kabul etmiyoruz ve her makamı basın ve ifade özgürlüğüne saygılı olmaya davet ediyoruz.

ÖZGÜR DÜŞÜNCE GAZETESİ YAZARI NAZLI ILICAK: MEMLEKET ARTIK UÇURUMDAN DÜŞTÜ

Gazeteci-yazar Nazlı Ilıcak, Zaman Gazetesi'ne kayyım atanacağı iddialarına tepki gösterdi. Ilıcak, "Zaman gazetesine böyle bir şey yapılırsa çok üzüntü duyarım. Türkiye uçurumun eşiğinde diyorduk ama memleket artık uçurumdan düştü." dedi. Ilıcak şu açıklamayı yaptı: Zaman gazetesine böyle bir şey yapılırsa çok üzüntü duyarım. Sadece Zaman gazetesi ve gazeteciler için değil artık tüm ülkem adına çok üzüntülü ve kaygılıyım. Şimdi ya kadar Türkiye uçurumun eşiğinde diyorduk ama memleket artık uçurumdan düştü. Yapılanlara bazen bu sözler bile az kalıyor. Medyaya çok muazzam bir baskı var. Sesini çıkaran mecralara çöküyorlar sonra batırıyorlar. ileri demokrasi yayın kuruluşuna çök batır anlayışı.  Basın hürdür sansür edilemez deniliyor ancak kayyım yoluyla el konuluyor sonra da batırılıyor. Herkes yapacaklarının hesabını tek tek ödeyecek. Birçok kişi işsiz ve hakarete maruz kalıyor. İnsanların hürriyetleri ellerinden alınıyor. Can Dündar ve Erdem Gül'ün peşini hala bırakmadı. Bindik bir alamete gidiyoruz kıyamete sözü bizi özetliyor

YENİ ASYA GAZETESİ GENEL YAYIN YÖNETMENİ KAZIM GÜLEÇYÜZ: İDDİALAR VAHİM VE ENDİŞE VERİCİ

Temenni ederim ki doğru olmasın. Birilerinin temennileri beklentileri dile getiriyor. Ama hukuk devleti diyorsak bu tarz keyfilikler hukuksuzluklar olmaması lazım. Zaten olanlar yeterince hukuku ve vicdanları yaraladı. Birçok yerde masum insanlara yapılan operasyonlar derin yaralar bıraktı. İpek medya'ya yapılan operasyon büyük yara açtı. Üzerine yeni yaraların açılmamasını temenni ediyorum. Bu iddialar vahim ve endişe verici. Tarif etmekte zorlandığımız bir sürece sürüklendiğimizi ortaya koyar. Bunlar trollerin, hukuk tanımayan ve hiçbir şekilde vicdani hassasiyetleri olmayan insanların temenni olmasının önüne gitmesin.

ROTAHABER GENEL YAYIN YÖNETMENİ ÜNAL TANIK: GÜVEN ZEMİNİ KAYBEDİLDİ

Türkiye'de bir şey olmaz denen dönem geride kaldı. Hukuk devleti askıya alınmışsa o ülkede bir şeyi öngörebilmek mümkün değil. Dış politika ve siyasi alandaki sıkışmışlığın yanına bir de yarını öngörememek ülkeye ekonomik sıkıntılar getireceğini düşünüyorum. Türkiye'de yarının ne getireceğini öngörebilmek mümkün değil artık. Böyle bir olaya olmaz dememiz mümkün değil. Bu güven zeminini kaybettiğimiz için her şey olabilir. Hukuksuzluk hukuk olmuş durumda.

NOKTA DERGİSİ YAZARI PERİHAN MAĞDEN: HUKUKSUZLUKLAR DUR DURAK BİLMİYOR

Korkunç bir durum daha ne diyeyim. Dur durak bilmeden yapılan hukuksuzluklar. Duyunca kanım dondu. Zaten Anayasa Mahkemesi'nin kararını tanımıyorum demek beni hiçbir kanun hiçbir hukuksal merci bağlamaz demek. Böylece hukukla işinin olmadığını göstermek istiyor. Bu şekilde sözde kalmayacak icraya da geçirerek herkese göstermek istiyor.

ÖZGÜR DÜŞÜNCE GAZETESİ YAZARI PROF. DR. MEHMET ALTAN: TÜRKİYE HUKUKSAL KİMLİĞİNİ KAYBETTİ

17-25 Aralık'tan sonra Türkiye devleti hukuksal kimliğini kaybetti. Yani buranın bir hukuk devleti olarak anayasası olduğu ceza kanununun olduğu gerekli yasaların olduğu ve evrensel hukuk prensiplerine göre hareket ettiğini ve gerçek bir devlet olduğu söylemek mümkün değil. Ülke ormana döndü, büyük bir felakete yol açtı. Yönetilemez, güvencesi ve yarını öngörülemeyen bir kara kalabalığa döndürdü Türkiye'yi. Ondan yararlanarak kendini güçlü zanneden kesim tarafından kendi gayri meşru çıkarlarını sürekli kılmak için çıldırmış bir şekilde orantılarının yansıması.

NOKTA DERGİSİ GENEL YAYIN YÖNETMENİ CEVHERİ GÜVEN: MEDYAYA BASKILAR DAVUL ZURNAYLA YAPILIYOR

Medyaya yönelik baskılar artık davul zurnayla yapılıyor. Devletin tepesindeki isimler gazetecilerin tutuklanması, medya gruplarına el konması için kamuoyu önünde yargıya emir veriyorlar. Utanma sınırını zaten çoktan aşmıştık, asgari hukuk sınırı da aşıldı. Artık sürpriz diye bir şey yok. Zaman'a el konulması bir sulh ceza hakiminin iki dudağı arasında. Hepimizin hayatı ve özgürlüğü iki dudak arasında. Ve o iki dudağın, bir tanecik farklı sese tahammülü yok. Ülke çok büyük zararlar gördüğü gibi medya da büyük yaralar aldı ve alacak. 20'ye yakın ulusal kanalın kapatıldığı, 40'a yakın basın kuruluşunun mensuplarının akreditasyon nedeniyle kamu kurumlarına giremediği, 30'dan fazla gazetecinin tutuklu olduğu, medya sektöründe işsizliğin binlerle ifade edildiği ağır tablo içindeyiz ama enseyi karartmayalım. Gerçekler yeni yollar bulur.

MEYDAN GAZETESİ YAZARI TURGAY OĞUR: EZDİRMESENİZE KENDİNİZİ:

Ben sadece iktidarı destekleyen onlarca gazete ve televizyondaki meslektaşlarımıza seslenmek istiyorum: 'Bunca gazeteciyiz efendim. Sizin yüceliğinizi göremeyen 3-5 nasipsiz gazete kalmış. Uğraşmanıza değmez. Biz hepsine yeteriz de artarız Reis' desenize. Ezdirmesenize kendinizi. Büyük abilerin arkasına sinip fikri rekabetten kaçmasanıza."

İZMİR GAZETECİLER CEMİYETİ BAŞKANI MİSKET DİKMEN: KAYYIMLARI İKİ AYDA GÖRDÜK

İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Misket Dikmen, Zaman Gazetesi'ne kayyım atanacağı tehdidine sert tepki gösterdi. İki ay önce yapılan kayyım atamalarının sonucunun ortada olduğuna dikkat çeken Dikmen, kayyım yönetimindeki gazetelerin kapatılması sonucu 500'den fazla gazetecinin bir anda işsiz kaldığını söyledi. Daha önce yaptığı açıklamalarda kayyım atamasını, 'haneye tecavüz' ve 'mülkiyet haklarına yapılmış apaçık bir saldırı' olarak nitelendirdiğini hatırlatan Dikmen, "Böyle bir kayyım kararının basın ve ifade özgürlüğünün yanında çok ciddi bir mülkiyet hakkına tecavüz olduğunu düşünüyorum. Hem basın özgürlüğüne hem kişilerin mülkiyet haklarına yapılmış apaçık bir saldırıdır, bir tecavüzdür." dedi.

Hukuk Profesörü Sami Karahan'dan 'Zaman'a kayyım' tehdidine tepki: Anayasa ihlalidir

Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Profesör Dr. Sami Karahan, Zaman'a kayyım atanmasıyla ilgili söylentilere twitter hesabından yorumladı. Karahan, “Açık Anayasa hükmüne rağmen Zaman Gazetesi'ne kayyum atanması Anayasa'nın ihlalidir.” ifadelerini kullandı.

Anayasa'nın 30. Maddesi'nde yer alan, "Basımevi ve basın araçları, suç aleti olduğu gerekçesiyle zapt ve müsadere edilemez veya işletilmekten alıkonulamaz." ifadelerine atıfta bulunan duayen hukukçu, “Açık Anayasa hükmüne rağmen Zaman Gazetesi'ne kayyum atanması Anayasa'nın ihlalidir.”  vurgusu yaptı. “Anayasa'yı ihlal suçu Türk Ceza Kanunu'nun 309. maddesinde müebbet hapis cezası ile cezalandırılmıştır.” diyen Profesör Karahan, “Anayasayı ihlal, (1) Cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs edenler ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılırlar. (2) Bu suçun işlenmesi sırasında başka suçların işlenmesi halinde, ayrıca bu suçlardan dolayı ilgili hükümlere göre cezaya hükmolunur. (3) Bu maddede tanımlanan suçların işlenmesi dolayısıyla tüzel kişiler hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.” diye ekledi. Karahan, şunları belirtti: “1982 Anayasa'sını darbe Anayasası diyerek beğenmeyenlerin, buna bile uymaması ve yeni Anayasa arayışında olması açık bir çelişkidir. Zaman grubuna kayyum atanması siyasi gasp sürecinde ara kademedir. Süreç diğer muhalif basına ve şirketlere el konulması ile devam edecek. Süreç muhalefet partilerinin kapatılması ile tamamlanacak.”

Burhan Özfatura: Ülkede tam anlamıyla Anayasa'ya aykırı tecavüzler yaşanıyor

İzmir Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı Burhan Özfatura, Zaman Gazetesi'ne kayyım atanacağı tehdidine sert tepki gösterdi. Zaman'a el koyma girişiminin asıl amacının Türkiye'yi hiç konuşamaz hale getirmek olduğunu vurgulayan Özfatura, "Yapılan her açıdan yanlış.

Ne ahlaka ne kanuna ne de vicdana sağmıyor. Ama bu konuda çok kötü örnekler var. Bir takım gazeteleri aldılar ve batırdılar. Çok sayıda gazeteci işsiz kaldı. Bank Asya'dan, Koza İpek'e kadar tam anlamıyla anayasaya aykırı olarak ülkede tecavüzler yaşanıyor. Türkiye'de maalesef ne mal ne can güvenliği kalmadı. Burada amaç muhalif hiçbir ses bırakmamak, ortalığı tamamen yandaş medyaya teslim etmek, Türkiye'yi kendi açılarından hiç konuşamaz hale getirmek. Zaten fikir, ifade ve teşebbüs hürriyeti tamamen ortadan kalktı. Hakaret gerekçesine uydurularak Hidayet Karaca, Gültekin Avcı ve birçok gazeteci hala haksız yere hapiste tutuluyor. Allah ülkemize acısın." dedi.

"HALKIN GÖZÜ ÖNÜNDE PERVASIZ BİR SENARYO OYNANIYOR"

Konu ile ilgili olarak açıklama yapan Özfatura, halkın gözü önünde pervasız bir senaryonun oynandığını ifade etti. Özfatura, "Basın kuruluşları anayasal güvence altında ancak iktidar anayasa kararına uymayacağına açık açık ifade ediyor. Şimdi ortada bir komedi oynanıyor. Yeni anayasa için ısrar ediliyor. Daha siz mevcut anayasa ve mevzuata uymuyorsunuz ki yeni anayasa gelse ne olur gelmese ne olur. Ne değişecek? Şimdi halkın gözü önünde çok açık ve pervasız bir senaryo oynanıyor. Türkiye'de maalesef hukuk düzeni kalmadı. Demokrasiden bahsetmek mümkün değil. Öbür taraftan da terörü azdırdılar. Kendi tavizleri yüzünden ülkenin bir bölümü yangın yerine döndü. Evlatlarımız da şehit oluyor. Allah hepsini korusun." diye konuştu.

04 Mart 2016 11:57
DİĞER HABERLER