Zamanı yakalama

Samanyoluhaber.com yazarlarından Prof. Dr. Şerif Ali Tekalan yeni köşe yazısını 'Zamanı yakalama' başlığı ile kaleme aldı.
Lisedeyken atletizm kulübündeydim. Özellikle barfikste hemen her türlü hareketi yapabiliyordum. Tıp fakültesi, ihtisas, yurt dışı derken askerliğimi yapmak için ülkeme geri döndüm. Askerliğin ilk eğitim döneminde, spor yapılan alanda barfiks de vardı. Zaman geçmiş, araya seneler girmiş, altı yıl tıp fakültesi, dört yıl ihtisas, sonra yurt dışı dahil 14 yıla yakın süre içinde ben barfikse hiç çıkmamıştım.

Bir fırsat buldum diye, eşofman ve spor ayakkabıları aldım. Müsait bir zamanda alanın etrafında koşarak ısınma turları yaptım. Sonra da barfiksin yanına geldim. Atladım ve barfiksi yakaladım. Kendimi çekmeye çalıştım, çekemedim. Bırakıp tekrar atladım, yine çekemedim. Kendi kendime ‘’bu barfiks herhalde bozuk’’ dedim. Sonra barfiksin bozuk olmadığını, benim yıllarca bu sporu bıraktığım için bu yeteneğimi kaybettiğimi anladım. O barfikste her türlü hareketi yapabilen ben, bırakın hareket yapmayı, onu bir kere bile çekemeyen ‘’ben’e’’ dönüşmüştüm.

Aksatmadan bu alışkanlığımı devam ettirebilseydim, uzun bir zaman ara vermeseydim, eskiden yaptığım bütün hareketleri yapamasam da bir kısmını yapabilirdim. Demek ki bu geçen zaman dilimini bu yönüyle değerlendirmemişim. Zamanı atlamışım. Zamanında yapılması gereken aktiviteleri yapmadığım için böyle bir duruma düşmüştüm. Demek ki  ‘’Mermeri aşındıran, suyun gücü değil, devamlılığıdır’’ kaidesindeki devamlılığı sağlayamamışım.

Fotoğraf çekenler için de zaman çok önemlidir. Özellikle çekilecek obje veya objeler yönüyle, havanın durumu, güneşin varlığı, insanın o andaki halet-i ruhiyesi, gibi birçok faktör zamanla ilgilidir. Bütün bu faktörlerin bir araya geldiği uygun bir zamanda (‘’o an’’) çekilen fotoğraf, bakılabilen, değer verilen, insanın içini ısıtan bir fotoğraf olur. Aksi ise, sadece bir görüntüden ibarettir. Birinci ışıkta mükemmel zamanlamayla yakalanan fotoğraflar senelerce seyredilir, hatta tarihe geçer. Ötekiler ise bir bakıştan sonra silinir gider.

Hemen her konuda, her zaman, her yerde zamanlama faktörü çok önemlidir. Yapılması gereken iş ve aksiyonlar, o işten daha iyi verim alabilmek adına tam zamanında yapılmazsa, bir değer taşımaz. Hatta hiç değeri yoktur.

İnsan hayatı sınırlıdır. Bu sınırlı zaman diliminde, insanın sınırsız bir hayatı, yani ahireti kazanma veya kaybetme durumu söz konusudur. Sınırlı zaman diliminde de her insana verilen kısıtlı zaman farklıdır. İşte bütün bu faktörlerden dolayı, sınırlı zamanda bu şansı çok iyi değerlendirmek ve bugünün anlayışıyla en yüksek puanları almaya gayret etmek bir esastır.

Bu gayretler de, özellikle insanın kendisini yaratan Yüce Yaratıcısının rızasını kazanma endeksli olursa, o zaman değerler üstü değerler meydana gelir ve insan da bu hayatı kazanmış olur. Bütün bunların karşılığında da yatık sekizle ifade edilen sonsuz bir alemde, Yüce Yaratıcının bunların karşılığında lütfedeceği, gözlerin görmediği, kulakların duymadığı, hayallerin ulaşamadığı, güzellikler insana verilecektir.

İşte bütün bu durumlardan dolayı, insan hayatında zaman çok önemlidir ve asla boşa geçirilmeyip, en değerli bir şekilde harcanması gereken bir özelliktir.

Nasıl ki, barfikste hareket yapabilme, zamanı atlamamaya ve onu düzenli yapmaya bağlı ise, basit bir fotoğraf çekiminde bile, en iyi karenin yakalanması açısından , gölge, yön ve diğer objeler yanında, esas hedefte olan objenin tam yakalanabilmesi ve bu çerçevede ışığın iyi ayarlanabilmesi ,zaman faktörüne bağlıysa-ki aynen böyledir-geçici olan yaşadığımız sınırlı bir hayat dilimi içinde de, Yüce Yaratıcının bizden istediği, yapılması gereken konuların yapılabildiği zaman dilimi, değerler üstü değerlere ulaşır.

      

Bütün bu esaslardan dolayı, insanın yine Allah tarafından kendisine lütfettiği aklı, içinde bulunduğu şartlar içinde en iyi şekilde kullanarak, sınırlı bu zamanı yine en değerli hale getirebilmesi onun iradesine bırakılmıştır.

 

Zamanı iyi kullanma açısından, bu değerlendirmeleri asla es geçmemeli ve bu dünyadaki sınırlı olan bu zamanı, yatık sekizle ifade edilen sonsuz yaşam için bir maya haline getirip, Rabbimizin orada lütfedeceği bu güzellikleri, yakalamaya gayret etmemiz gerekmektedir.

 

Geçici olan bu dünya hayatında, insan açısından en değerli hazine, zamandır. Çünkü bu zaman diliminde, Yüce Yaratıcımız, Allah’ın bize bildirdiği ve yine bizim faydamız açısından olan özellik ve güzellikleri yapabilme gibi bir şansımız vardır. Yapılmamasını emrettiği şeyleri işlediğimiz durumlarda ise zamanın boşa geçmesi yanında, bunların hesabının sorulacağı bir zamana,ahirete tehir edilmiş olur.

Allah, insana esas kalıcı ve sonsuz alem olan ahirette ona lazım olacak sevapları kazanması açısından, senenin içindeki belirli zaman dilimlerini, diğer zamanlara göre daha değerli kılmış ve insanlara bunları değerlendirmeleri fırsatını vermiştir. Ramazan ayı, bu ayın içindeki Kadir gecesi, Miraç kandili, Beraat kandili, Mevlit kandili, Regaip kandili, cuma günü, aşure günü, bayram günleri, Kurban bayramından önceki on gün(zilhicce ayının ilk on günü), üç aylar gibi zaman dilimleri de yine bu çerçevelerde öbür alemi kazanma adına verilen fırsatlardan bazılarıdır.

Bütün bunlardan dolayı da insanın, bu sınırlı zaman diliminde, kazanma kuşağında kaybetmemesi, kendisini sonsuz âleme giderken şanslı kılar. Aksine, Yüce Yaratıcısının kendisine lütfettiği aklı, fikri, kabiliyetleri, bu sınırlı zaman dilimi içinde, esas kullanılması gerektiği gibi kullanmazsa, kaybetmişler grubuna dahil olmuş olur.

Bu durum, bir oyun değildir. İkinci plana atılacak, ne zaman ve nasıl olacağı da belli olmayan bir durum da değildir. Şimdiye kadar bizden öncekilerin hepsinin bu geçici dünyadan, o kalıcı dünyaya gittiğinin şuurunda olarak, kendimize bir çekidüzen verme ve bu çeki düzeni de başkaları ile yine paylaşma gayreti içinde olma, diğer canlıların yanında şuurlu bir varlık olan insan olmanın gereğini yerine getirmeye bakmak, yapılması gereken esas iştir, görevdir, sorumluluktur.

Rabbimiz, hepimizi bu şuur içinde, sınırlı bir zaman içindeki geçici bu dünyayı, süresiz zamanın lütfedildiği esas kalıcı aleme hazırlık yapabilen kullarından eylesin.
03 Haziran 2025 10:13
DİĞER HABERLER